Kavganın büyüğü
Fotoğraf: Envato
Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki ilişkiyi kişiler üzerinden ele almakta ısrar edenler bugünkü ikilinin arasının açılabileceğini kabullenmiyorlardı. Gerilimin artmasının mutlaka dışarıya yansıyan gürültünün artacağı anlamına gelmediğini ifade edelim. Aynı şekilde sessizlik ve uyum görüntüsünün de uzlaşma anlamına gelmediğini görmeliyiz.
Davutoğlu, bir yandan kongreler diğer yandan milletvekili listelerinde alacağı inisiyatif düzeyinde hükümet ve partinin yönetiminde söz sahibi olacaktır. Haziran sonrası gerilimlerde eli zayıf bir başbakanın bırakın inisiyatif kullanmayı kımıldama şansı bile kalmayacak.
Erdoğan bir yandan kendini ve yakınlarını koruma refleksi, diğer yandan başkanlık ütopyasını hayata geçirme uğruna her türlü macerayı göze alabilecek durumdadır. Bu yolculukta onunla sonuna kadar yürümeyi göze almanın bedeli sanılandan daha yüksek olabilir.
Korku büyüdükçe tepkiler de sertleşecektir. Tepkiler sertleştikçe karşı cephe de netleşecek ve genişleyecektir.
Erdoğan’ın kavgasında onun yanında pozisyon almak zorunda kalan siyasetçinin liderlik şansı kalmaz. Erdoğan kavgayı kazanırsa tartışmasız liderliğini pekiştirecektir. Yok kaybederse kendisi ile birlikte partiyi de uçurumdan aşağı çekecektir.
Şüphesiz iktidar içinde ve iktidar için plan yapan tek aktör Erdoğan değildir. Erdoğan’ı denklemden çıkarıp ya da en azından daha az belirleyen konumuna çekilmeye razı edip, iktidarı yeniden dizayn etme planı ciddi bir operasyon olarak uygulamaya konulacaktır.
Bu plan ne kadar hayata geçirilebilir birkaç hafta içinde göreceğiz. İç Güvenlik Paketi’nin akıbeti sadece toplumsal muhalefetin kaderini etkilemeyecek, aslında hükümetin Erdoğan karşısındaki pozisyonunu da şekillendirecektir.
Davutoğlu’nun büyük bir heyecan ile ilan edip sonra sümen altı etmek zorunda kaldığı yolsuzlukla mücadele ve şeffaflık paketi surda bir gedik açmıştır.
Bazen siyasi karakterler görünenin tersi özellikler taşırlar. Erdoğan nasıl yüksek cesaret gösterisi ile korkularını saklamayı deniyorsa, Davutoğlu da uzlaşmacı görünümü ile rövanş alma duygularını saklamayı başarmaktadır.
Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu yol ayrımı ya herkesin rolünü yeniden gözden geçirmesine neden olacak ya da yeni durumu okuyamayanların sahneden çekilmesi sonucunu doğuracaktır.
Bölgesel gelişmeler ve onlarla buluşan toplumsal beklentiler uluslararası hesapları da yeniden şekillendirecektir.
- Yazılı olmayan kurallar 11 Nisan 2015 01:00
- Muhalefetin gücü ve farkındalık 04 Nisan 2015 00:57
- Katırlar da ağlar 28 Mart 2015 01:00
- Halife efendimiz aldatılmış hükümsüzdür 21 Mart 2015 00:52
- Ben aday olmazsam kim olmalı? 14 Mart 2015 01:00
- Erdoğan’ın faizci arkadaşları ? 07 Mart 2015 00:54
- Türkmenistan modeli dururken ne Meksika'sı? 28 Şubat 2015 01:00
- En yeni Türkiye 14 Şubat 2015 01:00
- İşlevsiz parlamento, tutarsız başkanlık 07 Şubat 2015 00:52
- Herkes radikal solmuş meğer 31 Ocak 2015 00:53
- Deli deliyi görünce 17 Ocak 2015 01:00
- Kendine Fransız olmak 10 Ocak 2015 00:52