23 Nisan 2015 01:00

1 Mayıs'a doğru-2

1 Mayıs'a doğru-2

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türkiye’de 1 Mayıs’lar, yıllardır işçi ve emekçilerin en güncel ve somut taleplerinin, acil çözüm bekleyen sorunlarının gündeme geldiği, bütün sekter ve ayrıştırıcı girişimlere rağmen, emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışma duygularıyla alanlara çıktığı bir gün olarak kutlanıyor. 1 Mayıs kutlamalarının her geçen yıl daha yaygın ve kitlesel olarak kutlanması yönündeki çabalar, iktidarı olduğu kadar, sendika bürokratlarını da yeterince tedirgin ediyor.
2015 1 Mayısı ekonomik, demokratik ve siyasal alanda yaşanan çelişki ve çatışmaların derinleştiği, işsizlik, yoksulluk, güvencesizlik tartışmalarıyla, demokrasi ve özgürlük taleplerinin iç içe geçtiği bir döneme denk geldi. 2015 1 Mayısı’nı öncekilerden ayıran önemli özelliklerden birisi de, başta Soma’da yaşanan kitlesel cinayet olmak üzere, iş cinayetlerine yönelik tepkilerin, işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarına karşı duyarlılığın arttığı bir döneme denk gelmesi.
İşçi ve emekçiler “İnsanca çalışmak, insanca yaşamak” gibi tarihsel ve güncel bir taleple pek çok yerde alanlara çıkacak. İşçilerin kıdem tazminatı, taşeronlaşmaya son verilmesi ve insanca yaşayacak ücret talebi, taşeron işçilerin güvenceli çalışma talepleri, kamu emekçilerinin ekonomik kayıplarının karşılanması, angarya ve performans dayatmasına, iş güvencelerinin ellerinden alınması girişimlerine karşı harekete geçmeye başlaması, 1 Mayıs öncesinde öne çıkan temel konu başlıkları.   
Ülkenin dört bir yanında çeşitli düzeylerde gerçekleşen ve giderek artan baskılara, hak gasplarına, güvencesiz çalışmaya, işten atmalara karşı gelişen ve her biri kendi içinde önemli sonuçlar ortaya çıkaran, fabrika ve işyerlerinde gerçekleşen irili ufaklı direniş ve eylemler, “iç güvenlik” yasası ile faşist rejimlere özgü güvenlik anlayışının tüm emek örgütlerini açıkça hedef haline getirmesi, 1 Mayıs kutlamalarının neden mümkün olan her yerde ve yaygın olarak kutlanması gerektiğini gösteriyor. Türk-İş, Hak-İş ve Memur-Sen genel merkezleri farklı şehir ve alanlarda “sembolik kutlama” yapma kararı alarak, mevcut sendikal pratiklerine uygun bir şekilde iktidara “paralel sendikalar” olduğunu bir kez daha kanıtladılar.
1 Mayıs’ın nasıl bir içerikte ve hangi taleplerle kutlanacağı konusunda en büyük sorumluluk, kuşkusuz az çok sınıf kaygısı duyan mücadeleci sendikalara, emek ve meslek örgütlerine düşüyor. Elinde kalan son hakları elinden alınmak istenen, sendikalı olduğu için işten atılan, iş güvencesi ve kadro talep eden, toplusözleşme talepleri görmezden gelinen, insanca çalışmak ve insanca yaşamak isteyen tüm işçi ve emekçiler için bu yıl 1 Mayıs kutlamalarının nicelik ve nitelik olarak güçlü geçmesinin ayrı bir önemi var.
2015 1 Mayısı’nın 7 Haziran genel seçimleri gibi son derece önemli ve kritik bir süreç öncesine denk gelmesi, sendikaların ve emekçilerin seçimlerde kendi sınıf çıkarları doğrultusunda taraf olmaları ve durdukları yere ve taleplerine uygun tutumlar alması açısından da büyük anlam taşıyor. İşçi sınıfı tarihinde ayrı bir yeri olan 1 Mayıs gibi önemli bir günün, takvimde sırası geldiği için değil, tarihsel ve güncel anlamına uygun bir şekilde kutlanması elbette önemli. Ancak en az onun kadar önemli olan, emekçilerin en temel haklarına yönelik muhtemel saldırılara karşı nasıl bir karşı koyuş göstereceği ya da göstermesi gerektiği gerçeğini unutmamak gerekir.
Bu konuda sendikaların tutumu bugüne kadar olduğu gibi giderek darlaşan ve marjinalleşen bir hatta yönelmek ile sınıfın kitlesel mücadelesine önderlik edebilecek bir bakış açısıyla hareket etmek arasında nasıl bir tercih yapılacağını da gösterecek. Sendikaların bu konuda ortaya koyacağı tercih, 1 Mayıs kutlamaları ile başlayacak ve genel seçimler sürecinde ve sonrasında sürdürülecek olan mücadelenin başarı ya da başarısızlığında temel belirleyicilerden birisi olacak.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa