‘Anayasa değişikliği’ ve ‘barajı yıkma’ mücadelesi
Fotoğraf: Envato
Seçime “çeyrek kala”, AKP Hükümeti, “parti kapatmayı zorlaştıran bir Anayasa değişikliği” teklifini Meclise getirdi. Cuma günü ise, teklif Komisyondan geçirilerek TBMM Genel Kurulu’na sevk edildi.
Öyle anlaşılıyor ki AKP, aslında “parti kapatma” gibi, şu anda hiç de acil olmayan bir sorun üstünden ucuz kahramanlık yapmak istiyor.
Öyle ya; parti kapatmayı zorlaştıran bir Anayasa değişikliği getiriliyor. Eğer Meclis, bu teklifi tartışır değişikliği yaparsa, AKP; “Bakın biz parti kapatmayı zorlaştıran bir partiyiz. Gördüğünüz gibi CHP’nin kapatılmasına karşı da biz mücadele ediyoruz” propagandası yapacaktır. Yok muhalefet değişikliğin gerçekleşmesine karşı çıkar ya da engellerse, bu sefer de “Bakın parti kapatılmasına bizden başka karşı çıkan yok. Bunlar, parti kapatmaya alışmış eski Türkiye’yi savunuyor” diyerek yine kolay özgürlük kahramanlığına soyunacak!
Bu numarayı bu saatten sonra yutturabilir mi?
“Eh, az ya da çok buna inanan çıkar!” diye düşünüyorlar. Ama daha önemlisi, “Göbelsçi propaganda” için asıl olan halkın kafasını karıştırmak, gerçeklerin tartışılmasının üstünü örtmektir! AKP bu faşizan siyaset tarzının hakkını vermek için uğraşıyor.
CHP için ise durum daha zor. Çünkü seçime bunca az bir zaman kaldığı koşullarda, “CHP kapatılmak isteniyor. Bunun için kitap da yazdırıldı. MİT’te bir grup oluşturuldu!” diye gürültülü bir “mağduriyet” propagandası başlatan CHP, kaş yapayım derken göz çıkardı; AKP ‘ye “Madem öyle, haydi gel Anayasayı değiştirelim de seni kapatılmaktan kurtaralım!” deme fırsatı verdi.
Gerçi CHP, “Erkekseniz, gelin toplanalım bir günde barajı kaldıralım” diyerek, AKP saldırısını geçiştirmeye çalışıyor ama AKP’nin hamlesini “barajla” kesmesi çok zor görünüyor.
Kısacası, “İç Güvenlik Paketi”nin kendisine lazım olan bölümünü alıp kaçan AKP’nin, şimdi bir de aslında pratikte hiçbir sonucu olmayan bir “Anayasa değişikliği” tartışması açarak, siyasi gündemi bir sürede buradan yönlendireceği anlaşılmaktadır.
AKP, “parti kapatmayı zorlaştıran bir Anayasa değişikliği” hamlesiyle; muhalefeti, özellikle CHP ve parti kapatmaların mağduru olagelmiş HDP’yi köşeye sıkıştırmak istese de bu seçimi “çok kritik seçim” yapan, hiç kuşkusuz “baraj sorunu”dur. Çünkü HDP’nin seçime parti olarak girmeye karar vermesinden beri seçim barajı; hem AKP hem de CHP için, “doluya koysa almayan, boşa koysa dolmayan” en önemli sorundur.
Çünkü; AKP ve onun gayri resmi “her şeyi” Erdoğan ve resmi Genel Başkanı Davutoğlu; başlarını yastığa her koyduklarında; “Ya HDP barajı aşarsa halimiz nice olur?” diye düşünmekte, kurdukları siyasi kombinezonlar ve muhtemel seçim sonuçları üstünden yeniden hükümet olup olmayacaklarını tartışmaktadırlar. “Ya HDP barajı aşamazsa”nın yanıtı da AKP liderleri için kurtulamadıkları bir kabustur. Çünkü bu durumda AKP, şu kadar milletvekili fazla alabilir ama “ülkeyi nasıl yönetecekleri”, “sistemin meşruiyetini koruyamama ihtimali”,… daha korkutucu bir kabus olarak büyümektedir!
CHP için de durum farklı değil. Çünkü, “eğer HDP barajı aşarsa nasıl bir Meclis ve nasıl bir siyasi arena oluşacağı” “CHP’nin seçmeninin de HDP’nin yeni bir birleşme merkezi olabileceğini görmesi” ihtimali CHP önde gelenlerinin de uykusunu kaçırmaktadır. Ama “HDP’nin barajı aşamaması” da AKP’nin Mecliste CHP’yi ezmesini kolaylaştıracaktır!
AKP ve CHP’nin önde gelenleri, seçim barajının kendileri için bir handikaba dönüştüğünün farkındadırlar ve bu handikabı, barajı kaldırarak, normal yollardan aşarak değil HDP’yi ve demokrasi güçlerini barajın altında bırakıp ezerek geçmeyi hesaplamaktadırlar.
Söyledikleri ve yaptıkları diğer şeyler manevradır, oyundur!
Evet, belki bir süre AKP, “Anayasa tartışmaları”yla da gündemi saptırmaya çalışacaktır. Ama asıl olan barajın teşhiri üstünden halkın şantaj, rüşvet, alavere dalaverenin belirlediği siyaset dönemine son vermesi için barajı yıkacak bir gücü birleştirmektir. Burada atılacak birinci adım da “barajın yıkılması”; barajın arkasında toplanan halk yığınlarının prangalarını çözmektir!
Gündemi yönlendirme amaçlı “Anayasa değiştirilmesi” tartışmalarından “kime, niçin oy verelim”e kadar gündeme gelecek her tartışmayı “barajı yıkacak güçleri birleştirmenin” vesilesi yapmak dönemin en önemli görevidir.
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00