Mesleki ve teknik eğitimde CHP nerede? Yok aslında birbirlerinden farkları
Fotoğraf: Envato
Geçen hafta değindiğim mesleki ve teknik liseler, staj sömürüsü, zorunlu eğitim/çalışma ikiyüzlülüğü konusuna daha önceki haftalarda da değinmiştim. Şimdi genel seçim nedeniyle parti başkanlarının yaptığı konuşmalar, partilerin yayımladığı seçim bildirgeleri ve seçim bildirgelerindeki eğitime ilişkin vaatler bir kez daha bu konunun gündeme gelmesine vesile oldu. Şimdi bu haftadan başlayarak, partilerin seçim bildirgelerinde eğitime ilişkin neler söylediklerini karşılaştırmaya başlayayım. Mesleki ve teknik eğitim biraz sancılı olduğu için geçen hafta başlamış kabul edelim ve bu hafta da bu konudan devam...
Mesleki ve teknik eğitim AKP ve CHP seçim bildirgelerinde farklılık göstermiyor. İlginç (Aslında hiç de değil ya! İlginçmiş gibi yapalım) ama bu bir gerçek. Her iki parti de mesleki ve teknik eğitimi öngörüyor ve her ikisi de lise düzeyinde mesleki ve teknik eğitime devam, diyor. Ve her ikisi de sermaye ile gayet içli dışlı, gayet ortak, gayet de ergenlik dönemindeki gençlerin sömürüsüne yönelik bir sistem öneriyor. Geçen hafta genel hatlarıyla sunduğum AKP yaklaşımı malum. Bu hafta da CHP yaklaşımına bakalım.
Önce Kılıçdaroğlu’nun sözleriyle: “İşsizlik en temel sorun. İş garantili eğitim... Bütün organize sanayi bölgelerinde yatılı meslek liseleri olacak, çocuklar orada okuyacak, sanayide stajını yapacak, mezun olunca işi hazır olacak.” CHP’nin seçim bildirgesinde ise şu kelimelerle ifade ediliyor aynı şeyler: “Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) ve Sanayi Sitelerinde yatılı ve burslu meslek okulları kuracağız. OSB’lerde yatılı mesleki eğitim birimleri oluşturacak, OSB’leri mesleki eğitim kampüsleri haline getireceğiz.” Fabrikanın yanında yat kalk, hizmet et. Çalışmak özgürleştirir. Güya mesleki eğitim... Ayrıca CHP, tıpkı AKP’nin seçim bildirgesinde olduğu gibi, eğitimin, insani gelişmenin ve sosyal adaletin olduğu kadar ekonomik kalkınmanın da başlıca kaynağı olduğunu vurguluyor ve yenilikçi, ileri teknoloji kullanan ve yüksek katma değer üreten bir ekonominin ön koşulunun da nitelikli ve eşitlikçi bir eğitim sisteminin var edilmesi olduğunu belirtiyor. Nitelikli mi bilmem ama eşitlikçi olmadığı kesin. Bu hedefe ulaşmanın başlıca aracı olarak da zorunlu okul öncesi eğitimi, en az sekiz yıl süreli kesintisiz temel eğitimi ve ekonomi dünyasının taleplerini tam olarak karşılayan bir mesleki eğitim sistemini gösteriyor. Yani ilk ve ortaokuldan sonra hemen mesleki eğitimi ve üstelik de ekonomi dünyasının taleplerini karşılayan, bunu da tam olarak yapan bir mesleki eğitim sistemini vadediyor. İş dünyası yerine ekonomi dünyası demeyi tercih etmelerinin nedeni nedir acaba? Organize sanayi bölgelerinde yatılı meslek liselerinin kurulacağını söylediğine göre, “iş dünyası” demekten çekinmeye ve AKP gibi sermayeye hizmet eden bir mesleki eğitim sistemini hayata geçirmek istediklerini saklamaya hiç gerek yok aslında.
