8 Şubat 2015

Eğer Nazi kamplarının  girişindeki “Çalışmak Özgürleştirir” özdeyişini Paul Lafargue, görebilseydi, Tembellik Hakkı adlı kitabını yazmakta ne kadar haklı olduğunu bir kez daha anlar, kitabının girişinde Nazi kamplarının sloganını anardı. Paul Lafargue, hemen herkesin kolayına gelen söyleyiş kolaylığıyla “Marx’ın Damadı”, sosyalizm tarihinde, Marksizmi Fransa’ya ilk getiren düşünür ve eylem adamı sayılır.
Lafargue, 1842’de Küba’nın Santiago kentinde doğdu. Dedesi Bordeauxlu Fransız, babaannesi zenci-beyaz melezi, annesinin babası Fransız Yahudisi, anneannesi de Karaibli bir yerliydi. Paul Lafargue, dokuz yaşında ailesiyle birlikte Fransa’ya göçtü. Bordeaux ve Toulouse’da ortaöğrenimini yaptıktan sonra, Paris’te Tıp Akademisi’ne yazıldı.  O günlerde kralcı hükümete karşı artan gençlik eylemlerine katıldı.
Paul Lafargue, cumhuriyetçi, sosyalist, materyalist ve ateistti. Fransa’da sosyalist düşüncenin halk arasında yayılması için eylemlerini daha çok İşçi Partisi safında yoğunlaştırdı.
Lafargue, Marx’la tanışmadan önce ahlakı ve ekonomi bilimini her türlü Tanrısal ögeden arındırma girişiminin temsilcisi olan Proudhon’un düşüncesini benimsemişti, “gençlik düşlerinden ‘vazgeçerek’, hükümetin değil, toplumun değişmesini isteyen” işçilere katıldığında  sosyalizmi seçti.
Laforgue, Enternasyonal’e üye olduktan sonra  1865’te, Londra’da Genel Konsey’e, Fransız işçi devinimi üzerine bir rapor sundu. Marx’la da bu arada tanıştı. Marx, Lafargue’ın coşkusunu, politik gücünü beğendi. Engels’e yazdığı bir mektupta, ondan “yakışıklı, zeki, enerjik ve sportif” olarak söz eder. Paris’te gençleri hükümete karşı direnişe geçen kışkırttığı gerekçesiyle akademiden uzaklaştırılan Lafargue, tıp öğrenimini Londra’da sürdürdü.  1867’de Laura ile evlendi. Karı koca Paris’e yerleştiler. İki oğulları bir kızları doğduysa hiçbiri yaşamadı.
1870’te Fransız-Alman savaşı patlak verdiğinde, Bordeaux’ya taşındılar. Savaşı yitiren Fransa’da  imparatorluğun yerini  III. Cumhuriyet adıyla burjuva bir yönetim aldı. Lafargue, işçi hareketlerini canlandırma amacıyla Ulusal Savunma adlı bir gazete çıkarmaya başladı. Thiers hükümeti, vergileri yükselterek, çalışanların yükünü ağırlaştırmıştı, ülke, ekonomik bunalımdaydı. 18 Mart 1871’de Komün adıyla anılan ayaklanma başladı. Hükümet, bu ayaklanmayı kanla bastırdı. Lafargue, tutuklanacağını anlayınca İspanya’ya geçti. Burada kaldığı sürede, “Kapital”in İspanyolca’ya çevrilmesine yardımcı oldu.
Fransa’nın  yaşadığı büyük  ekonomik bunalım sürüyordu. Lafargue  tanıştığı önemli sosyalistlerden Guesde ile Fransız işçi sınıfını örgütlemek için çalışmalar yaparken 1877’de Egalité gazetesinde de yazmaya başladı. 1880’de, Londra’da Engels’in evinde Marx ve Guesde ile birlikte örgütün programını hazırladığı günlerde, “Tembellik Hakkı” da Egalité’de tefrika olarak yayımlandı.
Lafargue’ın Tembellik Hakkı adlı kitabının konusuna da değinmeliyim: Yasama Meclisi, 9 Eylül 1848’de Fransa’da  fabrika ve yapımevlerinde toplu çalışma süresini 12 saat  olarak saptamıştı, sonradan süre 17 saate kadar yükseldi. Lafargue, çalışmaya değil, insanı insanlıktan çıkaran aşırı çalışmaya karşı savaşıyordu. Aslında, kitabın adındaki  “tembellik” sözünün yerine “boş zaman” sözünü koyarak Lafargue’ı aklamak daha doğru olur:  (Çalışanlara) “Boş Zaman Hakkı”.
Paul Lafargue 1891’de milletvekili seçildi. Bu durum gerici basında büyük tepkilere yol açtı. “Marx’ın damadı” olan bu “yabancı”nın sınır dışı edilerek Almanya’ya gönderilmesi bile önerildi. Bütün suçlamalara karşın, Lafargue, Fransız Sosyalist Partisinin kurucuları arasında yer aldı.  
26 Kasım 1911’de, onu eşi Laura ile bir koltukta kucak kucağa son soluğunu vermiş olarak buldular. Kendilerini öldürmelerinin nedenini, bıraktığı mektupta şöyle özetler  Lafargue: “Bedence ve ruhça sapasağlamken, yaşama zevk ve sevinçlerini birer birer elimden alan, beden ve kafa güçlerimi koparıp götüren acımasız yaşlılık, enerjimi felce uğratıp istemimi söndürmeden (...) 45 yıldan beri kendimi adadığım davanın, yakın bir gelecekte başarıya ulaşacağından emin olmanın büyük sevinciyle ölüyorum.”
Lafargue’ın Burjuvazi Öldürür (Zeplin Kitaplar Çev : Mehmet Köle), Devrim Bir Giyotindir (Aylak Adam, Çev:  Volkan Karakoç), Sermaye Dini (Patika, Çev. Mehmet Atalay)  adlı kitapları okuma listenizde yer almalı. Komünist Manifesto’dan sonra Avrupa dillerine en çok çevrilme onurunu taşıyan  Tembellik Hakkı, 1960’lardan beri  pek çok yayınevinin listesinde: Alakarga (Çev: Ceylan Özçapkın),  Alter Yayınları, Totem Yayınları (Çev: Vedat Günyol), Tefrika Yayınları (Çev: Süha Demirel), Aylak Adam (Çev. Mehmet Köle), Kırmızı Kedi (Çev. Işık Ergüden), Sarmal  Yayınları (Çev.Feyyaz Şahin), Palto Yayınevi ( Çev: Engin Süren)

Evrensel'i Takip Et