13 Nisan 2015 01:00

'Seçim operasyonu'

'Seçim operasyonu'

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Mardin Mazıdağı’nda arazi arama-taramasıyla başlamıştı, “seçim operasyonu.”
İşaret fişeğini ise Erdoğan ateşlemişti: “Dolmabahçe toplantısına da karşıyım, izleme heyetine de”! Zaten “Kürt sorunu da yok”, sadece “Kürt kardeşlerimin sorunları var”dı!
“Kürt sorunu yok”sa, bütün bu tantana nedendi, ayrı mesele. Olmayan şey için bunca “uğraş”... Bunca operasyon!
“Süreç” niçin ilan edilmişti, peki, anlaşılmaz! Olmayan şeyin süreci. Ama işte yok mok diye diye “geliyorum” bağırtıları duyulmuştu, başlıyordu.
Kürt sorunu başlamıyordu tabii; bir edebiyat başlıyordu, bir de operasyon ya da provokasyon! Nasıl başlamasındı? Sık yapılan anketler “kral çıplak” dedirtmeye başlamıştı. Hiç de iç açıcı değillerdi. Ve HDP üzerine tahminlerin ötesinde konuşulup tartışılmaya başlanmıştı. Bu kadar da beklemiyordu AKP üst yönetimi. CHP ile MHP de öyle. Birincisi “önseçim”den hız almış, iyi bir kampanyaya başlamıştı, yükselecek görünüyordu ki, anketler de bunu doğrulamaktaydı. MHP’nin yükselişi de her araştırma şirketinin ortaklaştığı konuydu. Saadet ile BBP’nin ittifakıysa tuzu-biberi olmuştu! Olağan bir seçim AKP’nin çarkını kırıp götürür gibi görünmeye başlamıştı. Acil önlem gerekti!
Muhafazakarlığın dibine dibine vurulmuştu zaten. Hukuk deseniz, ele avuca gelmiyordu. Polis yasası tahkimatı sağlamıştı. Ama temel bir “eksik” vardı: 30 yıldan fazladır üzerinde konuşulmakla kalınmayıp hemen her ocağa ateş düşürmüş “terör sorunu”! “Kürt sorunu yok”sa bile “terör sorunu var”dı! Kanıt mı?
İşte Genelkurmay açıklamıştı: “Ağrı ili Diyadin ilçesi Yukarıtütek Köyü bölgesinde Bölücü Terör Örgütü mensupları tarafından organize edilen ve ‘Bahar Şenliği’ olarak isimlendirilen etkinlikte Bölücü Terör Örgütünün propagandası yapılacağı, vatandaşlarımıza seçimde destekledikleri adaylara oy vermeleri konusunda baskı uygulanacağı...”
Oysa HDP “Fidan Dikimi Şenliği” yapacaktı. Bölücü örgüt, hem de “terör örgütü” ilan edilmekteydi!
Bütün bölgede PKK’nin varlığı bilinmez değildi. Mazıdağı’nda denenip başarılamayan Diyadin’de başarılmak istendi. “PKK askerlere saldırdı” –hemen tüm medya böyle yazdı. Doğru olan tersi oysa. Çatışmadan ve tabii ki kandan beslenecek bir “Başkumandanlık Meydan Muharebesi” öngörüldüğünü yazmıştık. Bir de hile-hurdadan!
İşte, senaryo uygulamada!
Fidan dikimi için zaten kırsalda olan HDP’liler çatışma ortasında kalıyorlar. Canlı kalkan olarak araya girmeye çalışıyorlar. Sivil falan dinlenmiyor, saldırı helikopterlerinden ateş açılıyor sivillerin üstüne. Diyadin DBP Eşbaşkanı N. Şahin’in olduğu gruptan 6 kişi gözaltına alınıyor. İkinci grup o kadar “şanslı” değil, HDP eski eşbaşkanı Cezmi Budak, Berkin gibi, başına isabet eden gaz fişeğiyle öldürülüyor. MEYA-DER temsilcisi Cenap İlboğa’ysa kurşunla yaralanarak “tesirsiz hale getiriliyor”! PKK’dan ölü ya da ölüler, askerlerden yaralılar olduğu söyleniyor.
“Ölümlü olay” olduğu için Ağrı-Diyadin işleniyor medyada. Oysa Diyadin tek değil. Aynı gün sabahtan itibaren yığınak yapılan Siirt’in Eruh ve Pervari ilçeleri arasındaki bölgede de akşama doğru operasyon başlatılıyor. Artık “seçim operasyonu” mu “geçim operasyonu” mu, siz karar verin. Bar bar bağırıyor “ben provokasyonum” diye!
Akşam, manşetinden “çözüm karşıtı grupların askere saldırması bence net bir mesaj” diye yazdı. Tayyip Bey Sakarya’da “halkımızın iradesine ipotek koymaya çalışanlar”dan şikayet etti. Davut Bey’se “hain saldırıya TSK gerekli cevabı veriyor. Seçim güvenliği mutlaka sağlanacaktır” dedi. Kim sağlayacak peki? Futbol müsabakasında bile maç yapan takımlar ayrıdır, hakem ayrı! Takımlardan birinin futbolcusunun hakem olduğu görülmemiştir!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa