Kurşunu, 'Passolig'i unut, yarışa bak mı?
Süper ligde bitime yedi hafta kala 3 büyükler 1 puan farkla arka arkaya dizildiler. Fenerbahçe 59 puan ile liderliğe yerleşmişken Beşiktaş ve Galatasaray 58 puan ile lideri takip ediyorlar. Gerçekten de uzun zamandır memleket liginde görülmeyen bir tablo ile karşı karşıyayız. Nitekim spor programlarındaki tartışmalara bakarsak nefes nefese bir lig yarışı içindeyiz.
Peki, taraftarlar, seyirciler, futbolseverler gerçekten bu heyecanı hissediyor, yaşayabiliyorlar mı? Tribünler doluyor, coşku sel mi oluyor?
Daha zor bir soru, kim şampiyon olursa olsun bu sezon “müthiş yarış” diye mi hatırlanacak, yoksa futbol dışı faktörlerle mi?
Reyting kaygısıyla, sponsorların baskısıyla, hükümet korkusuyla parlatılan memleket liginin “gerçeklerini” itinayla makyajlamaya çalışan merkez medya mızrağı çuvala sığdıramıyor.
Bu kadar kıran kırana bir yarışın sürdüğü ligde tribünler neden boş sorusunu soran ve buna doğru yanıt veren bir tek merkez medya spor programı ya da yazarı var mı?
Allanıp pullanan şampiyonluk yarışı bir tarafa 2014-15 sezonu istesek de istemesek de futbol dışı olaylarla tarihe geçecek.
Bu sezon:
Özellikle “Gezi direnişinde” taraftarların oynadığı rolden sonra, tribünleri hizaya getirmek, iktidar karşıtı tezahüratları susturmak için uygulamaya sokulan “passolig” uygulamasıyla hatırlanacak.
Taraftarı fişlerken, yeni rant alanı yaratan “passolig” uygulamasına karşı tribün emekçilerinin direnişi ve memleket tarihinin en geniş katılımlı tüketici boykotunu gerçekleştirmeleriyle hatırlanacak.
Taraftar derneklerinin hukuki mücadelesi sonrasında “passolig” uygulamasını Anayasaya ve Avrupa İnsan Hakları Beyannamesine aykırı bulan mahkemenin “yürütmeyi durdurma” kararı vermek yerine topu Anayasa Mahkemesine atması ile hatırlanacak.
Sponsorları olan “passoligi” korumak adına gerçekleri eğip büken “gazetecilik” yerine “pazarlamacılığa” soyunan “penguen medya” ile hatırlanacak.
Sözde “özerk” özde “atanmış”, medya patronu sıfatlı TFF başkanının ve kurumlarının, memleket futbolunu “saraydan” gelen emirlerle nasıl yönetemediği ile hatırlanacak.
Bunları çoğaltmak mümkün…
Nitekim durumu doğru teşhis eden muhalefet partileri HDP ve CHP “passolig” uygulamasının bütün sonuçlarıyla kaldırılacağını seçim bildirgelerine alarak bu uygulamanın sadece “hükümetin” tasarrufu olduğunu bir kez daha teyit ettiler.
Fakat daha vahimi de var.
Siz bu satırları okurken Rize deplasmanından dönen Fenerbahçe kafilesine ateş açılmasının üzerinden 20 gün geçmiş olacak.
İlk iki gün boyunca “taştır o taş” diyen valiyi artık ekranlarda göremiyoruz.
FB TV’nin olay yerinde olması ve yaşananları kameraya alması ile olayın silahlı saldırı olduğu ortaya çıktı.
Ne oldu?
İki tane Sürmeneli genç medyanın önüne atıldı ama yine mızrak çuvala sığmadı.
Olay çözülene kadar maçlara çıkmayacağını açıklayan Fenerbahçe yönetiminin bu çıkışına karşı, Ankara’dan gelen işaretle lig maçları bir hafta ertelendi.
Olay çözüldü mü? Halen hayır. Görünen o ki daha da çözülmeyecek…
“Reis”i cumhur süper ligin kaptanlarını topladı, anladığımız kadarıyla gizli bir telefon diplomasisi yürütüldü ve bu hafta hiçbir şey olmamış gibi lige kaldığımız yerden devam ettik.
Memleketi “kaos” ortamına sürükleyecek bir saldırı da sözde “unutulmaya” bırakıldı.
Unutulacak mı? Çok zor.
Satır başlarıyla yazdık ama bu sezon şampiyonluk yarışıyla falan değil “passolig” ve Fenerbahçe nezdinde memlekete sıkılan kurşunla anılacak ve tabii bütün bunları gizlemeye çalışan gazeteci sıfatlı “penguenlerle”.
***
Her şey bir tarafa güzel şeyler de oluyor.
Gelecek haftalarda yazmak üzere, Eurolig’de yıllar sonra dörtlü finale kalan Fenerbahçe basketbol takımı ve koçları Obradoviç’i, dörtlü final yolunda Real Madrid ile oynadığı seriyi 2-1’e getiren Anadolu Efes’i ve taraftarların sesini seçim bildirgelerine taşıyan HDP ile CHP’yi kutlamak bütün futbolseverlerin, sporseverlerin gönül borcudur.
Evrensel'i Takip Et