Erdoğan-asker ittifakı sonuç veriyor
Fotoğraf: Envato
“Nasıl olur da çatışma çıkarırız?”, “Nasıl olur da ‘Çözüm Sürecini’ sekteye uğratır çökertmek için fırsat yakalarız?” diye yana yakıla “çareler” arayanlar nihayet başardılar!
İki yılı aşkın bir zamandır süren “çatışmasızlık sürecini” bitirdiler!
Önceki gün Ağrı’nın Diyadin ilçesinin Yukarıtütek köyü kırsalında PKK militanları ile askerler arasında çıkan çatışmada 5 gerillanın hayatını kaybettiği, birinin yaralandığı, çatışmada yaralanan 4 askerin de hastaneye kaldırıldığı belirtilmektedir.
“Çözüm ve müzakere masası”nı devirmek için bahaneler arayan AKP Hükümeti’nin sözcüleri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha çatışmalar sürerken adeta müjde verir gibi, meydanlardan, “twitter”dan seçim gezilerinden “şiddetli” açıklamalar yaptılar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “…Bölücü terör örgütü aziz milletimizin güvenliğini sağlamak için fedakarca görev yapan güvenlik güçlerimize bir saldırıda bulundu…”
Başbakan Davutoğlu: “Ağrı’daki hain saldırıya gerekli cevap Türk Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından veriliyor…”
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan: “Kamu düzenine, seçim güvenliğine ve millet huzuruna yönelik girişimlere müsamaha gösterilemez…”
İçişleri eski Bakanı ve AKP Milletvekili Adayı Efkan Ala: “Terör örgütü de bilmeli ki sandığa yapılan her saldırı, millet iradesine yapılmış saldırıdır…”
Diyadin’de beş gerilla hayatın kaybediyor, dört asker yararlanıyor, iki buçuk yıldır süren “çatışmasızlık süreci” bitiyor, çözüm masası bu çatışmanın gölgesi altına giriyor, ama devletin yetkilileri, HDP’yi hedefe koyuyorlar; tehdit savuruyorlar!
Ama Genelkurmay, çatışmaya mazeret uydurayım derken “sirkatini” söylemiş!
Şöyle diyor Genelkurmay açıklamasında: ‘’11-12 Nisan 2015 Yukarıtütek köyü bölgesinde ‘Bahar Şenliği’ olarak isimlendirilen etkinlikte bölücü terör örgütünün propagandasının yapılacağı, vatandaşlarımıza seçimde destekledikleri adaylara oy vermeleri konusunda baskı uygulanacağı yönünde bilginin alınması üzerine, kamu düzeninin bölgede sağlanması için 15 timden oluşan güvenlik gücü bölgeye sevk edilmiş, bölgede tertiplenme esnasında unsurlarımıza uzun namlulu silahlarla ateş açılmıştır…” denmektedir.
Burada kritik ifade bölgeye asker sevk edilmesi gerekçesidir. Bu da “Bölücü terör örgütünün propagandasının yapılacağı, vatandaşlarımıza seçimde destekledikleri adaylara oy vermeleri konusunda baskı uygulanacağı yönünde bilginin alınması üzerine, kamu düzeninin bölgede sağlanması” olarak ifade edilmektedir.
Yani böylece Genelkurmay, kendi cephesinden seçim faaliyetine katılmış, köylülerin iradelerinin serbestçe oluşmasını önlemek üzere bölgeye asker göndermiş, şenlik için köye gelecek insanları engellemiştir.
Ve böylece de Erdoğan’ın son günlerde ulusalcı kesimlerle ve askerle ittifak girişimlerinin sonuç vermeye başladığı anlaşılmaktadır.
Onun içindir ki, HDP Eş Başkanı Demirtaş; “Genelkurmay AKP’ye çalışmaktan vazgeçse iyi olur. Bu ülkenin ordusudur. Bir partinin ordusu değil. Kendileri de seçime giren bir parti değiller. Bu tür seçime endeksli açıklamalar veya adaylıklarla ilgili spekülasyon yapacak açıklamalar yapmasalar iyi olur” diyerek Genelkurmayın tutumuna tepki göstermiştir.
Kaldı ki Diyadin’deki seçim çalışmasına müdahale edilmesi, “çatışma çıkarılması” bir sürpriz değildir. Çünkü Cumhurbaşkanı daha haftalar önce “Kürt sorunu yoktur. İzleme Heyeti yanlıştır. Dolmabahçe Deklarasyonu gereksizdir. Ortak açıklama yersizdir!” diyerek ve çözüm masasını “buz dolabına” koydurarak, zaten masaya tekme atmak için hazırlanıyordu.
Genelkurmay’da; Kobanê zaferi ve Süleyman Şah Türbesi tartışmasından beri, çözüm sürecini provoke etmek ve “çatışmasızlık sürecini” itibarsızlaştırmak için sınırda kuş uçsa, bunu internet sitesinden asayiş ve düzene yeni bir tehdit olarak propaganda ediyordu.
Koşullar dikkate alındığında, çözüm masasını yıkmanın en kestirme yolu da çatışmaların yeniden başlatılmasından geçmektedir. Öyle görünmektedir ki Genelkurmay ve Hükümet ortak bir tutumu benimsemiş, çatışmasızlığın seçimde HDP’ye avantaj sağladığını düşünerek, çatışmaları yeniden başlatacak bir hatta girmişlerdir.
Umalım ki, “Diyadin bir kazadır!” ve bir an önce çözüm doğrultusunda adımlar atmak için girişimler yeniden başlatılır!
Aksi halde gidişat çatışmaya, yeni kanlı kavgalara doğrudur!
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00