Hatay’da terör üssü!
Fotoğraf: Envato
Geçtiğimiz günlerde ABD’nin Suriye politikasının değiştiği resmi ağızlardan ilan edilmesine rağmen AKP Hükümeti, ülkeyi doğrudan etkileyecek tehlikeli girişimlerde ısrar ediyor. Hatırlanırsa önce CIA Başkanı Brennan, Esad rejiminin düşmesini istemediklerini ve ardından da ABD Dışişleri Bakanı Kerry de eninde sonunda Esad rejimi ile müzakere masasına oturacaklarını söylemişti. İlk bakışta bu açıklamalar ile Şubat ayında ABD Ankara Büyükelçisi John Bass ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu tarafından imzanalan “Eğit-Donat” anlaşması arasında bir tezatlık olduğu düşünülebilir. Oysa bu açıklamalar, söz konusu projenin ABD için IŞİD ile mücadele bir tarafa, Esad rejimi ve müttefiklerine (Rusya-İran) karşı pazarlık masasında bir koz olarak kullanılmak amacıyla gündeme getirildiğini gösteriyor. Ancak AKP Hükümeti hâlâ Türkiye, S. Arabistan ve Ürdün’de eğitilecek toplam 15 bin muhalifin Esad rejimine karşı savaşacağı ve böylece kendi müdahale politikalarına zemin yaratılacağı beklentisi içinde. Daha da kötüsü Kırşehir’de eğitileceği belirtilen 5 bin militanın Hatay’da eğitilmesi gündemde. CHP Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu, yetkililerle yaptığı görüşmede bu militanların Antakya-Serinyol’daki Jandarma Eğitim Alayı’nda eğitileceği bilgisini aldığını söylüyor. Yetkililerden bugüne kadar bu iddiayı yalanlayan bir açıklama da yapılmadı.
‘Militanlar ha Kırşehir’de eğitilmiş, ha Hatay’da ne fark eder?’ diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. “Eğit-Donat projesinin sessiz sedasız Kırşehir’den Hatay’a taşınması, AKP Hükümeti’nin tehlikeli bir arayışın peşinde koştuğunu gösteriyor.
Neden mi?
Her şeyden önce Hatay, Suriye savaşının başladığı gündem beri ülkenin en hassas kenti. Suriye’ye müdahale politikasının giderek mezhepçi bir görünüm kazanması, AKP Hükümeti’nin Esad rejimine karşı savaşını aynı zamanda Hatay’daki Arap Alevilere karşı bir savaş haline getirdi. Özelikle Hatay’ın radikal İslamcı çetelerin Suriye’ye geçiş ve destek üssü haline getirilmesi gerilimi tırmandırdı. Gezi-Haziran direnişi sürecinde Hatay’ı özel kılan da AKP’nin bu müdahale ve düşmanlık politikalarına duyulan öfkeden başka bir şey değildi.
İşte bugün Arap Alevilerin yerleşim birimlerinden biri olan Serinyol’da militan eğitiminin yapılması, gerilimi yeniden tırmandırmaktan ve Hatay’ı yeni provokasyonlara açık bir kent haline getirmekten başka bir işe yaramayacak. AKP Hükümeti’nin Esad rejimini ve Hatay’daki Arap Alevileri hedef haline getirmek için kullandığı Reyhanlı saldırısının arkasından kimler çıkmıştı? Hükümet radikal İslamcı çetelerin bu provokatif saldırılarından ders almamış demek ki!
Diğer bir önemli nokta şu: “Eğit-Donat”ın Kırşehir’den Hatay’a taşınması, Hatay’daki hassasiyetin ötesinde bir anlam taşıyor. Çünkü bu basit bir yer değiştirme değil. Bu yer değiştirme, eğitilecek militanlar konusunda yapılan anlaşmada IŞİD önceliği vurgulanmış olsa da AKP’nin önceliğinin IŞİD olmadığını ortaya koyuyor. Militanların Hatay’da eğitilmesi, AKP’nin önceliğinin bunların Esad rejimine karşı savaştırılması olduğunu gösteriyor. Bu militanlar gözlerden ırak, zaten İslamcı çetelerle her türlü işbirliğini gerçekleştirdiği Hatay sınırında AKP Hükümeti’nin istediği gibi kullanılacak.
Kısacası, “eğit-Donat” projesinin Kırşehir’den Hatay’a taşınması, zaten bugüne kadar büyük felaketlere yol çan Suriye’ye müdahale politikasının yeni tehlikelere kapı aralaması anlamına gelecektir. Hatay’da bir süreden beri durmuş olan saatli bombayı yeniden harekete geçirecektir. Elbette bu mesele sadece Hatay’ın ya da Alevilerin meselesi değildir. AKP’nin bu tehlikeli girişimlerine karşı çıkmak, demokrasi ve barış içinde yaşamak isteyen bütün halkların-inançların sorunudur. Bu nedenle ülkedeki emek ve demokrasi güçlerinin Haziran seçimleri sürecinde HDP’de oluşturduğu mücadele birliği, ülkeyi AKP felaketinden kurtarmak için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.
- Kürtler arası ‘birlik’ arayışı ve Türkiye’nin müdahalesi 28 Ocak 2025 06:50
- Öcalan’ın mesajı ve Kırmızı Kitap 24 Ocak 2025 14:40
- Trump’ın kabinesindeki ‘dostlar’ ve ABD’nin Ortadoğu politikası 21 Ocak 2025 13:41
- Mesele sadece Erdoğan'ın adaylığı mı? 17 Ocak 2025 05:25
- Adsız süreç, çözümsüz barış! 14 Ocak 2025 05:00
- Trump, Erdoğan’ı niye övüyor? 10 Ocak 2025 04:40
- Türkiye-İsrail rekabeti ve Kürt sorunu 07 Ocak 2025 05:30
- Suriye’deki gelişmeler ve kapısı aralanan yeni ‘süreç’ 03 Ocak 2025 07:30
- Öcalan'ın mesajı ve yeni sürecin işaretleri 30 Aralık 2024 12:47
- HTŞ yönetimi ve Suriye'nin etnik-dinsel fay hattı 27 Aralık 2024 06:20
- Suriye ve yeni Osmanlıcılık 24 Aralık 2024 05:00
- Düğüm yine Kobanê'de çözülecek! 20 Aralık 2024 05:30