Paramparça seçim ve laiklik: Siyasal İslam ve Alevilik
Fotoğraf: Envato
Seçim “serbest” mi, verili olanlardan mı ibaret?
“Seçim” konsepti pratikte mevcuda, teoride sonsuza mı tekabül ediyor? Sonsuz tahayyülden (hayallerden) geriye seçim akşamı yine üç aşağı beş yukarı mevcutlar mı kalıyor?
Seçim meydanları toz duman. Seçim büroları bombardıman. Kürtçe Kur’an elde, cumhurbaşkanlığını yok sayan bir Cumhurbaşkanı meydan meydan dolaşıyor. Emekli maaşları mı, din iman politik söylem mi daha önde; özüne gelinirse herkesin bir diğerinin defterini dürme arayışının sandığa endekslenmesi yani sandık demokrasisi işliyor.
İhsan Eliaçık, Eğitim Sen’in 16-17 Mayıs’ta Ankara’da düzenlediği “Laiklik Sempozyumu”nun davetlileri arasında idi. “Laiklik” İslam’a çok uygunmuş. Eliaçık farklı bir İslam’dan söz ediyor, ama ayetler hadisler aynı şeyleri söylemiyor. Sorulardan biri hangi İslam? “IŞİD’çilere kalsa ben Müslüman değilim, bana kalsa onlar Müslüman değil” deyiveriyor. Soruyu da “Marksistler de birbirini Marksist olmamakla suçlamıyor mu?” diye yanıtlayıveriyor. HDP, BHH’yi neredeyse bölücülükle (oyları bölmekle) suçlayacak, BHH neredeyse HDP’yi soldan uzaklaşmayla suçlayacak.
Korkut Boratav, açılış konuşmasında “Halk İslam’ı” ile “Siyasal İslam’ı” ayırmaya çalışıyor. Önümüzdeki sürecin, siyasal İslam’ın üstünlük sağlaması ve yaygınlaşması ile daha zor geçeceği kaygılarını paylaşmak için böyle bir ayrıma gidiyor.
Sami dinleri paganizme düşman. İlahiyatçıları göre “İslam bir, dinler ayrı”. Diyanet, medrese (imam hatipler), ilahiyat arttıkça “ortak İslam” artıyor, ortada “halk İslam’ı” diye bir şey kalmıyor, geriye bir tek Aleviler kalıyor ki onlar da amentülerini daha fazla ortaklaştırma derdindeler, “siyasal Alevilik” artışta. Sünni tarafta zaten artık “Kur’an İslâm’ı” esas.
Eğitim Sen’in “Laiklik” sempozyumunda konu üst başlığı laiklik, herkesin derdi yaklaşan 7 Haziran seçimleri. BHH, HDP, ikisinin de H’si ortak, heyecan yüksek. Benim kafamda Yemen’de, Suriye’de hangi mezhep veya dinci grubun ülkenin hangi bölgesine hakim olduğu, hangisinin hangisine yakın hangisine uzak durduğu ile ilgili haritalar dolanıyor. Afganistan, Pakistan haritaları... İHA’lar yukarıdan, din mezhep aşağıdan vuruyor. Her camiden, her türbeden dumanlar yükseliyor. Ortadoğu paramparça.
Bursa’da mevcut sendikalarının satışa getirdiği henüz hayatta olan işçileri selamlıyoruz. Somalı işçileri anıyoruz, artık olmayan işçileri. Kafamın içinde bir parça dolanıp duruyor: “Paramparça”.
Laiklik ile ilgili sözler uçuşuyor salonda. Arada yakınlaşmalar var, ancak ortaklık pek yok gibi. Ortaklaştırmaya uğraşanlar yaygın. KESK, SES, Eğitim Sen bu arayışların belki de geriye kalan son uğrakları.
Laiklik, sekülerlik, bilimsel eğitim. En zor sorulardan biri “değerler” kısmı. Bilim ve sekülerlik değer sağlamıyor da sadece yol yöntem mi sunuyor? Din ve kültürler ise tam da yaşamın nasıl olacağına dair “kutsal değerler” mi sağlıyor? İkisine de ihtiyaç var mı, birinden biri fazla mı? Oranları nasıl olacak? Biri okulda biri camide mi olacak? İkisi de her yerde mi olacak? Biri olacak diğeri olmayacak mı?
Bilim, vermediği “hayat” formülü ile “özgürlük” mü sağlamış oluyor? Dinler, verdikleri “kutsal hayat” formülü ile hayatı mı mahvediyor? Hazırı varken niye sürekli sorulup aranacak? Bilimin vermediği daha zor değil mi? Kolayı kutsalı varken zorunu dünyevisini niye seçelim ki?
CHP ile MHP Diyanet’e biraz çoğulculuk katalım, durduğu yerde dursun diyor. HDP Diyanet’i dağıtalım, dergah tekke verelim diyor. AKP hem Diyanet hem de tekke zaviye derdinde.
“Din” bir ders olur mu? Hiç mi okulda olmamalı, biraz mı olmalı, nasıl olmalı? MHP dokunmadan geçiyor, CHP imam hatiplerin ortaokul kısmını “Sekiz yıllık kesintisiz eğitim” ile örtülü şekilde kaldırıyor, seçimlik ders kısmı CHP ve HDP’de ortak öneri. HDP fazlasını da öneriyor, tekke zaviyeler de devreye girsin diyor. BHH hemen tümden kalksın diyor ama biraz Alevilik olsun diye de gönlünden geçiyor.
AKP’yi konuşmaya hacet yok. Her tür “Taliban” eğitimine destek veriyor.
Paramparça oluşun yapıştırıcısı kim, hangi değerler bir arada tutar insanı: Din devlet kültür mü, para pul piyasa mı, bilim felsefe sanat mı?
Hepsinden biraz mı?
Paramparça.
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15
- Aileler çocuklarını MEB’den kurtarmaya çalışıyor: MEB eğitime, çocuklara, topluma zararlı hale mi geldi? 13 Eylül 2024 04:42
- Eğitimin sorunlarından öğretmenler ve müdür yardımcıları da mağdur 06 Eylül 2024 04:41
- Atamaların değeri değersizleştirilmesi üzerine 30 Ağustos 2024 04:44
- Tarihleri, çağları, problemleri karıştırmak: Ahilik de işletme de amaç ve işleyiş olarak okul değil 23 Ağustos 2024 04:46
- YKS, eğitim ve şehirler: Üniversitede resesyon, şehirde resesyon ve göç 16 Ağustos 2024 04:15