Fidan'ın istifası ve Kozinoğlu'nun akıbeti
Fotoğraf: Envato
Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarlığından milletvekili adaylığı için istifa etmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Hakan Fidan’ın adaylığına olumlu bakmıyorum. Bunu Sayın Başbakana da söyledim. Ancak, bu Sayın Başbakan ve hükümetin kararıdır.” sözleri, siyaset gündeminin ortasına ciddi bir konuyu daha adeta fırlatmış oldu.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Fidan ile 12 yıldır birlikte çalıştıklarını ve kendisine Erdoğan’ın da, Davutoğlu’nun da güveninin tam olduğunu söyledi. Bu konuda bir yorum da AKP’nin basındaki en etkili isimlerinden biri olan Akif Beki’den geldi. Erdoğan’ın, Kolombiya yolunda uçakta yaptığı açıklamalardan izlenimlerini önceki gün CNN Türk’te paylaşırken, Erdoğan’ın Hakan Fidan’a kızgın olduğunu söyleyen Beki, “Kendisinden onay istediğinde kendisi onay vermemesine karşın, yani kendisine rağmen Hakan Fidan’ın yine de aday olmasıdır. Tepkisine yol açan şey bu” dedi.
Erdoğan’ın sadece çözüm süreci açısından değil, ‘yeni aktif dış politikada operasyonal görev’, ‘Cemaat’ ile mücadele gibi bir dizi önemli ihtiyaç açısından Fidan’dan o görevdeki beklentilerinin sürdüğü açıktır.
Hakan Fidan Oslo süreci, Roboskî, KCK davası, Suriye’de rejime karşı savaşan radikal İslamcı terör örgütlerine silah taşıdığına dair haberlerin konusu olan MİT TIR’ları gibi bir dizi gündemin sorumluluğu ile birlikte anılan bir isimdir. Ses kayıtlarını da bunlara ekleyin.
Tüm bu gelişmelerle birlikte düşündüğünüzde Hakan Fidan’ın bu risk dolu görevlerden yorulmuş olması ve Erdoğan’ın kendisinden bu görevdeki beklentilerini taşıyamayarak, bir koruma zırhına ihtiyaç duyması en mantıklı ihtimaldi. Ve dün Erdoğan’ın Güney Amerika ziyareti sırasındaki uçak yolculuğunda beraberindeki gazetecilere Fidan ile ilgili yaptığı açıklamalar da bunu doğruluyor. Erdoğan, “sır küpüm” dediği Hakan Fidan ile bu konuyu görüştüğünü ve istifasını doğru bulmadığını kendisine de söylediğini hatırlatarak, “Maalesef artık yorulduklarını söyleyerek böyle bir adım atmayı kendileri için uygun buldular” dedi.
Burada atlanmadan analiz edilmesi gereken Hakan Fidan’ın duygusudur. Çünkü bu, Türkiye’de istihbarat, devlet ve politika denklemi açısından kritik bir önem taşıyor.
Bir cumhurbaşkanı ya da başbakan kendisiyle ilgili kritik bir durum söz konusu olduğunda, daha önce aynı mevkiyi paylaşanların tarihi ile kendi durumunu kıyaslayarak bir muhasebe yapar. Şimdi belki de, Hükümetin en riskli şeyleri kendisine yaptırdığı Hakan Fidan da kendisi açısından benzer bir kıyaslama yapıyor.
Böyle bir yakın dönem kıyaslamasında Fidan’ın konumundaki bir insanın aklına gelebilecek isimlerden birisi herhalde Kaşif Kozinoğlu’dur.
Özel Harp Dairesinde görev yapan ve Özel Kuvvetler Komutanlığının Tim Komutanlığında istihbarat subaylığı, istihbarat şube müdürlüğü yapan Kozinoğlu, 1995 yılında MİT’e girmişti. Ordu’da özel harp dairesinde binbaşı rütbesiyle görev yaparken, Orta Asya’dan sorumlu olan, Suriye, Bosna-Hersek ve Afganistan’da da görev yapan Kozinoğlu, Eylül 2010’da müsteşar Hakan Fidan’ın talimatıyla “Baş Müşavir” sıfatıyla Asya Bölgesi’ne atanmıştı.
Yani Hakan Fidan gibi dış politikanın en çetrefilli alanlarında kritik görevler almıştı ve onun yakından tanıdığı bir isimdi. Ve kendisinin yaptığı MİT Müsteşarlığı görevi için de bir dönem ismi geçenlerden biriydi.
En son 9 Mart’ta görevinden dönen Kozinoğlu’nun Mayıs 2004’te Alaattin Çakıcı’nın yurt dışına kaçışı olayında Çakıcı’nın yakın adamları ile telefon görüşmesi yaptığının ortaya çıkarılmasından ötürü ifadesine başvuruldu ve davası sürerken 2011’de Silivri Cezaevinde spor yaparken geçirdiği “kalp krizi” nedeniyle yaşamını yitirdiği açıklandı. Ve böylelikle kritik isimlerin kaza sonucu bir mercedeste ölmelerinden sonra, spor yaparken de ölebildiğini öğrenmiş olduk.
Hakan Fidan henüz genç sayılabilecek bir istihbaratçı ve sürüldüğü çok ağır görevler, kıyısından döndüğü çok ciddi yargılanma süreçlerinin ardından belli ki Kozinoğlu’nunkinden daha iyi bir akıbet istiyor.
- Kürt meselesinde bir ihtimal daha olmalı 13 Aralık 2024 04:57
- Sınırımızdaki yeni Afganistan ve kaostan rant devşirmek 09 Aralık 2024 07:00
- Geniş atılan ağda çıkışı aramak... 02 Aralık 2024 06:55
- Türkiye zor bir değişimin ağır sancılarını yaşıyor 25 Kasım 2024 06:35
- Ebedi barış mümkün mü? 18 Kasım 2024 04:23
- İki güncel rapor eşliğinde Kürt meselesini tartışmaya devam 11 Kasım 2024 04:47
- 'Çöle çevirdikleri yere barış geldiğini söylüyorlar' 06 Kasım 2024 05:33
- Bir siyaset olarak 'terörle mücadele' 04 Kasım 2024 07:07
- Erdoğan’ın Mevlana vurgusunun hikmeti ne olabilir? 31 Ekim 2024 08:07
- Mayınlı bir süreç 28 Ekim 2024 05:10
- Yenidoğan çetesi: Çürümenin ekonomi politiği 21 Ekim 2024 05:00
- Barışa kapı açmak mı, süreci yönetmek mi? 14 Ekim 2024 05:00