Tribünlerin 1 Mayıs gündemi
Televizyonların spor programları, merkez medyanın spor sayfaları istim üzerinde yazıyorlar. “Görülmedik yarış, süper ligde bugüne kadar görülmeyen rekabet”manşetleri sayfaları süslüyor. Bir yandan da hâlâ taraftarlar tribünleri doldurmuyor diye serzenişte bulunuyorlar. Öyle ya ligin bitimine altı hafta kala üç büyükler zirveye 1’er puan farkla arka arkaya dizilmişler, her hafta lider değişiyor, medyaya göre “nefes kesen” bir yarış var. Peki, ama medyanın yaşadığı bu coşku niye tribünlere yansımıyor?
Reyting kaygısıyla, sponsorların baskısıyla, hükümet korkusuyla parlatılan memleket liginin “gerçeklerini” itinayla makyajlamaya çalışan merkez medya mızrağı çuvala sığdıramıyor.
Bu kadar kıran kırana bir yarışın sürdüğü ligde tribünler neden boş sorusunu soran ve buna doğru yanıt veren bir tek merkez medya spor programı ya da yazarı var mı? Passolig uygulaması ile ilgili eleştirel bir cümle kurabilen tek bir merkez medya mensubu var mı?
Sezon başından beri tribün emekçilerinin büyük çoğunluğunun boykot ettiği uygulama ile yürütülen mücadeleyi bilmiyor olabilirler mi?
Tribün emekçilerinin sezon başından beri uyguladıkları boykottan habersiz olabilirler mi?
HDP ile CHP seçim beyannamelerinin spor ile ilgili bölümlerine ilk madde olarak “passolig” uygulamasının kaldırılacağını koyarken medya neden sessiz kalıp, hâlâ “yarışa bakın ama” der.
Sorunun yanıtını yine bir soruyla verelim. Maaşlarını TFF başkanının sahibi olduğu medya organlarında çalışarak kazananlar, sponsorları “passolig” olan spor programları, havuz medyasında doğrudan passolig uygulamasını hayata geçiren şirketin emrinde çalışanlar konuşabilir mi?
Sahi memleketi büyük bir kaosun eşiğine getirebilecek olan Fenerbahçe kafilesine yapılan kurşunlu saldırının üzerinden 26 gün geçti. Zanlılardan en ufak bir haber var mı? Veya merkez medyada bu konuyla ilgili soru sorabilen kimse var mı?
Zanlıların yakalanmaması yeni saldırıları kışkırtıyormuş ne beis.
Neyse bunları yazacak, konuşacak zamanımız olacak.
Yarın 1 Mayıs.
İşçiler, emekçiler, öğrencilerle birlikte taraftarların, tribün emekçilerinin büyük çoğunluğu da son yıllarda olduğu gibi gönül verdikleri renklerin formalarını giyip alanları dolduracaklar.
Bu sene geçmişteki 1 Mayıslardan farklı olarak taraftar grupları ortak taleplerinin etrafında bir araya gelecekler.Memleketin dört bir tarafından çocuklara, kadınlara yönelik şiddet haberleri çığ gibi gelirken, şiddetin en önemli kaynağı olarak tribünlerin ve taraftarların gösterilme çalışmalarına isyanlarını haykıracaklar.
6222 sayılı “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi” başlıklı yasanın evrensel hukuka ve anayasaya aykırı maddelerinin kaldırılmasını isteyecekler.
Taraftarı fişleyen, taraftarın cebine elini uzatarak yeni rant kapıları yaratanlara, e-bilete, “passolige” hayır diyecekler.
Tribünleri “toplama kampına” çevirmek isteyenlere karşı itirazlarını haykıracaklar.
Memleket yönetiminin olduğu gibi spor yönetiminin de demokratikleşmesi için mücadelelerini yükseltecekler.
Sevdaları aynı sevdalandıkları renkler farklı olan bütün tribün emekçilerinin, işçilerin, emekçilerin 1 Mayıs Birlik, Mücadele, Dayanışma Günü kutlu olsun.
Evrensel'i Takip Et