AKP’nin ölümüne ihtiyacı var
Fotoğraf: Envato
Hepimiz biliyoruz ki, bir ülke vatandaşlarının en önemli güvencesi hukuk sistemi, anayasa ve devlet aygıtının meşru organlarıdır. Şu anda Türkiye’de giderek çökertilen bir hukuk sistemi, tamamıyla rafa kaldırılan bir anayasa ve işgal altında tutulan devlet aygıtı var. O zaman neye güveneceğiz, nereye sığınacağız? Bu ilkel sorunun yanıtı ise çok açıktır. Hiçbir hukuk kuralının bulunmadığı bir ormanda pusulur ve en güçlüye sığınılır.
Hukuk sisteminin çalıştırılmadığı, devletin işgal edilerek kurumlarının baskılandığı bir toplumda en güçlü, tarihin çeşitli dönemlerinde çeşitli ülkelerde görüldüğü üzere, bu suçları işleyen faşist siyaset odaklarıdır. Şu anda Türkiye’de siyaset sahnesinde “dayatmacı zorba” karşısında “makul aktör” rollerinin paylaşılarak yürütülen siyasetin tek hedefi önümüzdeki seçimlerde iktidardan düşmemektir.
Böyle bir yol demokratik midir? Tabii ki değil; hukuk sisteminin işlemez hale sokulduğu bir toplumda demokrasiden nasıl söz edebiliriz ki!
Toplumların kaos dönemlerinde hiç kimse ileriye ait plan yapamaz, kimsenin gelecekle ilgili tasavvuru olamaz. Bu durumda herkes kişisel anlık güvenlik endişesini gelecek tasavvurlarının önüne koyar. Ya da ikinci yol olarak, toplum tek güç halinde kendisine dayatılana tepki olarak siyasal erke ve onun organlarına karşı direnir ve mücadeleye yönelir. İşte AKP’nin üzerinde oynadığı “kararsız denge” durumu budur.
AKP, toplumun mücadele yönüne savrulmasını değil, itaat ve köleleşme yönüne meyletmesini sağlamaya çalışmaktadır. Neden?
Çünkü, millet-devlet elele gibi saçma sloganlarla işbaşına gelmiş, bugün aldatıldıklarını itiraf edenlerce halka yedirilen AKP, siyasi tasarımını tedricen uygulamaya koyarken hem halka hem de devlete sırtını dönmüş, etrafında çöreklenen ve giderek daralan menfaat zümresi içinde, kendi hayali devletini kurmaya ve böylece geleceğini garantiye almaya çalışmaktadır. AKP gelecekte halka karşı devletle hesaplaşacaktır. Devlet arşivinin “hard disk” kayıtları mahşere kadar AKP yöneticilerinin peşindedir.
İsrail’in Türkiye’den özür dilememiş olduğundan tutun da, geçen Aralık ayında topluma saçılan suç isnatları ve AKP yöneticilerinin daha bir çok eylemleri iktidar ertesinde ortaya dökülecektir. AKP’nin CHP’nin 1950’de iktidarı devredebilmesini hazmedemediği için devamlı olarak maziyi “tek parti zulmü” olarak halka tanıtmaktadır. Sanki AKP dönemi çok parti iktidarında yaşanılan demokrasi devri imiş gibi, hayret doğrusu!
Var olan koşulda, ne pahasına olursa olsun AKP iktidardan uzaklaşmamak, devlet aygıtının hard-disk havuzunda tarihin zindanına gömülmemeye çalışmaktadır. Bundan dolayıdır ki, AKP kurmayları her masum gösteri ve yürüyüşü isyan olarak algılamakta, her toplumsal talebi tartışmadan baskılamaya çalışmaktadır. Bundan dolayıdır ki, bu zindana AKP kurmaylarıyla girmemek için kimileri AKP ailesi terk etmeye çalışmaktadır.
Seçime doğru getirilmeye çalışılan İç Güvenlik Paketi’nin işlevi AKP camiasını korumaktır. Tasarı ile, 24 saatten 48 saate kadar uzanan aralıkta yargıyı mülki amirlerle ikame etmek ve daha bir dizi akıl parıltısı inciler dünya hukuk sistemine devrim yaratıcı demokrasi uygulaması olarak geçecektir.
Tarih kayıtlarına bu zulmün Türk halkının değil, siyasi ve kişisel ihtiras ve hatalardan dolayı istikbale ürpererek bakan bir azınlığın eseri olarak geçmesi için şu anda parlamentoda bulunan ve önümüzdeki seçime aday olmak isteyen her vatandaşın çok dikkatli ve sorumlu davranması bir vicdan ve ahlak görevidir.
- Emek zulmü meselesi irdelenmelidir 21 Aralık 2024 04:36
- Ortadoğu: Bataklığın kan gölüne dönüştürülmesi 14 Aralık 2024 04:31
- Asgari ücret konusu hafife alınmamalıdır! 07 Aralık 2024 04:50
- Çöküş ivmesi durabilir mi, durdurulabilir mi? 30 Kasım 2024 04:51
- Sistemin sis perdesi: Bütçe tartışmaları 23 Kasım 2024 05:00
- Akılcılığa yöneliş 16 Kasım 2024 04:51
- TÜYAP konuşmaları 09 Kasım 2024 04:25
- Cumhuriyet halk rejimidir, fakat… 02 Kasım 2024 05:08
- Kaos 26 Ekim 2024 03:57
- Kevork Ağabey, müjde, oğlun Nobel aldı! 19 Ekim 2024 04:46
- Siyasi yalan 12 Ekim 2024 05:00
- İktidarın anayasa histerisine şiddetle karşı çıkılmalıdır! 05 Ekim 2024 04:33