06 Şubat 2015 01:00

Kendi oyunlarının altında kalabilirler

Kendi oyunlarının altında kalabilirler

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün, “Enflasyon yüksek çıktı. Faizi düşürmeyeceğiz” diyen Merkez Bankası (MB) yönetimine ve elbette dolaylı olarak da MB’nin politikasının arkasında duran Ali Babacan’dan başlayarak Hükümetin ekonomi yönetimine; bir kez daha “ekonomi bilmezlik”ten “faiz lobisine hizmet etmeye” varan suçlamalarla verdi veriştirdi. Hata bu sefer MB yönetimini de geçerek, “Bağımsız kurum diyorsunuz böyle oluyor” diye MB’nin “bağımsız” olmasını da eleştirdi!
Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakında “MB’nin halkın seçtiği Cumhurbaşkanına bağlanırsa daha bağımsız olacağını” savunarak, bu doğrultuda önlemler isterse şaşmamalıyız!
Ancak, MB’nin “Faiz indirimine gidilmeyecek” açıklaması sonrasında pazartesi günü 2.44 TL’den 2.39’lara gerileyen dolar, Cumhurbaşkanının konuşmasından sonra 2.46 TL’ye çıkarak tarihi bir zirve daha yaptı: Dolar bir gün içinde yüzde 3 değer kazandı! Bu arada faiz de yüzde 8’i aşarak, son yılların zirvesini gördü.
Ama Cumhurbaşkanı sadece dolarla, faizle, “MB’nin bağımsızlığı” ile ilgilenmiyor.
Tersine son birkaç haftadan beri, “başkanlık sistemi” tartışmasını yeniden gündeme sokmak istiyor. Üstelik bunun sadece bir siyasi gündem olmasının da ötesinde Cumhurbaşkanı, “AKP’nin seçim beyannamesi”nin merkezi maddesi olarak konulmasını istiyor.
Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakan Davutoğlu ve Hükümetle “ters düştüğü”, Hükümet cenahının başkanlık sistemine seçim beyannamesinde yer vermek istemediği doğrultusunda haberler çıkıyordu. Bu tezi AKP’ye yakın kimi gazeteciler “içeriden bilgi” olarak savunuyordu. Ama, bir “aile yemeği” ile bu işin çözüldüğü, her zaman olduğu gibi sonunda Erdoğan’ın dediğinin olduğu, anlaşılıyor.
Nitekim Davutoğlu, önceki gün yaptığı açıklamada; “Sayın Cumhurbaşkanımızla bu konuda en ufak bir tartışmamız olmaz. Gelinen noktada sistem işlemiyor… Öyle bir sistem kuralım ki hem ihtiyaçlara cevap versin, hem geçmişteki zorluklardan kurtarsın. Başkanlık sistemi öncelikli, bizim bu sistem tartışmasını yapmamız lazım…” diyerek, Erdoğan’ın dediğine geldiğini itiraf etmek zorunda kaldı.
Başkanlık sistemini getirmek için “yeni bir anayasa”, “yeni anayasa için daha çok güç” talebiyle vatandaşın karşısına çıkarak AKP, Hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir taşla birkaç kuşu birden vurmayı amaçladıkları anlaşılıyor.
Şöyle ki; yeni bir Anayasa ve başkanlık sistemi diyerek AKP ve Cumhurbaşkanı;
1- 13 yıllık yolsuzluk, rüşvet, kara para aklamalarına varan ülkenin yer altı ve yer üstü servetlerinin nasıl yağmalandığını, yoksulluğu ve işsizliği nasıl siyasi ranta tahvil ettiklerini, dış politikada çarptıkları duvarı, “muhafazakar toplum” iddialarıyla bir Orta Çağ toplumu inşa etme zırvalıklarını, seçim gündeminin dışına itmeyi,
2- 12 Eylül Anayasası’nın düzenini, 13 yıllık kendi iktidar dönemleri de dahil “eski” diye reddedip, “yeni bir anayasa yeni bir düzen”, bu düzenin sembolü olarak da “Başkanlık sistemi” denerek, pembe renkli bir tablo olarak sunulan bir “yeni Türkiye” için oy istenecektir. Ki, bu kara propagandayla desteklenen plana “hayır” diyenler de “eski düzenin”, “12 Eylül Anayasası’nın savunucusu” ilan edilecektir! Bu planın küçük bir uygulamasını AKP 2010 Eylül’ündeki “Anayasa değişikliği referandumunda” yapmış ve başarılı da olmuştu!
Peki AKP’nin kara propagandası bu sefer de tutar mı?
CHP ve MHP’nin 12 Eylül Anayasası ve onun şekillendirdiği sistemi savunmada gösterdikleri kararlılık dikkate alındığında, bu partilerin AKP’nin elini hayli güçlendirdiği söylenebilirse de bu sefer durum farklıdır. Çünkü bu sefer ülke siyasetinin yönünü belirleyen, AKP ile majestelerinin muhalefeti (MHP ve CHP) arasında bir mücadele değildir. Tersine Türkiye’nin demokrasi güçleri HDP etrafında birleşerek seçime girmeye hazırlanıyor, dahası gerçekten yeni bir Türkiye ve gerçekten laik ve demokratik bir Türkiye’nin Anayasası için mücadele de vereceklerdir. AKP ve onun Cumhurbaşkanı bu sefer demokrasi güçleriyle mücedele etmek zorunda kalacaktır.
2015 haziran seçimi koşulları dikkate alındığında, eğer demokrasi güçleri ellerindeki fırsatı doğru kullanabilirse, halkın taleplerini savunmakta kararlı davranırsa, gerçekten yeni Türkiye’nin nasıl kurulabileceğini doğru anlatabilirlerse, AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, HDP’nin barajı aşmasıyla kendi oyununun altında kalma, “evdeki bulgurdan olma”  ihtimali çok daha güçlüdür.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa