20 Mayıs 2015 00:20

Tik… Tak… Tik… Tak…

Tik… Tak… Tik… Tak…

Fotoğraf: Envato

Paylaş

‘Hangisini keseyim!?’

Buram buram terlemiş adam… Yanaklarından süzülen damlaları görebiliyoruz biz ancak…
Bi’gözü dijital kronometrede…  Saniyeler dakikaları kovalıyor…
Vakit daraldıkça hakim olmakta zorlandığı eli sara nöbetine yakalanmış gibi titriyor…
Kırmızı mavi yeşil turuncu sarı… Kablolar…
Ürkek… Tedirgin… Kararsız… Parmakları arasındaki küçük kerpeteni tutmakta iyice zorlanıyor…
Telefonun ucundaki teskin etmeye çalışıyor; sakin olmalısın…
O, kırmızı mavi yeşil turuncu sarıya hapsolmuş, umutsuzca soruyor:
‘Hangi kabloyu keseyim!’
“İç güdüne güven…”
Kronometre geri sayıyor:  9… 8… 7… 6…
…Ve karartır gözünü mavinin böğrüne saplar kerpeteni… Ohh!.. Dijital saatteki kırmızı gösterge durur…  
Kahramanımız başarır, iyi insanlar kurtulur…
Bitkinlikle herkes birbirine sarılırken, biz de sakinleşerek koltuğa gömülürüz…

TEHLİKELİ SORULAR
Tik… tak… tik… tak…
Seçim olacak mı?
Seçim hileleri bertaraf edilecek mi?
HDP barajı aşacak mı?
CHP, MHP ne yapar?
Koalisyon?
Diktatörümüzün maksadı hasıl olmazsa, seçim sonucunu kabul eder mi? İktidarı verir mi? Paralel maralel… Mızıkçılık yapıp çamura mı yatar?
Türkiye Suriye’ye girecek mi?
Ateşkes sürecek mi, n’olacak bu “süreç”?
AKP 276’yı bulacak mı, 330’u yakalayacak mı?
Tayyip ‘Başkan’ olacak mı?..
Tayyiban’ın master planı sandıktan vize alırsa… Nice olur halimiz?
Yaşam tarzını korumaktan, yaşam hakkını savunma aşamasına mı geçeceğiz suali mübalağa mı olur?
…………………….?

GERİLİM FİLMİ GİBİ
Tik… tak… tik… tak...
‘7 Haziran’ gün sayıyor…
Sadece seçim arifesindeki Türkiye ile değil… Esas sonrasında bekleyen muammayla…
Memleketin hali girişte bahsettiğim gerilim filmlerindeki sahneye benzemiyor mu?..
Zannımca öyle… Abarttığımı sanmıyorum…
Tayyiban, AKP ambalajlı saatli bombasını yerleştirdi…
Tıpkı o biçim filmlerdeki gibi… İlk iş AKP’nin bombasını patlatacak kabloyu kesmek…
‘Kötü’lerle… AKP/Tayyiban ile topyekün hesaplaşmak ve tehlikeyi tamamen bertaraf etmek için zaman kazanmak…
Moral üstünlük elde etmek…
Bu nasıl olacak?

MESELE HDP DEĞİL HÂLÂ ANLAMADIN MI!?..
Tik… tak… tik… tak...
Ne diyor AKP Adayı Markar Esayan, Yeni Şafak’taki akla ziyan yorumunda:
“Sayın Erdoğan yüzde 52 ile halkın seçtiği bir liderdir ve ona saldıran halka saldırıyor demektir, halka karşı demektir.” (18 Mayıs 2015)
Öyleyse…
Gezi Direnişi sırasında “Yüzde 50’yi zor tutuyorum” diyen Tayyyip’i bu ıstıraptan kurtarmalı…
Diline pelesenk ettiği “Milli irade” desteğini arkasından çekmeli…
İktidardan uzaklaştırmalı… Olmadı, kötü emellerine ulaşamayacak denli kolunu kanadını kırmalı…
Nasıl?
İşte burada yol çatallaşıyor...
AKP bombasının patlamaması için hangi kabloyu kesmek gerekir?..
Bence HDP…
Hayır, HDP’li değilim… Takip edenler bu köşede eleştirdiğimi bilir…
“HDP ile olmaz” diye yazdığımı hatırlar…
Ama fakat zaten şimdi mesele bu değil ki!
İhtiyacımız olan 7 Haziran’da HDP’nin mutlaka barajı aşması…
Çünkü… AKP’nin tahripkar zaferinin bombasını etkisizleştirecek tayin edici gücün HDP olduğu kanısındayım…

BARİKATLAR KURULDU DA…
Tik… tak… tik… tak...
Böyle olduğu için bazı yorumları anlamakta zorlanıyorum… Bilhassa kendileri de becerebildikleri ölçüde seçime gittikleri halde, sandığı küçümseyen, sokağa vurgu yapanları…
Sanki ortalık barikatlardan geçilmiyor da…
Ya da barikatın arkasını boşaltma pahasına iş tutuluyor… Nihayetinde evinde, işinde gücünde insanlar gidecek sandığa…
Yeri gelmişken yazayım…
Kürt siyasi hareketinin seviye ve çapı, hassasiyetleri, hedefi, ilişki ve çelişkileri, gündemi… farklı.
Kimden?
“Batı yakası” halk/devrimci muhalefetinden…
Bu bakımdan Kürt Hareketi ile icabında omuz omuza yürüyecek, örtüşen gündemlerde ortaklaşacak müstakil devrimci odak ve merkezlerin varlığı sevindirici değil zorunluluk…
Misal. Haziran Hareketi… Eksiğiyle gediğiyle iyi ki bunu doldurmaya soyundu… Eyvallah…
HDP ile seçim iş birliğine gitmemesi de anlaşılır bulunabilir…
Fakat açıkça “Oylar HDP’ye” çağrısı yapmaması?
Problemli bence…
Zira Halkevleri misali gibi… Pekâlâ HDP’den farklılığının altını çizen bi’tavrı koruyarak, HDP’ye sandık desteği verilebilir… (idi).

AKP’Yİ DURDURMAK İÇİN
Tik… tak… tik… tak...
Şu sebepten:
AKP’yi sandıkta geriletmek…
Hatta tek başına iktidar olma ihtimalini elinden almak…
Milli irade mührü vurdurmayarak Tayyiban’ın master planını akamete uğratmak için…
AKP’yi sendeletecek görünen en cari seçenek HDP’ye destek olduğu için…
AKP mahfillerinin hedef tahtasına HDP’yi oturtmasının manidarlığına dikkat çekmeme lüzum yok…
Hesap kitap da ‘HDP’ diyor...
Misal. “CHP’nin oyundaki yüzde yarımlık oy artışı, CHP’nin AKP’den sadece 2-3 vekil almasın sağlamaktadır. HDP’nin oyundaki yüzde yarımlık (yaklaşık 250 bin oy-ea) artış AKP’nin 50’ye yakın vekil kaybetmesini sağlayacaktır. (Anketlerin, HDP’nin barajı aşmak için en az 250 bin oya ihtiyacı olduğu varsayımına göre-ea)” (Erdem Yörük, T24, 18 Mayıs 2015)
Yani?
Tiktaktiktaktaktaktiktak…

YAŞAM TARZI HASASİYETİNDEN YAŞAM HAKKI SAVUNUSUNA…

 

Tayyip seçimlerde istediğini alırsa ne olur?
Sandıktan büyük zaferle çıkmış AKP iktidarının seyrini düşünürken, nedense çağrışım yaptı…
70’lerde faşistlerin bi’sloganı vardı:
Ya tam susturacağız
Ya kan kusturacağız!
Tayyiban’ın eğilim, plan, hedef ve hazırlıklarını gözden geçirince hatırlamanın isabeti tedirgin etti...
‘Susturacağız’ tehdidine belki dinci/sünni rejime ‘Uyduracağız’ ilave edilebilir…
Sonrası?
Bi’slogan olmaktan çıkar endişesindeyim…
O zaman?
Şimdiye kadar (laik) yaşam tarzımızı koruma kavgası verirken…
Yaşam hakkımızı savunma sınırına gelebiliriz…
Sağda soldaki tek tek cinayetler katliamlara…
Göçe zorlamalara… Dönüşemez mi?
Sivas, Çorum, Maraş… Versiyonları…
Çok mu karamsar ya da..?
İsterseniz peşin hükümlü olmayın…
Önce hafızanızı yoklayın:
Şimdiye kadar olmaz denen neler oldu?
Listenizi elbette şunlarla birlikte değerlendirin:
Seçim sonrasını bekleyen kutlu ‘dava’nın ‘Yeni Türkiye’ hayalini…
Tayyiban’ın göze aldığı iç-dış savaş planlarını…
Ortadoğu’daki (Suud ve Katar gibi güçlerle…) süfli anlaşma ve ilişkilerini…
‘Bölge’de savaşan cihatçı çetelerin Türkiye’ye müdahil olma potansiyellerini…
Peki, uzatmıyorum…
Akıbetimiz hakkında ne düşünüyorsunuz?
Seçime de sonrasına da galiba bu eksenden bakmak zaruri…

SATIR ALTINDAN NOTLAR…

MERSİN DE TUTMADI… ŞİMDİ?
HDP binalarına saldırı sayısı 70’i aşmış (T24, 19 Mayıs 2015)
İken…
Adana ve bilhassa Mersin’de HDP’ye yapılan bombalı saldırıyı bunlardan biri sayabilir miyiz?
Bence yanılgı olur…
‘Çiçek içine gizlenmiş zaman ayarlı bomba’ gibi ‘incelik’li teknikler, son saldırı dalgası içinde bildiğim kadarıyla ilk kez kullanılıyor…
Toplantı saatine denk getirilmesi gibi manidarlıklar da  hesaba katılırsa, “usta” eli değmiş intibaı uyandırıyor…
Pompalı silah saldırısı, güruh yağması… tarzlarından farklı gibi duruyor…
“Acemi” MHP’liler kullanılsa bile bi’tuhaflık var sanki…
Bunlar tartışmaya açık…
Fakat şundan şüphe duymamak lazım:
Adana ve Mersin tesadüfen seçilmiş olamaz…
“Kürt Türk çatışması” görünümlü provokasyonu tetiklemek için en müsait şehirler olduğunu bilmeyen yok…
Ağrı’da tutmayan kumpasın daha tehlikelisi Mersin’de devreye sokuldu… Olmadı… Yine.
Sırada ne var ‘usta’?

ETHEM TAYYİP’İ SEVİYO
RTE’nin medyadaki sancağı Ethem Sancak coştukça coşuyor…
Erdoğan’a hayranım, dedi… Yetmedi…
Ana, baba, eş, çocuk Erdoğan’a feda olsun, dedi… Kesmedi…  
Sonunda onu da yaptı… İlan-ı aşk etti:
“Erdoğan’ı gördükçe âşık oldum… Mevlana ile Şems gibi…”
Aşkından sen mesulsün, Ethemim… Biz ne karışırız allasen…
Gerçi Akif Beki pek böyle bakmamış, bu aşka…
Hürriyet’te “Yandaşlıkta doz aşımı” (19 Mayıs 2015) yazaraktan, racon kesmiş…
Bana biraz kıskançlık gibi geldi ya… O da onun problemi…
Benim merakımsa şu:
Muhtemelen Şems, Ethem oluyor da…
Mevlana bu işe ne diyor?
Karşılığı var mı bu aşkın?
Dahası… Şems’inden haberdar mı?
Koca medya patronu papatyadan fal tutacak değil ya…
Akşam’la Güneş’i alır eline… Sayfalarından fal tutar:
Seviyor… Sevmiyor…. Sevi…

SUUDİLER CELLAT ARIYOR, DUYURULUR…
Önceki günün haberi:
Suudi Arabistan infazların yoğunluğu nedeniyle ilan vermiş.  8 adet cellat arıyormuş. (19 Mayıs 2015)
Evet evet onlar… Hani Suriye’ye demokrasi götürmek için Tayyiban’ın anlaşma yaptığı Suudi Arabistan var ya…  
Suriye’yi de zapt ederlerse epey istihdam kapısı açılır İslamcılara…
Neyse… Bakalım Türkiye’den müracaat olacak mı Suudilere?..

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa