18 Nisan 2015 00:52

Siyasetin seviyesi düşürülmemeli

Siyasetin seviyesi   düşürülmemeli

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ne gariptir ki, açılım başlığı altında Kürt sorununu ele almış gibi gözüken AKP, seçime giderken, elemanlarını meydana salarak, korkulu rüyası olarak gördüğü HDP’ye TV ekranlarında inanılmaz yaftalarla saldırmaktadır. Geçen gün bir TV kanalında AKP propagandası ile görevli bir kişi, AKP’yi iktidardan düşürmek ya da zayıflatmak için HDP’nin hınzır bir siyasi proje olarak iç ve dış güçlerce devreye sokulduğunu iddia etmiştir. Siyaseti yozlaştıran bu ve benzer kişiler, adeta, Ankara’da Tandoğan Meydanı’nın adını değiştirirken, “Bu ülkeye komünizm gelecekse, onu da biz yaparız!” dercesine, HDP’nin kuruluş gerekçesini kafalarına göre halka anlatmaya çalışmaktalar. Demek, hangi partinin kurulacağı ve hangi partiye oy verileceği  kararını da AKP verecek. 

HDP, etnik kökenli ya da bir Türkiye partisi olabilir. Birincisi hukuken sakıncalı, ama ikincisi tamamen normal bir durum. Hukuken sakıncalı bir durum varsa, ilgili herkes, bu arada işgüzar AKP kadroları da yargı mercilerine durumu bildirir ve sonucu alırlar. Ama, bu yola gitmeden, halka neyin ne olduğunu kendi kafalarına göre söylemek ve halkın oyunu ona göre şekillendirmeye çalışmak siyasi etikle bağdaşmadığı gibi, fevkalade ayıptır! 

Kürt sorunu ya da çözüm süreci dediğimiz olayda eğer siyasi müzakere esas alınacak, böylece silahların susmasında devamlılık sağlanacaksa, herhalde bunu gerçekleştirmenin ilk ve tek yolu bir siyasi parti olarak örgütlenmek ve parlamentoda taraf olmaktır. AKP Kürt sorununa çare üretiyorum derken, siyasi partiyi topluma siyasi sahtekarlık ve kumpas olarak göstermesi, çözüm çabasında samimi olmadığının, çözüm diye kafasındaki aldatmacayı millete ve ilgili çevrelere dayatmaya çalıştığının açık ifadesidir. Ne gariptir ki, bir yandan açılım projesini sahiplenen iktidar partisi, diğer yandan da kuvvetler ayrımı ilkesinin bugünkünden daha etkili uygulanacağı tezine dayandırarak başkanlık sistemini dayatmaktadır. Geçen günlerde bir TV programındaki sohbetinde bir AKP mensubunun bir yanda HDP ile ilgili siyasi komplo görüşünü, diğer yanda da başkanlık sisteminde demokrasinin daha sağlam ve denetimli olacağını ileri sürmesi, acaba gerçekten akıllara zeka bir mantık ürünü müdür, yoksa minik kafalarınca sohbet görüntüsü altında yapılan bir siyasi manevra mıdır? Öyle anlaşılıyor ki, emir büyük yerden; amaç, AKP’nin parlamentoda sandalye sayısını paylaşmaya aday “haddini bilmez”(!) bir partinin önünü kesmek ve başkanlık yolunu açmaktır! Zira, başkanlık sisteminin nasıl bir kişisel hırs ve korunma kalkanı olarak istendiğinin artık tüm alem farkındadır. Bir kişi, ne kadar mantıktan yoksun olsa, ya da halkı mantıktan yoksun görse de, aynı anda iki farklı konuyu akla mantığa sığmayan bir tezatlık içinde sergileyemez. Zaten, sözü edilen konuşmacı da iki farklı konuya değil, birbirini tamamlayan iki konudan oluşan tek konuya vurgu yaptı; o da başkanlık sistemine giden yolun açılmasıdır. Bunun için de önce, en ciddi engel olarak görülen HDP’nin eleştirilmesi, ikinci olarak da başkanlık sisteminin yüceltilmesi gerekiyordu. Sohbette de bu yapıldı. 

Bu AKP o denli adalete ve demokrasiye bağlı idi ise, bunu sağlamak için başkanlığa gitmeden de yapılabilecek şeyleri niçin engelledi ya da olmayacak hukuksuzluklara imza attı ki! Yıllarca insanları hapsedip, kimilerinin ölümüne yol açtıktan sonra, nasıl oldu da seçime doğru 40 dakikada bu insanlar aklandı? 17-24 Aralık olayları bu kadronun nasıl içine siniyor? Uygun görülmeyen yargıç ve veya sancılar hangi mantıkla hallaç pamuğu gibi atılıyor? Ve, savcının katli (vaciptir!) yanında, son Ağrı olayları halka nasıl anlatılabilir ki!  

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa