Metal işçisinin MESS-Türk Metal sözleşmesini yırtma mücadelesi
Ermeni Soykırımı etrafında oluşan gündem, seçim çalışmaları, baraj sorunu, Erdoğan’ın 24 Nisan’ı Çanakkale kara savaşlarını kutlama günü ilan etmesi, 23 Nisan törenlerinin çocukları kullanarak siyasi propaganda yapma ve çocukları ağlatma gününe dönüştürülmesi … gibi siyasi gündemin yoğunluğunun yarattığı yüksek tansiyon, emek mücadelesinin çok önemli gelişmelerini gölgede bıraktı. Öyle ki, Evrensel ve Hayat Televizyonu, özel bir dikkat ve duyarlılıkla gelişmeleri izleyip gündeme getirmese, binlerce metal işçisinin Türk Metal-MESS yapımı “ihanet sözleşmesi”ne tepkilerini; bu sözleşmeyi iptal ettirip yeni ve işçilerin taleplerini az çok kapsayan bir sözleşme için yaptıkları girişimleri duymayacaktık bile!
METAL İŞÇİSİ ŞİMDİ NİYE AYAKTA
Konu, Evrensel okurları için biliniyor ama yine de kısaca özetleyelim: Renault, TOFAŞ gibi otomotiv sanayinin en büyükleri başta olmak üzere Türk Metal üyesi işçiler; 2014 aralık ayı ortasında imzalanan MESS-Türk Metal arasındaki sözleşmeyi kabul etmeyeceklerini ilan ederek eyleme geçtiler. Çünkü Bosch fabrikalarındaki işçiler için yapılan sözleşme MESS sözleşmesine göre daha iyi haklar içeriyordu. Haklı olarak işçiler; “Madem daha iyi bir sözleşme yapılabiliyordu; o zaman MESS’le yapılan sözleşme (Bosch’la yapılana göre daha kötü bir sözleşme) neden imzalanmıştır? Şimdi biz de bu sözleşmeyi kabul etmiyoruz. Biz de Bosch’taki sözleşme uygulansın istiyoruz!” diyor.
İşçilerin istekleri bu kadar net, basit ve haklı!
Son bir haftada işçiler toplantılar yaparak taleplerini tartıştı; yemek boykotu yaparak, fabrika önünde toplanarak patrona ve sendikaya seslerini duyurmaya çalıştı.
Renault işçileri bir adım daha atarak, patronla görüşüp isteklerini dile getirdi, TOFAŞ ve başka fabrikalardan metal işçileri sendika binasına yürüyerek sendikacılara tepki gösterdi. İşyerinde mücadele komiteleri kurulması için girişimler başlatıldığı haberleri de gelmekte.
Eylemlerin başlamasından beri işçiler, patronlarla kendi seçtikleri temsilciler aracılığı ile yüz yüze geliyor; Sendikacılar ise ortada yok! Ama muhtemeldir ki, kapalı kapılar arkasında patronlar işçilerin tepkisini bastırmak için çareler arıyor.
Renault’da panolara asılan, “Eğer eylemler devam ederse başka tedbirler alınacağını” bildiren açıklamalar da büyük olasılıkla sendika yöneticilerinin bilgisi dahilinde hazırlanıp asılmıştır!
MUHTEMEL İŞTEN ATMALARA KARŞI KESİN TUTUM!
Türk Metal’in patronlara kaşı tam teslimiyetçi, işçiye karşı da aşırı sert, patronla iş birliği içinde işçiyi işten attırmaktan kaba şiddete kadar her yolu kullanmaktan çekinmeyen bir geleneğe sahip olduğunu bütün üyeleri bilir. Onun içindir ki işçiler, patronlarla konuşurken, “Hiçbir işçinin işten atılmamasını” şart koşuyor. Ancak şu da bir gerçek ki, bundan önceki eylemlerden de biliyoruz, patron ve sendika yöneticileri eylemlerde öne çıkan işçileri ilk fırsatta işten atmayı başlıca marifet edinmiştir. Patron ve Türk Metal yöneticilerini bu alışkanlıklarından vazgeçirecek şey ise işçilerin birliği ve gücüdür!
İşçilerin gücü sayılarının çokluğundan gelir. Ama bu sayı eğer tek bir amaç etrafında birleşmiş bir güce dönüşmemişse “kuru kalabalık”tır! Dolayısıyla, bir amaç etrafında birleşmemiş işçi kalabalığı sadece patron için vazgeçilmez ve bulunmaz bir sömürü kaynağı, sendikacı için ise güdülecek bir sürüdür! Bu yüzden de mücadeleye atılan metal işçileri örgütlenmek, talepleri etrafında birleşmek ve elbette patronlar ve Türk Metal bürokrasisi karşısına yekvücut olarak çıkmak için ne lazımsa onu yapmak durumundadır.
İŞÇİLERİN TALEPLERİ ETRAFINDA BİRLİĞİ
Nitekim işçiler de örgütlenmeyi ve talepleri etrafında birleşerek patron ve Türk Metal yönetiminin karşısına çıkmanın önemini anlamış görünüyor. Bunun için komiteler kuruyorlar. Açık ki işçiler, bu birliklerinin aynı zamanda bu eylemlere katılan işçilerin işten atılmasını önlemek için de şart olduğunu görmüştür. Ve bu nedenle de patronlarla ilk görüşmede bu şartlar dile getirilmiştir.
Burada şu saptamaları hemen yapabiliriz:
1- Niçin mücadele edildiğini tüm işçilerle tartışmak, patron ve sendikanın yalakaları dışında tüm işçilerin talepleri etrafında birleştirilmesi çok önemlidir. Bunu da ancak hangi talepler ve ne için mücadele edildiğini, bu mücadelenin neden önemli olduğunu, işçilerin en geride duranları dahil, tüm işçilerle tartışarak, konuşarak, onların mücadele komiteleri etrafında birleşmelerini sağlayarak gerçekleştirilebileceği apaçıktır.
2- Bu mücadelede öne çıkan işçilerin işten atılmaya kalkılması karşısında önceki dönemlerde oluğu gibi sessiz kalınmayacağının, çok daha güçlü bir karşı çıkış olacağını önceden dosta düşmana ilan etmek çok önem kazanmıştır.
BİRLEŞİK METAL-İŞ VE ÜYESİ İŞÇİLER DAYANIŞMAYA!
Türk Metal üyesi işçilerin Türk Metal-MESS yapımı sözleşmeye karşı ayağa kalkmalarının, Birleşik Metal-İş ve üyesi işçilerin grevlerinin yasaklanması ve ardından Yüksek Hakem Kuruluna (YHK) giden ve sözleşmenin hâlâ bağıtlanmadığı bir dönemde ortaya çıkması ayrıca çok önemli bir fırsatın da Birleşik Metal-İş’in ayağına gelmesi demektir.
Çünkü Birleşik Metal-İş MESS-Türk Metal yapımı ihanet sözleşmesini reddettiği için greve çıkmış; sözleşmesi de bu nedenle YHK’ye gitmişti.
Şimdi bu sözleşme YHK’de görüşülmektedir ve Türk Metal işçilerinin eylemi bu sözleşmeye karşı mücadele eden Birleşik Metal-İş işçilerine yeni bir hamle ile mücadelelerini yenileme imkanı sunmaktadır.
Bu yüzden de Birleşik Metal-İş ve üyelerinin Türk Metal üyesi işçilerle dayanışan bir mücadele çizgisine girmeleri, mücadelenin yenilenerek yaygınlaştırılmasının olduğu kadar işçi sınıfının sendikal mücadelesinin gelişmesinin de önünü açacaktır. Ama aynı zamanda bu girişim, metal işçilerinin mücadelesinin ortaklaşması için çok önemli olacaktır. Ki, böyle bir ortaklaşma, Türk Metal yöneticilerini de hedef alan bir mücadele olarak elbette sendikal hareket için de yeni imkanlar yaratmak için hayati gelişmelere yol verecektir.
Birleşik Metal-İş ve üyesi işçiler, bu fırsatı, “Türk Metal’le karşı karşıya gelmeme” ya da “Türk Metal üyeleri sağcı, biz solcuyuz” gibi klişelerle heder edemez, etmemelidir.
TÜRK METAL-MESS YAPIMI TİS’İ YIRTMAK İÇİN 1 MAYIS’A!
1 Mayıs yaklaşırken, Bursalı metal işçilerinin başlattığı girişimi tüm diğer illerde de Türk Metal’in örgütlü olduğu yerlere yaymak, Bursa işçisinin niçin ayağa kalktığını tartışmaya açmak, bu mücadelenin yayılması için çalışmak elbette tüm ileri işçi kesiminin, sınıf partisinin ve emekten yana çevrelerin en önemli görevidir.
Bu yüzden de 1 Mayıs vesilesiyle, “Türk Metal-MESS yapımı ihanet sözleşmesini yırtmak, toplu sözleşmeyi yenilemek için mücadeleye” çağrısını yaygınlaştırmak çok büyük önem kazanmıştır. Özellikle Bursa 1 Mayısı’nın, Türk Metal ve Birleşik Metal-İş üyesi ileri işçilerin kürsüsü olarak değerlendirilmesi ve buradan tüm Türkiye’ye seslenilmesi ayrıca önemli olacaktır.
Türk Metal-MESS yapımı ihanet sözleşmesini yırtmak, YHK’ye teslim olmamak, sözleşmeleri yenilemek, metal işçilerinin mücadelesini sendikal hareketin ve işçi sınıfı mücadelesinin ilerleme dayanağı yapmak için haydi mücadeleye, haydi 1 Mayıs’a!
Evrensel'i Takip Et