12 Şubat 2015 01:00

'Güçsüzlüğün' itirafıdır

'Güçsüzlüğün' itirafıdır

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İç güvenlik paketi”nin Meclis Genel Kurulundaki görüşmesi, “gündem yoğun” gerekçesiyle iki haftadan beri erteleniyor.
Meclisteki muhalefet partileri “paketin” Hükümet tarafından geri çekilmesini istiyor, AKP dışındaki hemen hemen tüm parti ve siyasi çevreler de bu paketin içerdiği düzenlemeleri “antidemokratik”, “faşizm hevesi”, “rejimi değiştirme hamlesi” olarak eleştiriyor. Dahası İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır baroları başta olmak üzere başlıca barolar pakete ve içeriğine karşı çok ciddi eleştiriler getiriyor; bu paketin “polis devleti”, “istihbarat devleti” olma konusunda son hamle olacağına dikkat çekiyor.
Bütün bu eleştiriler karşısında AKP Hükümeti, halka karşı  “devleti savunma” adına yasayı çıkarma azim ve kararlılığını sürdürüyor. Başbakan Davutoğlu, bu azim ve kararlılığı, AKP Grubu kürsüsünden; “Bu yasa çıkacak, çıkacak, çıkacak!” diye meydan okuyarak ilan etti.
AKP Hükümetinin, kendileri dışında hemen bütün siyasi odakların, başlıca baroların, AB ve dünyada da demokrasi, insan haklarıyla ilgili resmi ve sivil odakların, yandaş medya dışındaki medyanın... neredeyse herkesin karşı olduğu bir düzenlemeyi Meclisten geçirerek, bir güç gösterisi yapmayı amaçladığı anlaşılıyor. Herhalde böylece seçmenlerine dönüp; “Bakın biz dünyaya meydan okuyan cesur bir partiyiz” diyecek, “öz güven” tazeleyecekler!
Zaten son günlerde 319 milletvekilini az bulup halktan 400 milletvekillik bir güç talep etmeleri, “Aksi halde ülkeyi yönetemeyiz” demeleri de gösteriyor ki; AKP Hükümeti artık, bugünkünden çok daha büyük bir güce sahip olmazsa ülkeyi yönetemeyeceğini düşünüyor.
“Güç gösterisine” kim ihtiyaç duyar?
Herhalde bir amaca varmak için yeterince güce sahip olmayanlar!
Peki halkı zapturapt altına almak için yeni yasal düzenlemelere kim ihtiyaç duyar?
Mevcut yasalarla düzenin sürdürülemeyeceğini anlayan iktidarlar!
Yani; Cumhurbaşkanlığı, Hükümet, Meclis, yargı, emniyet, MİT, üniversiteler, Diyanet, bütün bir yüksek bürokrasi,... başlıca devlet kurumları ele geçirildiği halde, “daha çok güç” istiyor Cumhurbaşkanı ve AKP önde gelenleri. Yetinmiyor halkın özgürlüklerini ortadan kaldırarak ülkeyi “polis devletine” dönüştürecek yeni yasal düzenlemeler için “paketler” getiriyorlar Meclise.
Düzenini ayakta tutacak gücünün olmadığını bilme, Hükümete öz güvensizlik olarak yansımakta; bu da her muhalefeti “Hükümete karşı komplo”, “darbe girişimi”; her protestoyu Hükümeti hedef alan  “kamu güvenliğini yok edecek bir tehdit” olarak algılama olarak ortaya çıkıyor.
Yani AKP Hükümeti herkese meydan okuyarak kendisini güçlü göstermeye çalışırken aslında elindeki onca güce karşın düzenin meşruiyetini sağlayamadığını, en azından yakın gelecekte sağlayamayacağını gördüğü için korkusunun üstünü örtmeye çalışıyor. Bu yüzden eline sapan, havai fişek ya da “molotof” alanı bahane göstererek, sisteme karşı ayağa kalkan ve kalkacak olan halka karşı önlem olmak üzere yasaları yeniden düzenleyerek başvuracağı şiddete yasal kılıf sağlamayı amaçlıyor.
Unutmayalım ki güçlü, halktan güç alan yönetimler ne daha çok şiddet için yeni yasal düzenlemeye ihtiyaç duyarlar ne de her vesileyle, mahalle kabadayısı ağzıyla meydan okumaya!
AKP Hükümeti de korktuğu için, “polis devleti” suçlamalarını göze alacak yasal düzenlemeler yapmaya yöneliyor.
Kısacası AKP Hükümetinin içine sürüklendiği; “daha çok güç”, “daha çok şiddet”, “daha sıkı önlem” sendromu, kendisini güçsüz hissetme, “dev gibi” bir adamın kendisini dermansız hissetme hastalığı gibi bir hastalık durumudur.  Ve bu hastalık, bütün antidemokratik rejimlerin, bütün zorba yönetimlerin sonları yaklaştığında tutuldukları çaresi olmayan hastalıktır.
“Geçmiş olsun!” denmekle de geçmez. Çünkü bu ölümcül bir hastalıktır!
AKP’nin durmadan “daha çok güç”, “daha çok şiddet” kullanmak için yeni yasal düzenlemeler yapma girişimleri de güçsüzlüğün itirafıdır!
Bu yüzden de AKP’nin bu girişimi, önlenemez değil önlenebilirdir.
Yeter ki, muhalefetin ve baroların mücadelesinin yanında bu özgürlüklere saldırı hamlesinin asıl hedefi olan Türkiye’nin demokrasi ve emek güçleri de faşizan karakterli, polis devleti ve diktatoryal rejim kurma girişimini püskürtmek üzere harekete geçsin!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa