Yaşar Kemal'e saygıyla

Büyük edebiyatçımız, kültür insanımız, demokrasi mücadelemizin önemli simgesi Yaşar Kemal’i dün sonsuzluğa uğurladık.
Dün onu mezarına kadar götüren onbinler, onun röportajlarıyla, öyküleriyle, şiirleriyle, romanlarıyla yetişen milyonların sadece küçük bir bölümüydü. Çünkü son 70 yılın kuşakları onun eserleriyle gözünü açmıştır!
Herhalde onun yaşadığı 92 yıllık Türkiye’ye, tarihçiler, “Yaşar Kemal yüzyılı” derlerse kimse itiraz etmeyecektir. Çünkü bugün gündemi belirliyor görünen, hiç ölmeyecekmiş, devri saltanatları hiç bitmeyecekmiş gibi, günübirlik televizyon ekranlarından höykürenler, birkaç on yıl içinde mirasçıları tarafından bile hatırlanmaz olurken, sömürülenlerle sömürenler, ilericilerle gericiler, iyilerle kötüler, …arasındaki mücadele sürdükçe, tarih, karşıt sınıfların mücadelesi tarafından yapılmaya devam ettikçe Yaşar Kemal yeni kuşaklar tarafından okunacak, ondan öğrenilmeye ve aynı zamanda ona hayat vermeye devam edilecektir. Tıpkı bugün Karacaoğlan’ın, Yunus Emre’nin, Dadaloğlu’nun Pir Sultan Abdal’ın, Nâzım Hikmet’in, Aşık Veysel’in bu dünyadan geçip gitmelerinin üstünden geçen onca yıla, onca yüz yıla karşın bugün onları okudukça, “Nasıl da güzel söylemişler”, “Tıpkı bugünü yazmışlar” dediğimiz gibi. Yaşar Kemal de her yeni kuşak tarafından yeniden yaşatılacaktır.
Çünkü o Karacaoğlanların, Yunusların, Veysellerin, ölümsüz ozanların soyundandır!
Çünkü romanların kahramanları nasıl ki romanın sonunda ölseler bile her okunuşta yeniden diriliyorsa, büyük yazarlar, büyük ozanlar da okunmaya devam ettikçe yaşamaya devam ederler. Onun için mezar başlarında “ölüm ve ölümsüzlük” üstüne yapılan konuşmalar; büyük ozanlar, insanlığın ilerlemesine gerçek katkılar yapanlar için bir rutin, klişe bir söylemin ötesinde gerçektir. Onun için de Yaşar Kemal’in hayatını kaybettiği üç günden beri, onun “ölümsüzlüğü” üstüne söylenenler, onun öldüğü üstüne söylenenlerden daha büyük bir gerçeği ifade etmektedir.  
İşte Yaşar Kemal bu büyük ölümsüz yazarların soyundan bir yazar olarak Türkiye’nin halkları için olduğu kadar tüm insanlık için ölümsüz yazarlar safındadır.
Yaşar Kemal bir Türkiye yazarıdır; Türkçe yazan bir Kürt yazardır ama bütün bunları da aşarak o bir insanlık yazarıdır. Onun ilk romanı olan İnce Memed’in 40 dile çevrilmiş olması bile onun bir insanlık yazarı olduğunun tartışılmaz kanıtıdır.  Kısacası Yaşar Kemal, edebiyatıyla, insanlık anlayışıyla, insanlığın insan olma mücadelesinde tuttuğu yerle o insanlığın bir ozanıdır.
Türkiye’nin son 70 yılında dünyada ne olup bittiğine bakanlar için Yaşar Kemal, sadece bir edebiyatçı değil, aynı zamanda ülke sorunları karşısında son derece duyarlı, gerçekleri söylemekten geri durmayan; her durumda demokrasi güçlerinin, halkın, emekçilerin, işçi sınıfının yanında, dik duran bir insan olmuştur.
Onu, “Komünizm her görüldüğü yerde ezilmelidir” dendiği bir zamanda Türkiye İşçi Partisi’nin üyesi olarak; grevlerin, işçi ve emek mücadelelerinde boy göstermekten çekinmeyen bir emek ve sosyalizm dostu, devrimcilere kurulan cellatların önüne vücudunu barikat olarak koymayı sorumluluğun gereği olarak gören bir devrimci yazar ve halk insanı olarak görürüz. Ve nihayet o, son çeyrek yüzyılda, “Kürt” diyenin dilinin kesildiği dönemlerde de dilini tutmayan, her platformda Kürtlerin haklarını, ana dilinde eğitimi, Kürtlerin kendi kaderlerini tayin hakkını savunmaktan geri kalmayan bir demokrat olarak demokrasi ve özgürlüklerin savunucusu, mücadele içindeki insanlara cesaret veren bir kişilik olarak öne çıkmıştır. Gazetemizin kuruluşu sırasında gazetemizi ziyaret ederek, Türkiye’nin o karanlık döneminde bize cesaret ve kararlılık aşılayarak Evrensel’in temeline harç koyan Yaşar Kemal, gazetemize yönelik baskılar karşısında da desteğini hiç esirgememiştir.
Dün yaptığımız cenaze töreni, Türkiye’nin ve insanlığın, onun katkıları için yaptığı bir “saygı duruşu”ydu. 
Onun özgürlüklerden, demokrasiden, insanlığın ilerlemesinden yana tutumunu sürdürerek, onu okuyarak, ondan öğrenerek onu yaşatmayı sürdüreceğiz!
Evrensel’den Türkiye’nin büyük evrensel değerine saygıyla!..