23 Nisan 2015

Seçim bildirgelerinde; O, ben, biz farkı

AKP, CHP ve HDP’nin seçim bildirgelerinin arka arkaya açıklanması, “Bildirgelerin içinde ne var ne yok?”, “Hangi parti ne vadetmiş?”  sorularının yanıtlarını kolaylaştırdığı gibi, bildirgelerin gerçekleştirilme güvencesinin ne olduğunu anlamamızı da kolaylaştırmıştır.

AKP Seçim Bildirgesi’nin merkezinde “başkanlık sistemi” var ve vaatlerini gerçekleştirilebilmesi için halktan “Erdoğan’ın başkan seçilmesini sağlayacak bir anayasa değişikliği için” oy istenmektedir. Zaten, “Başkanlık sistemi yoksa, hiçbir vaadin anlamı olmayacağı” Erdoğan’ın ağzından her gün söylenmektedir. Seçim bildirgesiyle birlikte bu iddia artık AKP’nin de iddiasıdır!  Dolayısıyla AKP’nin seçim bildirgesindeki vaatlerin yerine getirilmesinin garantisi “Erdoğan’ın başkan seçilmesi”dir. Yani garanti “O”dur.

CHP’nin seçim bildirgesinde ise; emeklilere iki maaş verecek olan, asgari ücreti yükseltecek olan, mazotun fiyatını düşürecek olan, Kürt sorununu çözecek olan Kılıçdaroğlu; “Ben vereceğim”, “Ben yapacağım”, “Benim sözüm”… diyerek halka güvence vermektedir!  Nitekim Kılıçdaroğlu, “Emeklilere iki maaş ikramiye vereceğim” diye “noterden tasdikli” vaatname yaptırmıştır!

Kısacası CHP’nin her vaadinin arkasından Kılıçdaroğlu; “Ben vereceğim”, “Ben çözeceğim” diyerek, seçim bildirgesindeki vaatlerin garantisinin kendisi olduğunu vurgulamaktadır. Yani CHP’nin seçim bildirgesindeki vaatlerin garantisi; Kılıçdaroğlu’nun göğsüne vurarak ilan ettiği “Ben”dir!

HDP ise seçim bildirgesini, bu bildirge çerçevesinde ortaya koyduğu vaatleri ve çeşitli kesimlerin taleplerini elde etmenin yolu olarak emekçilerin, halkların mücadelesini öne çıkarmış, “Biz talep ediyoruz”, “Biz yapacağız”, “Biz mücadele ile elde edeceğiz”… diyen bir tutumu benimsemiştir. Yani HDP’nin seçim bildirgesindeki vaatlerin ve taleplerin gerçekleşmesinin garantisi, “Biz”dir, “Biz’ler”dir!

Nitekim bildirgede, çeşitli toplum kesimlerinin istekleri ve vaatler sıralanırken “Biz’ler”e vurgu yapılarak, bildirgenin öne çıkardığı talepler ve hayata geçirilmesinin garantisi için olduğu kadar, taleplerin yığınların mücadelesi üstünden belirlenmişliğe, taleplerin belirlenmesindeki çoğulculuğa, “Biz”e vurgu güçlendirilmek istenmiştir.

Sınıf ve sınıflar mücadelesi açısından bakmak yerine çeşitli toplumsal kesimler ve onların istekleri açısından bakılmış olmasına karşın, içerik olarak da HDP seçim bildirgesi, AKP ve CHP’nin bildirgelerinden çok önemli farklılıklar içermektedir.
Bildirgenin, “Demokrasi” başlığı altındaki bölümünde; “HDP, halkların, işçi ve emekçilerin, kadınların ve gençlerin, bütün inanç gruplarının bugüne kadar verdikleri ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal tüm mücadeleleri kendi mücadelesi ve deneyimi olarak görür.
…”
“HDP, demokrasiyi temsili meclisle sınırlı görmez. Yurttaşların tartışma, örgütlenme ve karar mekanizmalarına doğrudan katılımının önündeki tüm engellerin kaldırılmasını, her düzeyde halk denetiminin geliştirilmesini, halkın söz ve karar hakkını savunur ve gerçekleştirilmesi için mücadele eder.” diyerek kendisini AKP ve CHP’nin oy verme ve sözde seçilme özgürlüğüne indirgeyen demokrasi anlayışından ayırmıştır.

HDP bildirgesi, bu anlayışını laisizm konusunda açıkça ortaya koymakta; “Zorunlu din dersi uygulamasına son vereceğiz.”, “Başta cemevleri olmak üzere, Alevilerin bütün ibadet mekanları ‘ibadethane’ olarak tanınacak.”, “Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılarak, devletin din ve inanç alanından elini çekmesi sağlanacak.” diyerek sistem partilerinin “devlet dini” dayatmalı “yukarıdan laiklik” anlayışlarıyla da ayrıştığını göstermiştir.

Yine primsiz, her vatandaşa insanca yaşam sağlayacak sağlık hakkı ve bir sosyal güvenlik, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili önlemlerin alınması, işçilerin sendikalaşma özgürlüğünün güvenceye alınması ve grev hakkı gibi konularda sermaye partilerinden ayrışan vaatler de HDP farkı olarak bildirgeye yansımıştır.

Tıpkı kadınların eşit hak mücadelesi ve kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair talepleri, gençlerin gelecek talebi LGBTİ’lerin taleplerinin diğer partilerden çok daha önemli ve ciddi biçimde HDP Seçim Bildirgesi’ne yansıması gibi.

Elbette bütün bunların yanında partilerin seçim bildirgesindeki vaatlerin garantisi, onların geçmişte verdikleri mücadeledir.

HDP ve onunla seçim ittifakı içindeki parti ve çevreler, AKP ve CHP başta olmak üzere tüm sermaye partilerinden farklı olarak demokrasi ve özgürlükler mücadelesi içinde doğup gelişmiştir. Vaatlerin gerçek garantisi de budur.

Evrensel'i Takip Et