Yaşasın işçilerin birliği, dayanışması ve mücadelesi!
Dün, İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü 1 Mayıs, tüm dünyada kutlandı.
Ağır çalışma koşullarına ve vahşi kapitalist sömürüye karşı talepler içeren pankartlar ve dövizler taşıyan işçiler, dünyanın her yerinde kapitalizme, sömürüye karşı öfkelerini dile getiren sloganlar haykırarak 1Mayıs’ı kutladılar.
Belki dünyada 1 Mayıs kutlamalarında yılın özgün teması ve taleplerin işçiler tarafından 1 Mayıs meydanlarına nasıl yansıtıldığını sonraki günlerde daha net göreceğiz ama ülkemizde bu yılın 1 Mayıs’ına yansıyan özgünlüklerini gördük.
Aslına bakılırsa, daha 1 Mayıs’a gelen günlerde, 1 Mayıs hazırlıkları içinde de bu özgünlüklerin neler olduğu ortaya çıkmıştı. Ama dünkü kutlamalarda bu daha da iyi görüldü.
2015 1 Mayıs’ının başlıca özgünlüklerini şöyle sıralayabiliriz.
Her şeyden önce 2015 1 Mayıs’ı önceki yıllardaki yaygın kutlamalardan farklı olarak, “Her yer 1 Mayıs alanı” şiarına uygun olarak, 1 Mayıs’ın merkezi kutlamaların yanı sıra pek çok emekçi semtinde, sanayi havzasında kutlandığına tanık olduk. Bu yerel kutlamalar 1 Mayıs’a gelen günlere yayıldığı gibi 1 Mayıs günü de “bağımsız” “yerel kutlamalar” yapılırken, merkezi kutlamaya gitmeden önce yerelde kutlama yapılması, merkezi alanlara yerel kutlamaların bir “yansıması” olarak çoğaldı, yaygınlaştı!
2015 1 Mayıs’ının ikinci önemli özelliği; mücadelenin olduğu, iş yerlerinde işçilerin taleplerinin sıcak bir mücadeleyle biçimlenmiş talepler olduğu yerlerde 1 Mayıs’ın anlam ve önemine uygun biçimde, doğrudan işçilerin inisiyatif aldıkları 1 Mayıslara dönüştüğüne tanık olduk. İstanbul’da nakış işçilerinin, Tuzla’da deri ve OSB işçilerinin, Gebzeli işçilerin, İzmir’de Çiğli ve Aliağa işçilerinin kutlamaları öne çıkan, gelecekte geliştirilebilecek örnekler oldu. Çok açıkça görüldü ki mücadele varsa 1 Mayıs’ın anlam ve önemine uygun kutlanması için de daha çok imkan vardır!
Ve İstanbul!
Böyle bir dönemde en görkemli 1 Mayıs kutlamasının yapılabileceği İstanbul’da gaza, suya, copa, gözaltılara,… polis şiddetine boğulmak istendi. Polis, Taksim kuşatmasını Topkapı, Mecidiyeköy, Haliç ve İstanbul Boğazıyla çevrili büyük yarımadaya yayınca, İstanbul’un bütününde kent terk edilmiş, tenhalaşmış, sıkıyönetim günlerini anımsatan bir kente dönüştü. Bütün bu olumsuz koşullara karşın işçiler, emekçiler 1 Mayıs’ı kutlamak için çabalarını sürdürdü; örnek 1 Mayıs kutlamaları yapmayı da başararak, Taksim yasağının nasıl boşa çıkarılacağının ipuçlarını gösterdi.
Yine Türk-İş’in Zonguldak’a, Hak-iş ve Memur Sen’in Konya’ya kaçmalarına, DİSK ve KESK’in Taksim’e takılıp kalmasına karşın yerel sendika şubeleri; İzmir, Ankara, Gebze (İstanbul-Anadolu Yakasındaki sendika şubeleri de Gebze’de 1 Mayıs kutlamasına katıldı),… gibi merkezlerde “çoklu kutlamalar” yerine her konfederasyondan sendika şubelerinin ve emek örgütlerinin bir araya gelerek 1 Mayıs’ı kutlayabileceklerini kararlılıkla öne çıkararak, bundan sonraki 1 Mayıs’ların nasıl kutlanabileceğini gösterirken aynı zamanda işçilerin birleşmeye engel hiçbir nedenlerinin olmadığını bir kez daha göstererek, 2015 1 Mayıs’ının deneyimlerini zenginleştirdiler.
Öyle umalım ki, yukarıda ifade edilmeye çalışılan gerçekleri de dikkate alarak DİSK, KESK, TMMOB, TTB’nin yöneticileri, Hükümet için 1 Mayıs’ın emekçi taleplerini birleştirme ve ortaklaştırma imkanının üstünü örtme ve emekçilerin bilinçlerini çarpıtma kozuna dönüşen “1 Mayıs taktiği”nde “ısrardan” vazgeçerler. Tersine sendikacılar ve emek örgütü yöneticileri, işçi ve emekçi yığınların taleplerinin yayılıp genişlemesiyle Taksim’i kuşatan bir mücadele hattına geçerek Taksim yasağının kırılabileceğini görürler! Artık bu görülmeli, 1 Mayıs’ı anlam ve önemine göre kutlama, “1 Mayıs’ın nerede kutlanacağı”na feda edilmemelidir.
2015 1 Mayıs’ı, Hükümetin bütün polis şiddeti ve provokatif tuzaklarına karşın ve sendikal bürokrasinin bölme girişimlerine karşın kilesel ve coşkulu gösterilerle, iş yerlerinden ve emekçi semtlerinden alanlara doğru yayılan eylem ve etkinliklerle kutlandı!
Yaşasın 1 Mayıs!
Evrensel'i Takip Et