04 Şubat 2015 00:52

Milli güvenlik dersi

Milli güvenlik dersi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

15 bin işçinin grevinin ertelenmesi turnusol oldu…
Pratik saflaştırdı… Hükmünü verdi… Yıllardır anlatıp durulan… Yazılıp çizilen mevzuları bi’ nevi karara bağladı…
Şöyle ki…
DİSK / Birleşik Metal İş üyesi işçiler peyderpey greve çıkmaya başladı…
Geçen perşembe ilk grev önlükleri giyildi…
Bir gün sonra toplanmayan Bakanlar Kurulu grevi erteledi… AKP, burjuvaziyi MESS-T etti…
Tayyiban rejimi – MESS burjuvazisi ve işbirlikçi Türk-İş/Türk Metal ittifakı deşifre oldu…
Uzun uzadıya ‘Emek düşmanı AKP’ ajitasyonuna lüzum yok… Hayat, ilk etabı halletti… 
Artık açık: AKP diktası hakkını arayan onurlu emekçi istemiyor…
Onlar, el ovuşturan, sadaka peşinde koşan, köle milleti seviyor… 
Yeni gündem:
Domuz topuna dönüşen bu suç örgütünün dinamiklerini bilince çıkarmak… Çözmek…
Haramilerin verdiği ilk ders bu, grevciye… Ve “Bu grev hepimizin” diyen hepimize…

MİLLİ MARTAVALLAR
Grevin “erteleme” gerekçesi neydi?
Milli Güvenliği bozucu…
Grevcilerin sendikal önderliği, ikinci dersi bilince çıkartmakta gecikmedi… İlan etti:
“Hak yemek mi milli güvenlik!” 
Açıkladı:
“Bakanlar Kurulu sermayenin kurulu… Milli Güvenlik dedikleri  sermayenin güvenliği…”
Olan biteni izah ediyor…
Demek ki, işçi de patron da aynı “milli”nin parçası değilmiş… Nitekim emekçi için hak olan, sermaye için güvenlik sorunu oluyormuş…
Kendi güvenliklerini emekçiye “milli güvenlik” diye dayatabiliyorlar…
Niye?
Memleketi egemeni oldukları için… 
“Hepimiz aynı gemideyiz” martavalı ile emekçiyi bu yalana ikna ettiklerinden…
Lakin sağ olsunlar… “Greve darbe” yaparak işçilere sınıf bilinci verdiler… Kestirmeden.
“Biz kazanırsak hepimiz kazanırız… Mülk sahibi azınlık kazanırsa çalışan çoğunluk da kazanır” burjuva yalanının kabuğu soyuldu…
Zafer ya da yenilgi… Pratik her daim öğretiyor… 

AB’Yİ PEK SUSKUN GÖRDÜK
“15 bin işçinin grevine darbe” turnusol olmaya devam ediyor…
Sahi Avrupa Birliği neden sesini yükseltmedi İktidar’a? Ya ABD?.. Basın sözcüsü şöölebi’niye dokundurmadı? Hayır, emperyalizmden medet umduğumdan değil…
Burada başka bi’fotoğraf çıkmıyor mu?
Hani demokrattı AB?.. İşçinin grevini darbelemek demokrasiye halel getirmedi mi? 
Kimlik ve kültürel ihlallerde AKP’ye ayar veren AB, şimdi neden susuyor?..
Zira ABD… Ve ötekiler…
Emek-sermaye çelişkisi üzerinden muhalefete tahammül edemiyor olabilirler mi?
AKP karşıtlığının “kimlik” eksenli üzerinden mi olmasını istiyorlar sadece?

‘KİMLİK’ MÜCADELESİ AŞKI
‘Dil, din, diyanet meselelerinden gel, dükkan senin’ tavrını nasıl yorumlamalıyız?

Ya bizim (sol) liberal muhalif yazar çizer takımının üç maymunu oynamasını neye yormalı?
‘Greve darbe’ hadisesinin Sermayeyi uzaklaştırarak AKP karşıtı muhalefeti böldüğünü… Böleceğini söyleseler afallar mısınız?..
Sizi bilmem ama beni sadece açık sözlülükleri şaşırtır… Zira ‘sükut suikastı’nın amacı ‘greve darbe’ saldırısını gündemden düşürmek!
Toplumun… AKP karşıtı muhalefetin emek-sermaye çatışması üzerinden saflaşmasını/şekillenmesini engellemek…
Şunun için…
Emperyalizm ve iş birlikçi sermayenin muhalefet planının bozulmasını istemiyorlar…
Yaygın ‘Grev’ dinamiğini “bozguncu” buluyorlar… 
Siyasi tavır koyuyorlar… Siyasi cevabı hak ediyorlar… Farkındalar: 15 bin grevcinin etrafında örülecek mücadele muhalefete de makas değiştirir…
Öyle ise?
Cevabı İhsan Çaralan verdi:
“Grev mücadelesi artık siyasi mücadeledir.” (Evrensel, 1 Şubat 2015)


Satır altından notlar...

DUT YEMİŞ BÜLBÜLLER
Bakalım nasıl verdiler grev “erteleme” kararını gazeteler?..
İlk sayfaları tarıyorum…  Hürriyet’in sürmanşetindeki bi’başlık heyecanlandırdı: 
Dikkat fırtına… 
Yakışmış… Uyarıyor ‘Messt’ olan burjuvaziyi de iktidarı da… derken… Pardon… Marmara’yı savuracak rüzgarı bildiriyormuş, haber…
Aşağılara iniyorum… Yok… 
Halbuki milli güvenlik, tehlike atlatmıştı… 
AKP uyanıklığı sayesinde direkten döndü Türkiye… Buna rağmen ilk sayfaya ‘hap’ bile olamamış…
İsmailağa Cemaatinin acı kaybı kadar girememiş… 
Devir Cüpppeli devri ya… 
Ya diğerleri…
Evrensel.net özetlemiş:
Grev yasağını paralelin iki ucu da görmedi…
Ya televizyonlar? Kaçırdıysam affola?
Altı gün oldu ben hâlâ ‘grev ertelendi” yalınlığında bi’habere bile rastlamadım…
Kulağım bilhassa Kanal D’nin Cüneyt Özdemiri’ndeydi…
‘Greve çıkıldı’ haberini vermekle kalmamış… 
Epey de babalanmıştı, gelişmeleri aktaracağız sözü vererek…
Bir gün sonra darbelendi grev… Cüneyt Özdemir’den ses seda yok!
Tıpkı cevval TV programcıları gibi…
Ahmet Hakan, Şirin Payzın, Didem Aslan Yılmaz… Eee?

DÖRT SORU
Hürriyet’inWashington temsilcisiTolga Tanış, geçen pazar Kara Kuvvetleri Komutanı Hulusi Akar’ın ABD ziyaretini yazdı (1 Şubat 2015). 
Org. Akar’a verilen liyakat nişanını kritik etti…
Ödül gerekçesi Tanış gibi, benim de ilgimi çekti:
“Türk Kara Kuvvetleri’nin başarılı şekilde yeniden yapılandırılmasını sağladığı…”
Türk KK’yi yeniden yapılandıran Türk komutana ABD liyakat ödülü… Niye ki? Neyin ‘liyakat’ı bu?
Gerekçelere devam:
“Suriye konusunda sergilediği tutum…”
“Türk ve Amerikan özel kuvvetleri arasında daha geniş bir işbirliği geliştirilmesine katkı sunduğu…”
Neymiş bu katkılar?
Hürriyet yazarı esas şunu peşinde: 
Hulusi Akar’ın ziyareti neden basından uzak tutulmaya… Hatta “saklanmaya” çalışıldı?..
Bunu kurcalıyor...
Şuna dikkat çekiyor: 
ABD-Türkiye ilişkilerinde artan gizli diplomasi… Tanış’ı okuyunca kafa takıldı… 
Sorularımı sıraladım:
o Neden Türkiye-ABD ilişkilerinde “gizli diplomasi” ağırlık kazanmaya başladı?
o Türkiye/TSK neden (ABD ve) silahlı kuvvetleriyle sıcak ilişkilerde bulunduğunun bilinmesini istemiyor?
KK Komutanının ziyaret tarihi, alacağı liyakat nişanı ve töreni adeta görünmez/bilinmez kılınmaya çalışılır… “Güvenlik gerekçesi”yle açıklanamayacak bu mahremiyet niye?
o Türkiye ve ABD, Suriye meselesinde anlaşamadığı düşünülürken, TSK komutanına ‘Suriye’ sebebi ile (de) ödül verilmesi neyin nesi?
o Dezenformasyon değilse yazılanlar… Bütün bunlar, Tayyiban iktidarı- ABD ilişkilerinin neresine oturuyor?..
Hani gergindi ya ikili münasebetler… O bakımdan… 

DEVRİM SİRTAKİ OYNARSA…
Komşu sandığı açtı. SYRIZA kazandı.
Bu vesileyle öğrendik ki, herkes SYRIZA’cıymış… 
CHP... MHP (“Ulusal dik duruş”) bile… 
AKP zaten “Bizi örnek aldılar” şekilli manşeti çaktı (Akşam, 28 Ocak 2015).
SYRIZA yalanladı: “Onlar neoliberal… Biz AKP’nin tam tersiyiz” (Birgün, 29 Ocak 2015).
KP’lilerimiz bozulsa da bu sahiplenmeye… Ahali “Hepimiz SYRIZA’yız” havasına girdi... 
Lunaparklarda mukavva kahraman gövdeleri olur hani… Kellesi boş… Koy başını, al fotonu…
Akıl etse biri… Vatandaş sıraya girecek, Çipras bedenine baş koymak için… 
Vaziyet Maksim Gorki’nin”Küçük Burjuva İdeolojisinin Eleştirisi”ni hatırlattı… Gorki, bu eserinde küçük burjuvaziyi şöyle tanımlar:
“O, her merasimde bulunur: Bütün düğünlerde nişanlı, bütün cenazelerde ölü olan odur.”
Çok sevinenler ilk terk eden olur, endişesiyle yazıyorum bunları… 
Yoksa, hep var olsunlar, mutlu ettiler hepimizi…  
Yetmesin… “Başka bir dünya mümkün” sloganını kuvveden fiile çıkarsınlar… 
‘Yeni’ bi’tecrübe olarak ufkumuzu açsınlar…
Olur mu? 
SYRIZA öyle mi yapar, böyle mi?..
Samimiyetinin de… Zafer ve programının güvencesi de halk örgütlenmesi… 
Kitleleri her daim ve her şartta devrede tutmasında… Denetim, kontrol ve giderek iktidar mekanizmaları oluşturmasında… 
Bunlar var mı, bu mevzuda kapatanioslar ne düşünüyor, eyliyor bilemiyorum… 
Haddime mi akıl vermek… Reel sosyalizmin yenilgisinden çıkarılması elzem dersi naklediyorum…
Yunanistan’da devrim olmadı ki ‘sovyet’ kurulmasını bekliyorsun denilebilir?
Her iş bi’tamam da kuralına göre ‘sovyet’/konsey/komiteler kurmak mı kaldı?
Venezuela’da devrim yoktu ama halk örgütlenmeleri yaratıldı!
Komşu’da niye olmasın…
Hem söyler misiniz… Baştan sona “önderlik” tarafından planlanmış ve amacına ulaşmış kaç hareket var tarihte?
Tersi misal için ilk akla gelen devrimi anabiliriz…
Gezi’de bize “Devrim göz kırptı”…
Komşu’yu belki hepten baştan çıkarır… 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa