26 Mart 2015 01:00

'Fitne'ye övgü!

'Fitne'ye övgü!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ne zaman AKP önde gelenleri arasında bir kavga çıksa, ne zaman”iç koalisyon” ortakları birbirini suçlamaya koyulsa; AKP sözcüleri ve yandaş basının kıdemli kalemleri aynı klişeyi yineliyorlar: “Aman birbirimizi yemelim. Aman aramıza fitne sokmak isteyenlerin oyununa gelmeyelim. Düşmanlar aramıza fitne sokmak istiyorlar!”
Sonra devam ediyorlar:”Siz ne kadar fitne sokmak isteseniz de biz ‘çıkar’ değil ‘dava’ insanıyız. Çıkar çatışması yoktur aramızda. Bizi birbirimize düşürmek isteyenler avuçlarını yalar!”
Öyle mi?
Değil elbette!
Ufak tefek olanları bir yana bırakıyoruz. Ama Gül’le Erdoğan arasında bir çatışma yoktu da bunları “fitne” mi birbirine düşürdü? Ki, AKP’nin kurucusu eski cumhurbaşkanı AKP’den milletvekili adayı bile yapılmadı?
Fetullah Gülen Cemaati ile Erdoğan Hükümeti arasında, artık içerde dershane yasağından bankaya el koymaya varan ve uluslararası alanda bile yansıyan çıkar kavgası için de uzun zaman böyle; “Münafıklar fitne sokuyorlar ama biz kardeşiz, bizi birbirimize düşüremezler” denirken, çatışma nerelere geldi?
Arınç’la Erdoğan son yıllarda “7 kez restleşti”, aralarında bir şey yoktu da fitne-fücur araya girip bu AKP’nin en tepesindeki iki koca adamı yok yere kavgaya mı soktu?
Arınç’la Gökçek çatışmasında da, kimin kimin kucağında oturduğu, kimin ne söyleyip ne yaptığı, kimin hangi çıkarları kovaladığına dair bir şey yoktu da fitne mi çıkardı hakaretlerle, sövgülerle süslenen bu kavgaları?
AKP sözcülerine göre partide, Hükümette, kişisel ya da grupsal çıkarlar gütme, bunlar üstünden dostluklar ve düşmanlıklar oluşturma yokmuş da sanki elinde “Pandora Kutusu”yla “Fitne” denen bir “karanlık şahsiyet” karanlıklarda gizlenmekte; muhalefet, AKP düşmanları “Fitne”nin elinden tutup, yanıltıp kışkırtacağı AKP’nin yüksek yönetim zevatı arasına salıvermektedir! Böylece, en aklı başında bilinen AKP’liler bile “Fitnenin iğvası”yla, partinin, bir zamanlar “sırdaşı olan” kişileri bile “kirli çamaşırlarını” ortalığa dökmeye başlamaktadır!
Hiç kuşkusuz böyle sınıflar üstünde, çıkarlar dışında böyle bir “fitne” yoktur. Ama eğer bir “fitne” aranacaksa bu bizatihi AKP’nin 12 yıllık iktidarı boyunca yürüyegelen yerel ve merkezi düzeydeki rant bölüşümü, iktidarda hangi sermaye kesiminin güçlü bir biçimde yer alacağı kavgasıdır.
Ama yok; “Biz kardeşiz. Fitne-fücur bizim dışımızdadır ve bizi bölmek için düşmanlarımız tarafından aramıza sokulmaktadır!” deniyorsa doğrusu bu “fitne” karşısında; Türkiye’nin temiz siyaset; şeffaf yönetim, hak-hukukun gözetildiği bir düzen isteyen bütün namuslu insanları şapka çıkarmalıdır! Çünkü “fitne” ortaya çıkıp; iktidar mensuplarının arasında dolaşmasaydı; ne yüksek yöneticilere dalkavukluk heveslileri, ne küçük çıkarlar uğruna ruhunu piyasaya sürenler,  ne Ankara’yı parsel parsel, İstanbul’u ada ada satanlar, ne çıkarları için kucaktan kucağa dolaşanlar, ne milyon dolarlık rüşvetler, ayakkabı kutusu ve kasalar dolusu dolarlar, TL’ler, milyar avroluk kara para el değiştirmeleri, ne kriptolu telefonlardan yönetilen “sıfırlama” operasyonları, ne yargının, emniyetin, TÜBİTAK’ın üniversitelerin kimlerin eline nasıl geçtiği, kimlerin onları yeniden kadro üsleri haline getirdiği, ne sınav skandalları, ne aile boyu rüşvet ve yolsuzluk rezillikleri, mezhep ve milliyet kışkırtmaları, yüksek zevatın “özgürlük” derken aslında diktatörlük heveslerini sayıkladığı... bilinmeyecekti, duyulmayacaktı!
Yani “fitne-fücur” olmasa iktidar ve güç sahiplerinin kirli çamaşırları sokaklara dökülmeyecek, “Yağan yağmurda beraber ıslandıkları” gibi kirli çamaşırlarını da birlik bütünlük içinde yıkayıp aklayacaklardı!
Hal böyle olunca, “İyi ki fitne varmış; iyi ki fitne arada bir de olsa çıkıp iktidar mensupları arasında dolaşıyormuş!” diyor insan.
Onun için bu köşeden açıkça çağırıyoruz:
Ey fitne!
Sığındığın karanlıklarda öyle uzun kalma, zaman dinlenme vakti değil; iktidar ve güç sahipleri arasında daha çok dolaş, hatta hiç dinlenmeden dolaş!
Dolaş ki, Türkiye halkının gerçekleri görmesini kolaylaştır!
Dolaş ki, kimin eli kimin cebindeymiş görülsün!
Dolaş ki, hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, zinciri kopsun!
Dolaş ki, iktidar sahiplerinin özgürlük ve demokrasi diye bir dertlerinin olmadığı, çıkardan başka amaç, dolardan başka tapılacak tanrı bilmedikleri görülsün!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa