'400 vekil'lik direnme

Tayyip Bey “400 vekil” istediğini açıklamış bulunuyor. Yazıyla, dört yüz.
İnsaf! Tayyip Bey en yüksek oyunu Cumhurbaşkanlığı seçiminde almıştı ki, onda bile 400’e 100 vekil kadar eksiği kalmaktaydı. Üstelik parayla manüpilasyon amacıyla yaptırılmış anketler dışında ortalama anketler AKP’yi  40 puanın altında gösteriyor. Haydi 40 olsun. Olanaksız, ama haydi yarı yarıya oy alsın. Yapmaz! Bu oranlarla 400 vekil tutturulamaz!
Tarafsızlıktı değildi, artık aşılmış sorunlar ve bir tarafa bırakılabilir. Tabii ki hukuki tartışma yürütülmeli ve herhalde yürütülecektir. Çünkü anayasada “tarafsız cumhurbaşkanı” yazmaktadır. “Ben tarafım” diye konuşmaları yetmiyormuş gibi, 400 vekili “kendisine” istemesi mümkün olmadığına, bir parti lazım geldiğine ve CHP ya da MHP’li vekillerden söz etmediğine göre, vekilleri AKP’den seçtirmeye çalışacağı ortadadır. Ve bu müthiş bir “tarafsızlık” gösterisi olacaktır. Şimdiden açıklanan “seçim programı”na göre, beyefendi 30’dan fazla miting yapmayı planlamaktadır: Tam tarafsızlıktır!
Yolu yordamı, yaptırımı nedir, hukukçular söyleyecektir; ancak beyefendinin anayasayı hem de her gün her konuşma ve eylemiyle çiğnemekte olduğu tartışmasızdır.
Ancak anayasa çiğnemeyle de olacak iş değildir. AKP seçime her ilden bir Tayyip Bey’le girse bile 400 vekillik oy oranı tutturması imkan dahilinde değildir. Bırakalım 400 vekili, elindeki vekil sayısını koruyacağı bir oy toplayabilmesi de olası görünmemektedir.
Kobanê’ye açık düşmanlığı, “ha düştü ha düşecek” yaklaşımı ve “çiftetelli” söylemi nedeniyle, AKP, HDP lehine ciddi bir Kürt oyu kaybetmektedir. Sadece Diyarbakır’da, Batman’da değil, İstanbul, Ankara’da da. Özgürlükleri hiçe sayan otoritarizmiyle “polis devleti” gidişatı ve IŞİD’çılığı da kaybettirmektedir. Daha dün sadece bahçe düzenlemesi için 108 milyonluk harcama açıklanan “Kaçak Saray”ın, itibar-mitibar dense de AKP’ye ciddi bir “bedeli” olması şaşırtıcı olmaz. Tuvaletleri şu kadar milyon, bardakları bu, ısıtması şu kadar –bu tartışma iflah etmez. AKP’li beyler “biz 17-25 Aralıkları atlattık” diye güvenmesinler, eskimemiş milyarlarla sıfırlamalar üstüne binen “saray”ın yıkımı hiç az olmayacaktır. Yasaklanan Metal Grevi’nde AKP’ye oy veren işçilerden alınan bedduaların “ederi”nin küçümsenemez yekun tuttuğu da görülecektir ve bu “eder” sadece Metal’le sınırlı kalmaz. Beylerimiz bir de “kıdem tazminatını seçimden önce kaldırma” sözü etmektedirler ki, bu durumda, kendilerini İsmet Paşa bile kurtaramaz!
Üstelik Tayyip Bey kırıp dökerek boşuna düşük faiz baskısı yapmamaktadır. Kendileri de görmektedir ve Hükümet bütün ekonomik hedefleri geri çekmiştir: Durgunluğa gidilmekte, kriz belirtileri çoğalmaktadır. Tayyip Beyin faiz konuşmalarıyla daha da hızlanan doların yükselişi şimdiden kamu borçlarını 70 milyar lira büyütmüş, özel firmaların borçlarıysa daha da çok artmıştır. Ama yine de faiz düşürülmesi yoluyla inşaat denmekte, elde 1 milyon konut stoğu birikmişken hala inşaata yüklenerek geçici bile olsa bir çıkış yolu aranmaktadır. Yoktur! İktisadi zorluklar azalmayacak artacak, zaten zorlaşan kömür vb. dağıtımı daha da zora girecektir!
Eee, 400 vekil nereden gelecektir? “HDP baraja takılacaktır” da oradan mı? Sadece hayaldir ve böyle bir ihtimal yoktur! AKP’den ciddi bir oy alan HDP, CHP ve kararsızlarla, eskiden “hiçbiri” deyip oy kullanmayanlardan yeterince oy almaktadır. 400 vekile hile hurdayla bile ulaşılamaz, ancak en çok oyun bu yolla derlenebileceği ortadadır: Sandıklar, tutanaklar, kurullar, bilgisayar taklaları – yargı baştan aşağı “yenilendiği” için bunlar daha da önem kazanmıştır ve “direnme hakkı” sadece polis terörüne karşı değil bu yönüyle de gündemdir.