Rehber öğretmen kursu ve grev erteleme kararı
Fotoğraf: Envato
Geçen hafta, rehber öğretmen kursları ve bu kurslarda yetiştirilecek rehber öğretmenlerin özel öğretim kurumlarına atanması hakkında yazmıştım. Yazıyı da şöyle bitirmiştim: “Rehberlik ve psikolojik danışmanlık mesleğinin demokrasi, insan hakları, bireysel özgürlükler, ifade özgürlüğü kavramlarıyla ilişkisi yüksek düzeyde… Bu mesleğin en önemli amacı bireyin gelişimsel özelliklerini dikkate alarak bütün bir kişilik olarak gelişmesini ve kendisini ortaya koymasını sağlamak yolunda destek vermek… Marx’ın tarif ettiği yabancılaşmaya karşı mücadele yolunda önemli bir rolü var bu mesleğin…”
Bazı noktaları biraz daha açmakta fayda var. Rehberlik ve psikolojik danışmanlık mesleğinin gelişiminin tarihçesinde büyük güçler arası bir rekabet var. Uzay savaşlarının bu mesleğin gelişiminde etkisi büyük... Örneğin. ABD’de bu meslek zaten gelişme süreci yaşıyor ama özellikle Sovyet Rusya ile ABD arasındaki uzay yarışının bu mesleğin örgün öğretim kurumlarında yaygınlaşmasında payı büyük. Çünkü rehberlik ve psikolojik danışma alanının mesleki rehberlik hizmeti sayesinde bireylerin kendilerine uygun mesleklere yönelmelerinin mümkün olabileceği ve bunun da büyük güçlerin ihtiyaç duyduğu üstün nitelikteki mesleki personelin yetişmesini sağlayacağı düşünülüyor; bu sayede mesleki yönlendirme çok verimli bir şekilde yapılabilecek, teknolojik ve ekonomik faaliyete faydası olabilecek yetenekler zayi olmayacak ve büyük güçler ekonomik ve teknolojik rekabette birbirlerine üstünlük sağlayabilecekler. Tabii devletin planlaması açısından düşünüldüğünde, bu mesleğin verimli çalışması durumunda ekonomik ve bununla bağlantılı olarak siyasi düzen de tıkır tıkır işleyebilecek. Geçen haftaki yazımın sonunda yazdıklarımla bu paragrafta yazdıklarım arasında bir çelişki var gibi görünüyor. Çünkü bu mesleğin iki ayrı boyutu var. Rehberlik ve psikolojik danışmanlık mesleği, devlet otoritesi, teknolojik gelişme, ekonomik ve siyasi düzen açısından, düzene uyum sağlamayı başarabilecek güçte bireyler yetiştirmek hedefi doğrultusunda önemli bir araç olmakla birlikte işin içine bireyin bütünlüklü olarak gelişimi, duygu dünyası ve bilimsel yaklaşım girdiğinde ortaya düzen için tehlikeli durumlar yaratabilecek bir meslek de ortaya çıkıyor. Bilimsel yaklaşıma dayanarak ve etik ilkeleri gözeterek bu mesleğin icra edildiğini düşünecek olursanız, aslında ekonomik ve siyasi düzen için hiç de istenilen bir durum ortaya çıkmayabilir.
Sözün özü, evrensel mesleki etik ilkeler gözetildiğinde ve bilimsel temellere dayanılarak rehberlik ve psikolojik danışmanlık mesleği icra edildiğinde bireyler kendilerini gerçekleştirme ve bütünlüklü bir kişilik geliştirme yolunda psikolojik destek bulabilirler. Evrensel etik ilkeler ve bilimsel temeller konusu çok önemli çünkü bunlara özen gösterilmesi sayesinde, bu meslekte, dünyada, özellikle de ABD’de müthiş güçlü bir örgütlenme var. Zaten geçen haftaki yazımın bir bölümünde mesleki kimliğin oluşumu sürecinde ve mesleki faaliyete yönelik saldırılara karşı örgütlenmenin de önemine değinmiştim. Mesleki de olsa, sendikal da olsa, örgütlenme belirli bir meslek alanında üretim yapan bireylerin mesleki kimliklerinin güçlendiğini göstermekle kalmıyor, o bireylerin üretimden gelen güçlerini toplumsal barış yolunda kullanma şansını da arttırıyor. Bu yazı nereye kayıyor, diyeceksiniz. Sabır…
Bireyin ve toplumun gereksinimleri, ortaya çıkan devletin, yani belirli bir ekonomik ve siyasi düzenin sahibi ya da merkezi olarak ortaya çıkan devletin planlarıyla ve amaçlarıyla ters düştüğünde ne olur? Otoriter zihniyetin hakim olduğu toplumlarda ters düşmesi beklenmez ve ters düştüğünde bireyler ve mesleki topluluklar tepki gösterirlerse, devlete karşı gelmiş sayılırlar. Bu yüzden de örgütlenme sıcak bakılmayan bir girişimdir. Dernekti, sendikaydı, mesleki kimlikti falan, tırı vırı işlerdir bunlar otoriter toplumlarda. Bu yüzden de devlet organları çeşitli kararlar aldığında birey olamayan ve dolayısıyla toplum olamayan insan yığını susar. Devlet bu kararlarına gerekçe olarak da milli güvenliği gösterir bu tür toplumlarda. Bu milli güvenliğin tam olarak ne olduğu belli de değildir. Metal iş yerlerindeki greve karşı devletin aldığı kararda olduğu gibi... İşçiler ekonomik taleplerini dile getiriyorlar ve en sonunda başka çare bulamayıp grev kararı alıyorlar. Bu taleplerin ciddiyetle dikkate alınması ve çalışma barışının sağlanmaya çalışılması yerine grev milli güvenlik gerekçesiyle erteleniyor. Bu insanlar “Çalışmayalım” demiyorlar ki, emeklerinin karşılığını almaya çalışıyorlar.
Metal işçileri grevinde devletin ya da başka bir deyişle kapitalist sistemin devlet aletini kullanarak ortaya koyduğu tavır ile rehberlik ve psikolojik danışmanlık mesleğiyle ilgili olarak alınan karar ortak özellikler gösteriyor. Her ikisi de, otoriter zihniyetin, insanların örgütlenerek, bir araya gelerek, üretimden gelen güçlerini kullanarak tavır ortaya koymalarını engellemek, hiçe saymak, onları sindirmek arzusu taşıyor. Birincisinde zaten örgütlenmiş olanların ortaya koyduğu ortak tavrı hiçe saymak ve sindirmek, ikincisinde ise ortak tavır ortaya koyabilecek kadar güçlü olmayanların güçlü olmalarını engellemek arzusu var. Türkiye’de askeri darbeler de, yapılır yapılmaz, bu türden örgütlenmeleri yok etmekle, sindirmekle işe başlamadılar mı?
Kendisine saygı duyan insan, emeğine yabancılaşmak istemeyen insan yeri geldiğinde hayır der, örgütlenir, karşı koyar. Geçen haftaki yazımın sonunda rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmeti yoluyla herhangi bir bireyin öğrenmesinin mümkün olduğunu söylediğim şey de aslında buydu. Ve tabii ki öğrenilmesine aracılık ettiği şeyi kendi içinde de gerçekleştirir kendisine ve mesleğine saygı duyan insan. Evrensel etik ilkeler ışığında bilimsel temellere dayanarak mesleğini icra eder ve örgütlenir.
- Eğitimde reform… Kim için ve ne için? 15 Ekim 2016 00:26
- İhtisaslaşmış kölelik 17 Eylül 2016 00:11
- Meslek liselerinin devri? 10 Eylül 2016 00:56
- Mültecilik, kölelik midir? 03 Eylül 2016 00:54
- Özgürlük, adaletten başka bir şey değildir 06 Ağustos 2016 00:51
- İnsan olmak, demokrasi ve yabancılaşma 30 Temmuz 2016 01:00
- Demokrasi eğitimi ve demokrasinin neresindeyiz? 23 Temmuz 2016 00:51
- Vatandaş mı, yandaş mı, düşman mı? yoksa insan mı? 16 Temmuz 2016 00:51
- Yabancı öğretmen yetiştirme düzeni 09 Temmuz 2016 01:00
- Performans kaygısı 02 Temmuz 2016 01:00
- Maarif Vakfı Kanunu 25 Haziran 2016 00:51
- Başka bir seçenek hakkı için: ‘Yeter Artık’ 18 Haziran 2016 00:13