Kararlılık Fırtınası’nın ekonomisi

Yemen’e yönelik büyük saldırının adını belli ki Pentagon’un senaristleri koymuşlar ve bölgenin gerçek Amerikancı güçlerinin birlik ve dayanışma içinde nelere muktedir olduklarını göstermek için bu yoksul ve gelecekten mahrum bırakılmış ülkesini seçmişler! 

Şöyle de söyleyebiliriz: Yemen, bölgenin güç dengelerini ve geleceği hakkında karar vermek isteyenlerin bir deney laboratuvarıdır. Burada olup bitenler, dünyanın bütün hegemonik çelişme alanları için bir model olarak kabul edilebilir. Fakat aynı zamanda bizim açımızdan da, günümüz emperyalizminin siyasal ve ekonomik dayanaklarını gözlemleyebileceğimiz bir model olma özelliği taşıyor. 

Savaşın emperyalist kapitalizm için önemli bir hayat kaynağı olduğuna dair daha önce verilere dayanan bir özeti, Özgürlük Dünyası dergimizde vermiştim. Orada, savaşın son derece kârlı bir yatırım alanı olduğunu fakat bunun kadar önemli olmak üzere, toplumsal ve siyasal bakımdan da emperyalist kapitalizme kan taşıyan damarları açtığını gösteren akademik araştırmaların verilerini kullanmıştım. Bugün yalnızca Suudi Arabistan’ın silah harcamaları üzerinden bu operasyonun ilginç bir özelliğine göz atalım.

2013 yılından itibaren, bütün dünyada savaş harcamaları büyük bir artış göstermeye başlıyor. Geçtiğimiz yıl ise, yani bundan yalnızca altı ay öncesinin verilerine göre, dünya genelinde savaşa ayrılan bütçe toplamı 1 trilyon 547 milyar dolara ulaşmış bulunuyor.

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) verilerine göre, savaş harcamalarına (Ki buna yatırım demek daha doğrudur) en fazla bütçe ayıran ilk dört ülke, ABD, Çin, Rusya ve Suudi Arabistan olarak sıralanıyorlar. Suudi Arabistan’dan sonra, İngiltere, Fransa, Japonya, Almanya geliyor. Avrupa’nın emperyalist devleri ve Japonya, Suudi Krallığının epeyce gerisine düşmüş durumdalar. 

Elbette şöyle bir farktan söz etmek gerekiyor: İngiltere, Fransa, Japonya ve Almanya, silah sanayini ve teknolojisini geliştirmek, gelişmiş silah ve araçlar üretmek üzere bütçesini büyütürken, Suudi Arabistan onlar ve ABD tarafından üretilenleri satın almak üzere para harcıyor. İlginç olan bir başka nokta ise, aynı araştırmaya göre, ilk sırayı paylayan ülkelerin silah üretimine ve tüketimine harcadıkları toplam bütçe, dünyanın geri kalanının 4 katına eşit.

Burada ilginç olan bir başka nokta ise, Yemen üzerinde hareket eden koalisyon güçlerinin de aynı ölçülere göre sınıflandırabileceğidir. En çok silah yapıp satanlarla, en fazla alıp kullananların koalisyonudur bu. 
Zırhlı araçlar, denizaltılar, uçaklar, türlü çeşitli bombalar ve son yılların modası olana “insansız hava araçları” üreten sektörlerin yıllık kâr oranları hızla yükselirken, petrolden elde ettikleri büyük parayı nerelerine koyacaklarını bilmeyen Suudiler ve Körfez şeyhlikleri, şimdi karşılıklı al gülüm ver gülüm alışverişlerinde mutlu mesut vaziyetteler. Yemen, bir adım sonrasında daha büyük, daha yaygın ve çok taraflı savaşlara kapı açmaya uygun özellikler taşıdığından, şu anda sürmekte olan “Kararlık Operasyonu”nun genişlediği ve zaman bakımından da uzadığı ölçüde emperyalist kapitalizmi kriz riskinden koruyan özellikler de taşıdığı görülebilir. 

Bu arada ülkeler yıkılıyor, insanlar ölüyor, on binlerce insan canlarını korumak için gemiler dolusu “kaçak göçmen” halinde denizin dibini boyluyor, kimin umurunda. Paralar akıyor, kasalar doluyor, dolar şahane büyüyor! Tam bir kararlılıkla estirilen fırtınanın özü budur!