Meşruiyeti yoksa...
Bülent Arınç, geçen hafta CNN Türk’te konuşmuş. (7 Şubat 2015)
İzlemeyenler, benim gibi gazetelerden okumuştur.
Başbakan Yardımcısı Arınç, parçası olduğu iktidara fevkalade kritik ikazlarda bulunuyor.
Ne ve neden bu endişeler?..
Arınç’ın niyet ve hesabından bağımsız olarak ele alınmayı hak ediyor, işaret ettiği mevzular…
Hükümetin “Bülent Abi”si başka şeyler de söylemiş ama şu tespitini bilhassa mühimsedim:
“Biz yüzde 50 oy alıyoruz. Fakat geriye kalan yüzde 50’de bir nefret söylemine dönüşüyor… Şimdi bir nefretle bakış seziyorum. Kemikleşme, kamplaşma var. Bu bizim yüzde 50 oyumuza engel olmaz. AmaTürkiye yönetilebilir ülke olmaktan çıkar.” (Vurgu benim-ea)
Çıkarsa ne olur?
Dedim ya, Arınç’ıizlemedim.
Fakat Prof. Eser Karakaş’ın aynı kanaldaki değerlendirmelerinin tanığıyım.
REİS ANAYASA’YI TANIMIYORSA…
Karakaş, CNN Türk’te, Şirin Payzın’ın ‘Ne oluyor?’ programında ne olduğunu özetledi (6 Şubat 2015):
AKP iktidarı meşruiyetini kaybetti!
Gerekçelerini izah etti:
“İlk kez Türkiye’de bir Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın üzerine namusu ve şerefi üzerine yemin ettiği ilkeleri tanımayacağını deklare ediyor.”
İktidar ne Anayasa’yı takıyor, ne de yasaları… Bildiğini oluyor…
“Cumhurbaşkanı ana muhalefet lideriyle, Genel Müdür diye alay ediyor…”
Reis’in Anayasa’yı nasıl çiğnediğinin misallerini verdi…
KaçAk Saray’a “dur” diyen mahkemeye Reis’in “sıkıysa gel de yık” diye meydan okumasındaki pervasızlığına işaret etti…
Ve sordu:
Cumhurbaşkanı, mahkeme kararına rağmen yasa dışı saray inşa edip oturursa, kaçak bina yapan, izinsiz kat çıkan vatandaşa ‘yapma’ diyebilir miyiz? Bunu isteyebilir mi devlet?
Lütfen dikkat…
Bu ifadeler sol-sosyalist muhalefetin değil… Onların!..
OLAĞANÜSTÜ HALLER
Bizim, AKP karşıtı solun dile getiregeldiklerini, artık İktidar çevreleri (de) telaffuz ediyor…
Biliyorsunuz… Eser Karakaş daha düne kadar Tayyiban’ın Star gazetesinde köşe yazarıydı…
Yıllarca AKP’ye kol kanat gerdi…
Şimdi… meşruiyet krizine işaret ediyor…
İktidar meşruiyetini yitirmiştir, diyor…
Bülent Arınç Başbakan Yardımcısı… Sözcülüğünü yaptığı Hükümeti… (Ve Tayyiban rejimini) uyarıyor:
Böyle giderse “Türkiye yönetilebilir ülke olmaktan çıkar.”
Arınç’ın “Ben temkinle ‘çıkar’ diyorum, siz ‘çıktı’ anlayın” dediği aşikar değil mi?
Olmasa ne olur!?
Arınç ve Karakaş’ın tespitlerini alt alta yazınca ortaya çıkan tablo, esas mühimsenmesi gereken:
“Türkiye yönetilebilir ülke olmaktan çıkar…”
“Türkiye olağanüstü ve nasıl çıkılacağını bilmediğimiz bir meşruiyet krizine girdi.”
Öyleyse?
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu:
“Halkın direnme hakkı doğar” (3 Şubat 2015)
Doğar mı? Doğdu mu?
NE OLDUĞU BELLİ, NASIL ÇIKILACAĞI MUAMMA
Arınç ve Karakaş’ın memleketin hal ve gidişatına dair çektikleri fotoğraf bana şunu söylüyor:
AKP diktasının mayasına ve yönelimlerine dair tartışmak önceliğini kaybetti…
Şimdi temel soru ne, nasıl yapılacak?
Zira Tayyiban net…
RTE’nin, “Bülent Bey”in açıklamalarını tebessümle karşılaması muhtemel…
Zira, en az Arınç kadar Türkiye’nin yönetilemez hale geldiğinin/geleceğinin farkında… Hem de epeydir...
Eser Karakaş’ın şüphesi olmasın; verili (ana)yasal düzlemde iktidarına meşruiyet üretmek artık çok da umurunda değil, AKP’nin…
Gittiği yere kadar…
Ötesi için de yeni rejim planlarını peş peşe devreye sokuyor…
Hazırlıklarını yapıyor…
Torba torba gelen kanunlar o zor günler için değil mi!
“Türk tipi başkanlık”…
Ve onun anayasası mahiyetindeki İç Güvenlik Yasası…
Fısıldanan (yeni) Güvenlik Bakanlığı…
Stoklanan kimyasal (biber) gazları…
TOMA’sıyla, hava kuvvetleriyle… Hiç bi’masraftan kaçınılmadan ordulaştırılan polis kuvvetinin tahkimatı…
Tekrar olsun:
Tayyiban gemileri yaktı!.. Mecliste muhalefet sıralarında oturmaya tahammülü yok…
150 yıllık “dava” yüze yüze kuyruğuna gelmişken artık vazgeçemez…
Vazgeçmenin, kelepçelenmek demek olduğunun farkında…
Ya iktidar... Ya savaş suçu ve hırsızlıktan mahkeme mahkeme dolaşmak…
Tayyiban’ın seçeneği net… Biz kendimize bakalım…
Satır altından notlar...
ARINÇSALLIK
Onca olan bitene bakarak…
Reis’in göstere göstere burnu sürtmesini hatırlayarak aksini düşünmekte haklı olsak da…
Bülent Arınç’ın aynı kanaati taşımadığı aşikar:
“Özgül ağırlık”ının devam ettiğini varsayıyor, O…
Nitekim geçen gün CNN Türk’te (7 Şubat 2015) bu vasfına yaslanarak konuştu, Arınç…
Misal. Başkatip Ahmet Beyi uyardı:
“… kediyi çok sıkıştırırsanız yüzünüzü cırmalar. Davutoğlu… ‘Ben de modaya uyayım da bir gürleyeyim’ dememeli.”
Başkanlık için 400 vekil isteyen “Sayın Cumhurbaşkanımız”a da ilave etti:
“(AKP’nin vekil sayısı-ea) 367 bile olsa, 467 bile olsa yine referanduma sunulmalı (başkanlık-ea) diye düşünüyorum.”
“Özgül ağırlık” daha ne desin!
Reis’in adını ansa da anmasa da… Bütün tenkit ve ikazların adresi açık: Cumhurbaşkanlığı Sarayı…
Arınç’ın açıklamaları buram buram RTE eleştirisi kokuyor...
Hayır mı, şer mi? Bakalım
Ve soralım Arınç açıklamayı niye yaptı Arınç?
TOMOGRAFİ RAPORU
Eğer sahiden biz fanilerin vakıf olamadığı dinamiklerin tezahürü bi’dalgalanmanın öncüsü değilse Arınç’ın bu “çıkışı”, geriye şu ihtimaller kalıyor:
* Avni Özgürel’in, MirgünCabas’a gülümseyerek dediği gibi (9 Şubat 2015):
“Bülent Bey ara ara böyle şeyler yapar.”
Özgürel’in imasına uyup, ciddiye almayalım mı Arınç’ı?