Biraz daha ayrıntılı bakalım. Ortaokul döneminde öğrencilerin meslekler hakkında bilgilendirilmelerini de amaçlıyorlar. Olabilir tabii ama hemen arkasından zorunlu meslek seçimi gelmeyecekse... Çünkü bu, ergenlik döneminde de devam etmesi gereken bir süreç...
İlköğretimini tamamlayan öğrencilere yetenek ve eğilimleri doğrultusunda akademik veya mesleki eğitime devam etme tercihi de sunmayı planlıyorlar. Temel eğitim bitecek, öğrenciler yetenek ve eğilimlerinin farkında olacaklar ve lise başlangıcında gençler mesleklerini seçmiş olacaklar ya da seçmeye zorlanacaklar. Bu tür çalışmalar lise düzeyindeyken bile başarılı bir şekilde sonuçlanmıyor. AKP’den farkı? Pek yok... Bir de tercihi sunma lütfunda bulunuyorlar. Yani aslında özgürlüğü hedeflediklerini söylerken pek de özgürlük alanı bırakmıyorlar gibi...
Mesleki ve akademik ortaöğretim diye bir ayrım da yapmışlar. Hani şu yoksulluğu falan bitireceğini söyleyen CHP... Sanırsınız ki sınıf farklarını falan da ortadan kaldıracaklar. Mesleki ve akademik ortaöğretim zaten başlı başına bir sürü yoksul vadeden bir ayrım.
Öğrencilerin akademik ve mesleki ortaöğretim arasında tercih yapmalarını ebeveynler ve rehber öğretmenlerle birlikte yapmalarını sağlayacaklarını da söylüyorlar. Yani burada bir zorlama olacak mı? Diyelim ki olmayacak ve diyelim ki öğrenciler mesleki ortaöğretimi tercih etmediler. Mesleki ve akademik ortaöğretim kurumlarındaki kontenjan nasıl ayarlanacak? Şu anda olduğu gibi olmayacağının garantisi yok yani. Çünkü zaten meslek eğitimini ortaöğretimde yani lisede kesinkes başlatacaklarını söylüyorlar bildirgede.
Mesleki eğitimin çalışma yaşamıyla birlikte gelişmesine dair vaatlerin olduğu bölümde de benim geçen haftaki yazımda eleştirdiğim AKP uygulamasının hemen hemen aynısını vadediyorlar: Mesleki eğitimde yer alacak olan iş dünyasına her türlü arazi tahsisi, çeşitli vergi muafiyetleri ve kamu kaynakları aracılığıyla destek... Ne farkı var AKP’nin iş dünyasına vadettiğinden?
İki sermaye partisi çıkmış meydana ikisi de özgürlükçü olduğunu iddia ediyorlar. Özgürlük nasıl bir şeyse!
- Eğitimde reform… Kim için ve ne için? 15 Ekim 2016 00:26
- İhtisaslaşmış kölelik 17 Eylül 2016 00:11
- Meslek liselerinin devri? 10 Eylül 2016 00:56
- Mültecilik, kölelik midir? 03 Eylül 2016 00:54
- Özgürlük, adaletten başka bir şey değildir 06 Ağustos 2016 00:51
- İnsan olmak, demokrasi ve yabancılaşma 30 Temmuz 2016 01:00
- Demokrasi eğitimi ve demokrasinin neresindeyiz? 23 Temmuz 2016 00:51
- Vatandaş mı, yandaş mı, düşman mı? yoksa insan mı? 16 Temmuz 2016 00:51
- Yabancı öğretmen yetiştirme düzeni 09 Temmuz 2016 01:00
- Performans kaygısı 02 Temmuz 2016 01:00
- Maarif Vakfı Kanunu 25 Haziran 2016 00:51
- Başka bir seçenek hakkı için: ‘Yeter Artık’ 18 Haziran 2016 00:13