22 Nisan 2015 00:51

Kabataş Kumpasyası’nın takdimidir: Bir Katır İntiharının Anatomisi

Kabataş Kumpasyası’nın takdimidir: Bir Katır  İntiharının Anatomisi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Her şey o beyanatla başlar…
AKP’nin Şırnak Valisi, Roboskî’de katırların askerler tarafından öldürüldüğü haberlerini yalanlar…
“Katırlar intihar” etti, der (16 Nisan 2015).
Ve perde açılır, oyun başlar... 
Sahne…
RTE (Ak Saray): 
Elimizde fotoğraflar var… Kamera görüntüleri var… Hepsini izledim… Gözlerimle gördüm… Katırlar tırısa kalkmış uçuruma  koşuyor… Hayvan işte… Ben önce atlayacağım dercesine yanındakilere çifte savuruyor… Öne geçmeye çalışıyor… Gözlerimle gördüm… PKK ve onun Meclisteki uzantısından kurtulmak için uçurumdan kendini salıyor adeta… Halbuki Allah’ın verdiği canı… Allah taksiratlarını affetsin… 
Buradan batıya sesleniyorum… Eyyy sahte hayvan hakları savunucuları… Bir yunus karaya vurduğunda seferber oluyorsun da… Benim 40 katırım senin arka çıktığın bölücü terör örgütünden kurtulmak için intiharrr ediyor intiharrr… Amaaa… senin sesin soluğun çıkmıyor… Çıkmıyooorrr… İşte bu çifte standardınız adetaaa… Ne yapıyor: Çıldırtıyoorrr beni…

ÖN TOYNAKLARDA BARUT İZİ
(Bu arada bir kısım medya ölen katırlardaki kurşun izlerini yayımlar…)
Bunun üzerine…
Önce makamsız mevkisiz fiili İç İşleri Bakanı olarak Efkan Ala görünür: 
Evet kurşun izleri olduğu doğru... Biz de buna rastlayınca tetkik ettik. Uçurumdan atlamak suretiyle intihar eden bazı katırların ön toynaklarında barut izine rastlandı…
Kimi katırların ise ‘çifte’ diye tabir ettiğimiz arka, çifte atan toynaklarında barut tespit ettik… Affedersiniz bazı katırların da şeylerinde…. Neydi?...Poposunda aynı cins barut bulgusu dikkat çekti… Arkadan püskürtme şeklinde ateş ettiklerini tahmin ediyoruz… Elbette bunları ön rapora göre açıklıyorum…    
Toynakların balistik incelemeleri sürüyor… Katırların birbirini vurduğu kesin… Fakat hepsi mi silah kullandı, yoksa cinnet geçiren birkaç katır mı ateş edip intihar etti, inceliyoruz… Katil… Pardon kati neticeyi bilahare…

TÜRK TİPİ KATIR
(Katır… İntihar… Bi’de kurşun yarası çıkınca ahali hepten şaşar… ‘Üst akıl’ın hizmetinde olduğundan şüphelenilen bazı bilimciler “Bu ne ya!” bozgunculuğu yapmaya başlayınca…)
RTE (Ak Saray):
Bunlar var ya bunlar… Yükselen Yeni Türkiye’yi çekemeyenler… Şimdi de şunu çıkardılar: Neymiş efendim, katırlar intihar mı eder!.. Bunlar katır deyince sadece Batı’nın katırını anlıyorlar… Bu ne sünepelik, kendine güvensizlik… İllaki bizim katırlarımız da onlarınkine mi benzeyecek… Selçuklu -Osmanlı mimarisi… Ne mimarisi… Haysiyetinin kök saldığı bu topraklarda otlayan katırlar… Bizim katırlarımız, maneviyat yüklü Türk tipi katırlar bunlar…  

KATIRLARDA İNTİHAR TEMAYÜLÜ KİTABI 
Hem merak etmesinler, bu cahillere hakikatleri, Türk Tipi katırların gerçeğini öğretmek de bizim vazifemiz… Talimat verdim bu konuda…
Ayrıca şunu da söyleyeyim; merak etmeyin yakında bu konuda bi’de kitap yayımlanacak… Batıda yoksa bizde de olmaz, demeyen… Benim öz güvenli bi’veterinerim “Katırlarda intihar temayülü ve çatışma potansiyeli” üzerine kitap yazmaya başladı bile… Yakında çıkacak… 
Bilhassa doğum ve çifteleşme evresinde rastlanırmış bu tür vakalara… Bakalım o zaman katırlar intihar etmez diyen o çok bilmiş kibirli beyaz Türkler ne diyecek…
(Tam bu sırada ablak yüzlü biri panik halde Reis’in kulağına, “Efendim katırları doğurması pek vaki değil” cümlesini fısıldar… “Git başımdan… Senin ifadeni birazdan alacağım” hareketiyle adam yerin dibine sokulur… RTE devam eder…)
Katırlar doğurur mu diyenler de çıkacak… Bakın bundan 13 yıl önce… Bizim geldiğimiz noktayı göremeyenler… O kitap, katırlardaki doğurganlığı da kanıtlayacak bir bir…  
Buradan malum partinin başkanına da sesleniyorum… Silahları gömmek yetmez; beton dökeceksiniz beton…
Yoksa ne oluyor?... Bakın… Silahın gölgesinde seçime isyan eden katırlar dağdakilerin silahlarını ele geçirmek suretiyle… Evet… Bakın bunu ilk kez burada açıklıyorum… 
Benim bakanlarım haber verdiler… Bu katırlar, dağda gezenler var ya dağda gezenler… Onların mühimmatını ele geçirerek canlarına kıydılar… Bunların hepsinin görüntüleri var elimizde… Vakti saati gelince milletime bunların hepsini göstereceğiz… Ben gözlerimle gördüm… O kamera görüntüleri izlerken adeta…

İSMET BERKAN DA İZLER…
(Reis’in ‘kamara kaydı… gördüm’ kodlu açıklamaları Kabataş Kumpasyacıları’nı harekete geçirir…)
Nihal Bengisu Karaca (Habertürk gazetesi): Görüntüleri izledim.
İsmet Berkan (Hürriyet): Ben de gördüm o kayıtları… Maalesef gerçek… Çok can sıkıcı… O kadar üzücü ki, hepsini izleyemedim… Bunun savunulacak bi’yanı yok…
(Kabataş özrünün dumanı gözüne kaçınca…)
İsmet Berkan: Dabıl çek yaptım bu kez… Kaynaklarımla konuştum… Hatta oradan geçen bi’katırla bile… 
Halime Kökçe (Star gazetesi): Çok fena görüntüler… İşiyorlardı…
Fadime Özkan (Star gazetesi): He valla çöğdürüyorlardı… Bitli sosyalistler…

KUYRUKLAR KIRBAÇ OLMUŞ ŞAKLIYORDU…
Mağdure Zehra: Dağ havası almak için oradaydım… Başı bandanalı katır bi’çifte kodu, bebek arabam tepetaklak… Tüm katırların üstü çıplaktı… Kuyrukları kırbaç olmuş bedenimde şaklıyordu…
Balçiçek İlter (HT): Şahit lazım mı şahit…  Röportaj yapaarıım…
Cem Küçük (Yeni Şafak):  Aydın Doğan medyasını devlet adına uyarıyorum…
Kurtuluş Tayiz (Akşam): Kandil, katırları ürküterek İmralı’ya yönlendirmek istedi… Öcalan’a katırlar da bizden sorulur mesajı verdi…
Erdal Şafak geri kalmayalım paniğiyle Sabah’a manşeti çeker: Katırlara paralel viski
Akşam nispet eder, katırların üstünden geçen Almanya Havayollarına ait uçağı, kırmızı daire içinde gösterir… Manidar bularak sorar: Tesadüf mü?

MÜTEMADİYEN ÇÖĞDÜRÜYORLAR-DI
Halime Kökçe (Star gazetesi): İşiyorlardı…
Fadime Özkan: Çöğdürüyorlardı…
Mehmet Barlas, bakın size ne kadar zeki ve bilge olduğumu göstereceğim edasıyla, bi’fıkra patlatır…
NTV’nin hacıyatmazı Oğuz Haksever hayranlıkla Mehmet Abisi’ni dinler… 
O sırada Ahmet Kekeç-Ahmet Taşgetiren korosu başlar: Beyan esas alınmalı…

KATIR FETVASI
Abdurrahman Dilipak selam ve duayla uğurlarken okurunu…
Hayrettin Karaman katır fetvasını yayımlar…
Geç kaldık, fırça yiyeceğiz telaşıyla koşan güruh sahneye yaklaşır… İlk yüzleri seçilen Yıldıray Oğur ile Melih Altınok olur…
Mehmet Metiner ile Muhsin Kızılkaya kan ter içinde sahnenin ortasına yığılıp kalırken…
Hikayemiz müsaade ister…


Satır altından notlar...

LAİKLİK HAFTASI
Yurtta, yavru vatan Kıbrıs’ta ve dış temsilciliklerimizde yapılan kutlamalara ‘Kutlu Doğum Haftası’ da eklendi, biliyorsunuz…
Henüz ‘resmen’ değil… 
Fakat maksat hasıl olursa bu seçimde, o da olur inşallah… (Not edelim Ahmet Bey, ilk icraatlarımızdan biri olsun…)
Halkla… Pardon, milletle kaynaşmak için CHP ve nev’i “sol” da iştirak ediyor bu kutlamalara… 
Derken... O da ne!?
Diyanet İşleri Başkanı açıkladı:
“Kutlu Doğum Haftası, bir doğum günü kutlaması değildir.” (20 Nisan 2015)
Ya?
“O büyük doğum… rahmet… yaşanan ahlaka dönüştürmek” gibi derun ve süslü kelimelerin geçtiği açıklamadan benim anladığım şu: 
Kutlu Doğum Haftası, İslami hayat tarzının propagandasını yapmak…
İslâm’ı toplumsallaştırarak, toplumu İslamlaştırmak… Filan…
Yani?..
Kutlu Doğum Haftası dinin icabı değil, bi’icat…
Hem de hacının gururla ifade ettiği gibi, bizim icadımız:
“Bu toprakların insanlarının çeyrek asırdır, kutlaya geldiği bir haftadır” Kutlu Doğum…
İcadın anası ihtiyaç ise ihtiyacın sahibi kim?
Siyasal/İslamcılık…
Öyleyse, siyasal İslamcı faaliyetin parçası olmaya bu heves niye?.. Diye, sormayacağım… 
Cevabını aradığım şu…
Kutlu Doğum Haftası’nın icadı, dinin siyasete alet edilmesi midir?
Yoksa tersi mi: Siyasetin dine alet edilmesi mi?..
Galiba ikisi de farklı evrelerin doğrusu…
Bahsedilen ‘siyaset’, devlet olmuşsa… Artık devlet haline gelmişse… 
Yaşadığımız sürecin adı siyasetin/devletin dine alet edilmesidir…
Vaziyet bu isenin sorusu:
Laikliğe ne oldu?..
Takvimde varsa bi’boşluk, laiklik haftası düzenlesek de hepten unutmasak bari…

BAKUR O ‘İKİ SAYFA’ DA...
Başbakan, AKP seçim beyannamesinde çözüm sürecine yer verilmemesini izah eder:
“Matbaaya giderken iki sayfa düştü…” (19 Nisan 2015)
Hay Allah!.. Çok sakar bu Davutoğlu çook…
O “aksilik”mesajjesteleri ile Bakur’a sansür arasında ilişki var mı?
Eğer “iki sayfa” düşürülmeden matbaaya götürülebilse ve AKP seçim beyannamesinde “çözüm” yer alsaydı… 
Ertuğrul Mavioğlu ve arkadaşlarının PKK’lileri anlatan Bakur sansürlenir miydi?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa