18 Mart 2015 01:00

T.C A.Ş'ye karşı yetersiz bakiye hareketi...

T.C A.Ş'ye karşı yetersiz bakiye hareketi...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Şartlar bu…
Hükmeden efendimiz…
“Kumarbaz kapitalizm” hepimizi kendi oyununa mecbur ediyor…
Devlet borç yöneterek ayakta duruyor…
‘Tebaası borç yöneterek hayatını idame ettiriyor…
Çıkış? Yok… Fakat ötesi var…
Reis içini dökmüş milletine, Balıkesir’de:
“Benim derdim ne biliyor musunuz?”
Ne?
“Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa Türkiye böyle yönetilmelidir.” (15 Mart 2015)
İleri demokraside son durak: Şirket demokrasisi…
Alkışlar milli iradeden…

MABEDDE Bİ’GÜN…

Reis’in salyası kurumamışken…  
Ertesi gün… Akşamüzeri…
Tayyiban rejiminin mabedi, kod adı AVM, bilmem ne alışveriş merkezinin (–) bilmem kaçıncı katındayım…
Kod adı ATM, otomatik para makinelerindeyim…
Envai çeşit bankanın ATM’si yan yana… Aaa, ne hoş… Boynumu uzatacağım ‘ bankamın ATM’si boş…
Fevkalade bahtiyarım… Son anda kredi kartı borcumun aylık taksitini ödüyorum…
Ohhh… Bu ayı da kurtardık… Fakat doymadım…
‘Faiz karşılığı depo’ hesabımın ahvaline bakmak istiyorum…

İKİ KADIN…

Banka benim yav… Fakat mütevazıyım… Arkama bakıyorum… Orta yaşlı, hali vakti yerinde görünümlü iki hanım beni bekliyor… Biraz tedirginler sanki…
Serde centilmenlik var ya… “Buyurun” çekiyorum… “Bekletmeyim” diyorum… Sıramı veriyorum…

14 LİRA…

Bi’kaç adım geri çekiliyorum… Kartı sokuyor, şifrelerini giriyor…Valla billa bakmadım ama göz ucuyla takipteyim…
Merakımı tahrik eden, kararsız halleri…
Peş peşe rakamlar yazılıyor…
İzliyorum… Her defasında “Bakiyeniz yetersiz” cevabı alıyorlar…
Rakam o kadar düştü ki…En son “14 lira yazalım mı?” ya kadar indiler…
“14 olmaz, beş ve katlarını yazın” diye uyarasım geldi, lakin cesaret edemedim; sustum…

REALİST MAKİNE

Aklımdan geçeni ‘makine’ yazdı… Duygusuz şey…
Sondan bi’önce şans… Onlar da ‘10’u işaretlediler galiba… 10 lirayı alıp alel acele, utanarak cebine sokuşturduğunu gördüm çünkü…
Utanmasam… Mahcup olmayacaklarından emin olsam, cebimden üç beş kuruş teklif etmek isterdim… Zira, belli ki ‘10 lira’ zaruri ihtiyaçlarını karşılamayacaktı… Belki de yol paralarını…
Hal bu iken sevgili T.C. Vatandaşı…
“… Sosyal devlet… “ yazarken aha bu Anayasa’da bile…
Hepiciğimiz güya eşitken… Ahvalimiz şahitliğimin resmedildiği gibi…

DEMOKRASİ AŞ

Pekiyi…    
Acep n’olur…
Reis’i hayaline kavuşturacak T.C AŞ’de vaziyetimiz?
Müşteri mi?
Şirketin bekasına adanmış çalışan mı?
İkisi birden mi?
Parola: 400 milletvekili…
Hedef: Başkanlık sistemi… ise…
Çuvalın ağzını Pir Sultan Abdal bağlasın:
“Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan”
Başlık mı?
“Yetersiz Bakiye Hareketi”…
Teklifimdir…


Satır altından notlar...

YATAK HİKÂYESİ

Telefon çaldı… Israrına dayanamadım, açtım…
Olcayto (Yılmayan)… Körpe esnaf, eski gazeteci… Vaktiyle omuz omuza sayfa yetiştirmişliğimiz var… Bi’nevi kalem arkadaşlığı…
O, öğle yemeğinin eşiğinde… Ben yataktayım…
Hararetle ve hayretle Sabah’ın manşetini anlatıyor… “İki haftadır yazmıyorsun, gaza getireyim” dokundurmasıyla…
Olcayto’nun dikkatimi çektiği Sabah’ın manşeti:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulan İstihbarat raporu:
Sandığa karşı şer raporu
DHKP-C, PKK, IŞİD ve Esad 7 Haziran (seçimi) için saldırı yapabilir.. Riskli 20 il için çevik kuvvet ve 10 tabur komando takviyesi yapılacak”(16 Şubat 2015)

Ve yorumunu naklediyor hızlı hızlı...
 Dedim ya… Yataktan bile çıkmamışım…  Dinliyorum… He he…
Savamıyorum başımdan… El mahkum uyku sersemi mırıldanıyorum:
Evet daha önce de Star, Yeni Şafak, Akşam… benzeri yayın yapmıştı… Sabah, nöbeti devralmış demek ki…
Diğerleri “DHKP-C’nin yan örgütü Birleşik Haziran Hareketi” zekasını sergilemişti…
Maiyet medyasının “amirali” Sabah, ‘torba’lamış hepsini… Dedim…
Bi’de şunu ekledim:
Eskiden devletin operasyonu geldiğinde bilhassa muayyen günler öncesinde, Hürriyet mürriyet cazgırlığa başlardı…
Filan yeri uçuracaklar… Büyük terör planı haberleri havada uçuşurdu…
Ve sonra…
Peki ya şimdi?
Popüler kimi gazetecilere “Acilciler sizi vuracak” tuhaflığında istihbarat uyarıları…
Esadlı mesadlı seçimi sabote edecekler haberleri…
N’oluyoruz?..
“AKP karşıtlığı ilk kez AKP yandaşlığını geçti” anketleri yayılanınca hepten işkillenir oldum…
Kalktım yataktan…


‘YETMEZ AMA EVET…’ DARBECİSİNİZ…

Yok, valla onlar iyi çocuklar, öyle şeyler yapmaz…
Ve hatta askeri vesayeti gömmek için her bi’şeylerini feda ettiler… Şahidim… Desem de… Iıı… Nafile…
AKP’nin Star’ı, ısrarını manşete çekmiş:
“Darbenin temeli 2010’da atıldı”(15 Mart 2015)
‘2010’den kasıt, 12 Eylül Referandumu…
Hani şu 12 Eylül Cuntasını yargılamak için düzenlenen referandum vardı ya…
AKP’nin yalanına ‘hayır’ diyenler 12 Eylül’ü savunmakla… darbecilikle filan suçlanıyordu…
Meğer o öyle değilmiş… Star gazetesine inanacaksak, tersi doğruymuş…
Yani…
2010’da “darbenin temelini atan referandum”da  ‘Evet’ diyenler aslında darbeciymiş…
Ufuk Urasgiller, DSİP’linli çocuklar üzülmesin… Nereden bilecektiniz işin essahını…
Hem size gelene kadar… RT Erdoğan vaar…
Sahi, bu durumda RT Erdoğan darbe çığırtkanlığı yapmış oluyor değil mi, referanduma ‘evet’ diye diye kafamızı şey ederken… Ütülerken…
Hani yargılanacak olsa kendisine karşı darbe hazırlamaktan yargılanan ilk devlet şeyi olurdu…
Tabii maiyetindeki Star’ın iddiasına şey ederek… Katılarak söylüyorum…


ÇÖZÜM SÜRECİ NAZIM PLANI

Hayır, ben işin o kısmında değilim…
Ne demesi beklenir ki… Seneler evvel ilan etmişti yüce insan:
‘Ülkemi pazarlamakla mükellefim’ (16 Ekim 2005)
Haliyle ben Recep TE’nin, “Bir Anonim Şirket nasıl yönetiliyorsa Türkiye öyle yönetilmelidir” hayaline şaşırmadım…
Reis’in, “Bir hayalim var” dediğinde, hâlâ Martin Luther King diskuru bekleyenlere sıhhat ve afiyet dilerim…
Sayın diktatörün Balıkesir nutkunda benim (de) asıl takıldığım “Kürt” azarlaması oldu:
“Kardeşim ne Kürt sorunun ya. Artık böyle bir şey yok.” (15 Mart 2015)
“Neyin eksik… Başbakan çıkardın mı, çıkardın… Bakan… Çıkardın… Yolunu yaptık… Ne istiyorsun daha ne istiyorsun!?”
Üşendim, bakmadım… Halbuki bu sözleri eminim evvelki devlet adamları… Artık Demirel mi, Türkeş mi… üç aşağı beş yukarı, mutlaka sarf etmiştir…
Tuhaf olan “Çözüm Süreci” “tarih” yazmaya devam ederken…
“Tarihi” Dolmabahçe dolmasının tadı damağımızdayken…
En önemlisi bugün yarın İmralı’dan gelecek yeni “tarihi” nutkun heyecanıyla gözlerimize uyku girmezken...
Reis’in “Ne Kürt sorunu kaaardeşiiim” kostaklanması oldu…
“Milliyetçi oylara oynanan seçim öncesi atraksiyon” deyip geçebiliriz de…
“Bu milliyetçi oylar” hiç sormayı akıl etmez mi be arkadaş…
MİT Müsteşarı İmralı’da Diyarbakır’ın yeni nazım planını mı görüşüyor?
Van-Hakkari kara yolunun genişletilmesini mi konuşuyor?
Kadastro meslek lisesi mezunu olarak Sayın Öcalan’ın o konuda da mutlaka fikri vardır ama… Herhalde bununla sınırlı değildir o görüşmeler…
Üç kenarı denizle, dört yanı düşmanla çevrili olduğumuzu fark eden…
İçimizdeki düşmanları gözünden kaçırmayan bu “milliyetçi oylar” sahiden bu kadar alık mı?
Eğer öyleyse Newroz’da da Öcalan’ın güneydoğu imar projesini açıklamasını bekliyorlardır…
Bu arada şu da olabilir mi?..
12 yıllık AKP iktidarının kirli işlerini ‘Paralel yapı’ makinesine atan Tayyyip, vakti geldiğinde şu mazerete sığınabilir mi?
Ben Öcalan’la Van ve Urfa’nın alt yapı sorunlarının görüşüldüğünü sanıyordum…
“Yol haritası” derken, Urfa kara yolu haritasını kastediyordum
Bahse konu olan RTE ise…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa