1 Mayıs’ı Taksim’de kutlayacaksak
Fotoğraf: Envato
2015’in 1 Mayıs kutlamalarına üç haftadan fazla bir zaman var. Ama İstanbul’da 1 Mayıs’ın nasıl, hatta nerede kutlanacağı tartışmaları neredeyse bir aydan beri gündemde.
Elbetteki ileri işçi kesimlerinin, sendikaların, emek örgütlerinin 1 Mayıs’ı nasıl, hangi talepleri öne çıkararak kutlayacaklarını, en geniş kesimlerin katılımı için nasıl bir çalışma gerektiğini tartışmaları iyi ve önemlidir.
1 Mayıs’ın ve onun “birlik”, “dayanışma” ve “mücadele” kavramları etrafında oluşturulan değerlerinin işçilerin en geniş kesimleri içinde tartışılması son derece önemlidir.
Ne var ki ve ne yazık ki, bugün 1 Mayıs tartışmaları böyle değildir. Daha doğrusu işçilerin geniş kitleleri içinde bir 1 Mayıs tartışması çok sınırlı kesimler içinde yapılabiliyor. Çok büyük bir çoğunluk ise bu tartışmaların dışında!
Çünkü çok büyük çoğunluğu ile sendikalar, 1 Mayıs’ı bir “tören” olarak görürken, sendikaların katılımını da “protokol icabı bir katılım”la sınırlı tutuyorlar.
Evet; “daha vakit var”, demeden 1 Mayıs’ın anlamı, değerleri üstünden bir kutlama için tartışmaları başlatmalıdır. Nasıl kutlama yapılacağı, kutlamaya en geniş biçimde katılımın nasıl sağlanacağı da bu tartışmalar içinde belirlenmek durumundadır. Bu amaçla, 1 Mayıs’a giden günler içinde işyerleri, hizmet kurumları bazında ve emekçi semtlerinde çeşitli toplantılar düzenlenmesi, bildiriler, broşürler, afişler,… kullanılarak yerel ve merkezi alanlarda kutlamaların somutta örgütlenmesi gibi pek çok iş gündemin ön sırasındadır. Özellikle de 1 Mayıs süreci ile seçim sürecinin örtüşmesi, 2015 1 Mayısı’na giden günlerdeki çalışmanın daha çok yönlü ve yoğun olmasını gerektirmektedir.
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 31 Mart’ta yaptıkları basın toplantısında işçilerin, emekçilerin acil taleplerini derli toplu biçimde dile getirmişlerdir.
Grev hakkının fiiliyatta yasaklanmasından, taşeronlaştırmaya, iş güvenliği ve işçi sağlığından, artan sömürü, işsizlik ve yoksulluğun derinleşmesinden insanca yaşam ve çalışma koşulları için mücadele taleplerini öne çıkaran dört sendika ve emek örgütü merkezi, 1 Mayıs’ın tüm Türkiye’de ortak kutlanması için çağrı yapmıştır.
Bu dört sendika ve emek örgütü aynı zamanda İstanbul’da 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlayacaklarını da ilan etmişlerdir.
Elbette ki İstanbul’un en merkezi alanı olarak Taksim, 1 Mayıs kutlamalarında da ilk akla gelen alandır. Bunun için çok sayıda hem tarihsel ve sınıfsal, hem de fiziki neden vardır. Ancak son yıllarda Taksim’de 1 Mayıs kutlanması tartışmalarının bütün bir 1 Mayıs çalışmalarını bloke eden, 1 Mayıs’ta işçilerin birleşerek taleplerini ortak bir biçimde haykırmasını önleyen bir mücadeleye dönüştüğü de tartışılmazdır.
Bu yıl, işçi ve emekçi haklarına yönelik patron-Hükümet saldırılarının had safhaya çıktığı bir yıldır. Bu nedenle de 1 Mayıs’ın kitlesel kutlanmasının ayrıca önem kazandığı tartışılmaz bir gerçektir. Bu yüzden de bu yıl, İstanbul 1 Mayısı’nın siyasi çevreler ve kimi sendikacılarla emniyet güçleri arasında bir çatışma olarak heder edilmesi kabul edilemezdir. Buna en başta da yukarıdaki çağrıyı yapan sendikacıların ve emek örgütü yöneticilerinin izin vermemesi gerekir.
Kısacısı bugün 1 Mayıs’ın sınıfın tarihine, bugünün ihtiyaçlarına uygun olarak kutlanmasını isteyen herkes için “iki seçenek” vardır.
1-) 1 Mayıs’ın İstanbul’da başka bir alanda da kutlanması için hazırlıkları yaparak, Taksim’i 1 Mayıs’ı boğmak için kullananların oyununun bozulduğu, 2015 1 Mayıs’ının emekçilerin en acil taleplerinin haykırıldığı görkemli bir bir gösteriye de dönüştürmek.
2-) Taksim’de ısrar etmek ve ama bunun için de genel çağrıları, hamasi açıklamaları aşarak, doğrudan iş yerlerinde en geniş işçi ve emekçi kesimlerini, emekçi semtlerin halkını Taksim’e çıkarmak üzere, yasakları, kuşatmaları aşan bir örgütlemeyi yapmak, böyle bir gücün oluşturulması için bugünden harekete geçmek.
Üçüncü bir seçenek yoktur!
Bu nedenle de, geçmiş yıllardaki gibi, çağrı yapan kurumların yöneticilerinin DİSK binasının önünden ileriye gitmediği (ya da çelenk koymak için Taksim’e gittiği), emniyet güçleri ile çeşitli siyasi çevrelerin gençlerinin çatıştığı bir 1 Mayıs, artık kabul edilemezdir. Böyle bir İstanbul 1 Mayıs kutlaması sadece AKP Hükümetinin işine yarar.
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00