“Duygusal adam”lığına verip, geçelim mi? Olabilir… de… diğer şıklara bakmadan bırakmam…
* Üç dönem kuralı’ icabı Arınç vekil olamayacak… Çarpışarak geri çekilmek istiyor…
Bu öngörü doğru ise dozu artan başkaca eleştiriler de duyabiliriz…
* “Yerimizi gençlere bırakalım…” şeklindeki memnuniyet ifadesi esas hissiyatını yansıtmıyorsa, “abi”lik istisnası bekliyor…
İkaz-eleştiri kartını masaya sürüyor… AKP’nin ‘kurucu baba’larından biri olarak pozisyon kaybetmek… ‘kenara atılmak’ yüreğinin direğini sızlatıyor…
* ‘Vuruşarak çekilme’ kararı aldı…Umudunu kaybetmiş “abi”Tayyiban’ın günahlarından arınarak vedalaşmak istiyor… Giderayak, ‘Ben demiştim’ notları düşerek, geleceğe yatırım…
Kim bilir… Hani çarşı karışır… Şartlara göre, “Milletin teveccühüne” sırtını daha fazla dönemez Arınç…
* Son ve gerçeğe en yakın ihtimal:
İhmal edilmiş çocuk psikolojisi…
Beklediği sevgiyi bulamayan evladın, yaramazlık yaparak “Ben buradayım” mesajı vermesi…
Dikkat çekerek, hak ettiğini alma hamlesi…
Sık sık “Dünkü çocuklar… Yeni yetmeler” vaveylası… Daha geçen gün yaptığı türden, “Biz bu partiyi ne hallerle kurduk…” ağlamaları hatırlanırsa…
Bülent Arınç da vefasızlıktan mustarip…
Kıymetinin yeterince bilinmediğinden yakınıyor…
Millete ve “dava” ya hizmette kendisinden hakkıyla yararlanılmadığına bozuluyor olabilir…
Bilgi ve tecrübesini CNN Türk nevi mahfillerde ikazlara dönüştürerek, “özgül ağılığa” saygıya davet ediyor olabilir, Reis’i…
Eğer böyle ise ruhiyat uzmanlarının mutlaka söyleyecekleri vardır…
Beni aşar…
YEME BİZİ TAYYİP
Reis Fethullahçılara saydırmaya devam ettikçe…
Biz de hatırlatmayı sürdüreceğiz…
Madem hukukta bilmemek mazeret değil; suçu ortadan kaldırmaz…
Ajanlıktan kumpas ve komploculuğa…
Cemaat’in suçlarını say say bitiremeyen Tayyiban Rejimi, isnat ettiği aynı suçlardan yargılanmalı…
En hafifiyle yardım ve yataklıktan, görevi suistimale… Suç ortaklığına varan iddialarla (sahiden yargı gibi) yargı önüne çıkarılmalı…
Madem re’sen soruşturma başlatan savcı çıkmıyor…
“Gel bakalım efendi, bu bu suçları işlediğini iddia ettiklerinle sen koyun koyunaydın… ‘Ne istediler de vermedik’ beyanın itiraf mahiyetinde…” diye söze başlayan yok…
Halk muhalefeti el koymalı meseleye… Davaysa dava… Kampanyaysa kampanya…
Yok öyle ‘bilmiyorduk’ salağına yatmaya…
Sen o ‘paralel’in cemaziyelevvelini bilirsin…
Hem unutma… Şu anda dile getirdiklerini yıllardır anlatmaktan birilerinin dilinde tüy bitti…
Kitaplar yazıldı… Raporlar döşendi…
Şimdi onlardan derlediklerini böğürenlerin yakasına yapışmalı…
Ensesinde boza pişirilecek Tayyiban devam etsin bakalım ‘Eyy Paralel’ tiratlarına…
‘Paralel’e de… ‘Paralel’in ‘Paraleli’ne de…
Başımıza çöreklenen suç örgütü koalisyonu hayatımızı tamamen karartmadan…
Evrensel'i Takip Et