08 Nisan 2015 00:52

CHP’ye terör örgütü davası…

CHP’ye terör örgütü davası…

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Açılır mı?..

Sizi bilmem ama bunu duyarsam şaşırmam…Niye mi? İzah edeyim…
Alınan işaretler, yapılan sondajlar, gelen haberler Saray’ı sanki pek mutlu etmiyor…
Beliren alametlerin Tayyiban’ı diken üstünde tuttuğu anlaşılıyor… 
Seçim stresi AKP’yi geriyor… 
Belli belirsiz panik seziliyor…
“400 milletvekili istiyorum” narasının volümü düşerken… “Gerekirse referanduma gideriz” formülünün ortaya atılması bunun emaresi mi?
Bana öyle geliyor…

SARAY’DAKİ HESAP ÇARŞIDA ŞAŞARSA 

AKP’nin seçim stratejisi aslında net:
Yeni mevziler kazanmaya değil, eldekini korumaya, yüzde 50’nin çok altına kaymayacak şekilde enerji, kitlesini konsolide etmeye teksif edilecek…
Maiyetindeki medyanın içe dönük ajitasyon-propaganda eksenli pozisyonu da bunun neticesi…
Fakat dedim ya… Bana öyle geliyor ki, evdeki hesap çarşıda şaşıyor...
Muğlaklık Tayyiban’ın önünü görmesini engelliyor... Ve… 
Gelecek endişesi birden fazla planı devreye sokabileceği izlenimi veriyor…
Bu seçimin bi’nevi “Ölüm kalım meselesi” olarak algılanması ise alternatif planların gözünü karartıyor…

MUHALEFETİ KRİMANİLİZE ETME PLANI

Tayyiban’ın fütursuzlukta sınır tanımayacak hamleleri, her türlü kötülüğü devreye sokabilir…
Hep dediğim gibi, “Kaybetmek bitmektir” tedirginliği faullü oynamaya kışkırtıyor, AKP’yi…
Demokrasi dışı kusurlu hareketlerin başında da açık-örtük devlet terörü anaforunda muhalefeti kriminalize etmek olabilir…

‘İŞ’TEN KAPATMA’ KÜLLENMİŞTİ Kİ…

Çok mu soyut yazdıklarım?..
Pekala sadede geleyim…
Hatırlayın: Yıllardır kurcalanan İş Bankası-CHP ilişkisinin, ana muhalefetin başına çorap öreceği fısıldanmıştı zaten…
Kılıçdaroğlu, Fuat Avni’nin “kapatılacak” twitterını yalanlamadı… Ek bilgilerle doğruladı:
“Onunla ilgili bir hazırlık yapıldığını biz çok iyi biliyoruz. İddia doğru. Hazırlık yapıldığını, hazırlıkların kimler tarafından yapıldığını, bir kitabın basıldığını, yakın bir süreç içinde bu kitabın piyasaya sürüleceğini, bütün bunları biliyoruz. Bekliyoruz.” (5 Mart 2015)
AKP nereden çıktı terslemesiyle yalanlar gibi yaptı…
Mevzu soğumaya alındı intibaı verdi…
Lakin Çağlayan Adliyesi baskını, kapatma projesini raftan indirebileceği hissi verdi bana… 
Hem de CHP’ye kapatma davası açılmasını sağlayacak “Suç dosyası”nı zenginleştirerek: 
CHP ile DHKP-C arasında ilişki iddiası ilave edilerek…

GİZLİ TANIK VE FABRİKASYON BELGELER

Maiyet medyasında flu ifadelerle zaman zaman ima edilen “CHP-DHKP-C rabıtası” artık açıkça üfürülmeye başlandı…
Ana muhalefeti içe kapamaya dönük, itibarsızlaştırma maksatlı psikolojik harekatla mı karşı karşıyayız?..
Yoksa sahiden “gizli tanık” ve “belge”lerle start alacak derdestlerle CHP kuşatmasına mı şahit olacağız, göreceğiz…
Sümeyye Erdoğan’a suikast iddialı akla ziyan belgelerle medya kampanyası başlatan…
İşaret ettiğim sıkışmışlık haleti ruhiyesiyle işi “İnönü Atatürk’ü zehirledi” (Yeni Şafak, 6 Nisan 2015) derekesine taşıyan İktidar için bunu yapmak çok mu zor?
Sanmıyorum!

‘ÜST AKIL’IN ÇUVALINDA YOK YOK 

Kanıt mı?
Aha… 
Savcının rehin alındığı gece… Ekip a haber’de toplanmış (31 Mart 2015)… 
AKP tabanına AKP propagandası yapıyor…
Temel diskur şu:
AKP karşıtı cephe oluştu… “TÜSİAD, Doğan Grubu, Paralel Yapı, CHP, HDP, DHKP-C  ‘Üst Akıl’ tarafından harekete geçirildi…” Savcı’nın rehin alınıp öldürülmesi de bunun ürünü… Amaç kaos yaratıp AKP’yi geriletmek. RTE’yi güçsüzleştirerek Başkanlık sistemine geçişi sağlayacak Anayasa değişikliğini engellemek…
Abartmıyorum… Aynen böyle… Yerseniz, demiyorum; porsiyon bize değil, AKP tabanına hazırlanıyor…

‘AÇIK CEPHE SAVAŞINDAYIZ’

İnanmıyorsanız, “zehir hafiye”lerimizin analizlerinden aynen nakledeyim:
Cem Küçük: (Çok sert yazıyor, konuşuyorsun diyen arkadaşlarına öfkelenerek…) “Böyle sert yapma biraz daha entel dantel yaz, diyorlar… İşte entel dantel yazdın(ız) da ne oldu!.. Adam Cumhurbaşkanına küfür ediyor, Başbakana hakaret ediyor. İsrail’in içeride taşeronluğunu yapıyorlar. Bu kafayla mücadele edilmez. Açık cephe savaşındayız. Net bir şekilde onların anladığı dilden cevap vermemiz lazım.”
Daha ne desin devletin ‘Küçük’ askeri: 
“Cephe savaşındayız… Onların anladığı dilden cevap vermeliyiz…”
Anladığınız dil ne ha, söyliyin bakiim…

‘BUNLAR İKTİDAR OLSA BİZİ ÖLDÜRÜR’

‘Entel dantele saran arkadaşlara’ tehdidi haber veriyor Cem Küçük:
“CHP zihniyeti, DHKP-C zihniyeti (aynı şey demek ki!-e.a)iktidar olsa neler yapardı bize… Düşünün, şu anda neler yapıyorlar bize… Şu anda onlar iktidarda, bizim arkadaşlar muhalefette gibi yazı yazıyor. Bir de onların iktidarda olduğunu düşünün.(Dedim ya panikteler: İktidarı kaybedecekleri endişesine kapılmışlar-e.a)Bizlerin öldürülmesini bile meşru gösterir bunlar(M. Şevki Eygi, Kanlı Pazar’a kışkırtan yazıları Bugün’de yazmıştı. C. Küçük provokasyonu a haber’de yapıyor-e.a). Bunu böyle anlamak lazım (İnşallah, izleyici sağduyulu davranır da ‘haydi iç savaşa’ şeklinde anlamaz-e.a)

MEHMET METİNER’İN CHP-DHKP/C KEHANETİ

Cem Küçük ama Mehmet de Metiner… “Biatsa biat, itaatse itaat… “ diyen, RTE bağlısı asıl bombayı patlatıyor…
M. Metiner: 
(Çağlayan Adliyesinde Savcıyı rehin alan) “Teröristlerden Şafak Yayla’nın CHP’yle bağlantılarına dikkat çekeyim. Önümüzdeki günlerde ortaya çıkacaktır.”
Dikkat buyurun… 
AKP Milletvekili Metiner diyor ki, DHKP-C’li, öldürülen Şafak Yayla’nın, “Gezi sürecindeki rolü, CHP ile organik, inorganik (ne demekse- e.a) ilişkisi ortaya çıkacaktır.”
Sunucu cin gibi maşallah; soruyor: “Elinizde somut bilgi var mı?”
M. Metiner: “Duyum üzerine konuşmak doğru değil. Dikkat çekiyorum sadece. Yarın öbür gün somut bağlantılar çıktığında konuşuruz.”
Tehdit mi? Göreceğiz… 
M. Metiner ile C.Küçük’ü ciddiye almamı yadırgadınız mı?* Olabilir…

EŞKİYANIN NE YAPACAĞI BELLİ OLMAZ

Madem Yeni Şafak hatırlattı, İnönü’den bi’anekdotla bağlayayım:
Yıl, 1966… Faruk Sükan, Süleyman Demirel’in İçişleri Bakanı. 
“Ben solcuların nefes alışlarını bile biliyorum” sözü, Sükan’daki öz güven patlamasının bakiyesi…
Bakan bey darbecilerin peşine düşer… 
Gece yarısı, polisiyle TBMM’yi basar…
Muhalefet odalarında arama yapar… Eli boş döner…
Fakat namıyla tarihe geçer: “Zehir hafiye.”
İsmet İnönü sabah vaziyeti öğrenir.  Hesap sormak ve tedbir almak için CHP’li arkadaşlarını uyarır:
“Eşkıyanın bu gece ne yapacağı belli olmaz.” 
Yabana atmayın bu sözü…
*CHP’yi DHKP-C gibi örgütlerle ilişkilendirme gayretinin Metiner-Küçük ikilisinin muhayyilesiyle sınırlı olduğunu sanmıyorum. Aynı akşam (31 Mart 2015) Kanal 24 mürettebatından Kurtuluş Tayiz de benzer cümlelerle aynı iddiaları ifade ediyordu: “Ana muhalefet partisi, Doğan Medya terör sempatizanı… Hatta körükleyip teşvik ediyorlar.” Önceki akşam Alçı, Kekeç ve Kızılkaya da o güzergahta dolaşıp durdular… 


SATIR ALTINDAN NOTLAR METİNER HDP’Yİ DE İHMAL ETMİYOR

Bahsi geçen programlarda muhalefeti kriminalize etme hamlesi, HDP’yi de kapsıyor…
AKP Milletvekili M. Metiner:
“Sadece DHKP-C ile sınırlı değil. Türkiye’yi hedef alan ‘Üst Akıl’ın farklı üniteleri var. Terör ünitesi var, siyasi partiler ünitesi var. Pensilvanya’da ihanet şebekesi var. (Gezi gibi yollar başarısızlığa uğrayınca-e.a) RT Erdoğan’ı etkisizleştirmeyi başaramadılar. (Şimdi) Sandıkta bunu gerçekleştirmenin yolları aranıyor. Bunun için HDP sürece dahil edildi. Gezi’nin siyasi ayağını tamamlayan siyasi unsur olarak ‘Üst Akıl’ tarafından (HDP) devreye alındı.”   

‘KOMPLO’ KOMEDİ

Haksızlık etmeyeyim. Ekranda azgın birer faşiste dönüşen Küçük ve Metiner, espri de yaptılar.
İki de bir “Komplo teorilerine hiç inanmam ama…” deyişleri vardı ki…
… Allah da onların yüzünü güldürsün…



“SOLCULAR DANGALAK HDP’LİLER MANYAK”

Önceki akşam (6 Nisan 2015) Ethem Sancak’ın Kanal 24ü’nde bayağı seviyeli bi’tartışma izledim. 
Ahmet Kekeç, Nagehan Alçı, Muhsin Kızılkaya ve moderatörleri “Adliye baskını” vesilesiyle şiddeti el aldılar. 
Kızılkaya babalandı: 
“AKP’den daha solcu ve Erdoğan’dan daha devrimci var mı!” Nagehan Hanım, “Ne münasebet” ayarı verdi… Erdoğan’ın tüccarlığını hatırlattı… 
Kekeç arayı buldu; bağlandılar…
Programı adı gibi “Esas mesele” şu tahlillerde saklıydı:
“Dangalak solcular” (Muhsin Kızılkaya)
“HDP şeyinde manyakça bi’şey var” (Ahmet Kekeç)
Şeyinde şey… 


‘TERÖRİST DİYECEKSİNİZ’ TERÖRÜ

Çağlayan Adliyesini basan DHKP-C’lilerin kimilerince “eylemci” ya da “saldırgan” olarak anılması AKP mahfillerini çileden çıkardı…
Vay efendim, nasıl “Terörist demezsiniz”! Hainsiniz, alçaksınız… hakaretleri gırla…
IŞİD ve Paris katliamcılarına dair sosyolojik analiz ve “öfkeli gençler”le girilen empatiyi filan değil de…
Şunu hatırladım:
Eskiden bilhassa askeriyeden yazı işlerine direktifler gelirdi:
Sol örgütlere “yıkıcı,” PKK’ye “bölücü” denilecek… Pardon PKK’ye… Lüzumu halinde “sözde” ibaresi ihmal edilmeyecek… Filan… O zamanda uymayanlar uyarılır, “hain”likleri bildirilirdi… 
Katettiğimiz 360 derecelik mesafede, Roland Barthes’in kulaklarını çınlatalım yine:  
“Faşizm konuşma yasağı değil söyleme mecburiyetidir” 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa