İleri demokrasinin sandıkla imtihanı
AKP iktidarının, özellikle de son dönemde, memlekete en büyük katkısı hafıza tazeletmek oldu. Böylece 12 Eylül’ün ruhu ve felsefesi bir yana, birçok kez uygulamalarını yeniden hatırladık. 33 yıldır iktidarda olan darbe kurumlarıyla yüzleşemedik ama en kıyıda köşede kalmış düzenlemeleriyle bile yeniden yüz yüze geldik.
Toplumsal muhalefetin her biçiminin “darbe” sayıldığı bu dönemde, darbe dönemlerine özgü uygulamaların ise uygulayanın sandıktan çıkması halinde “meşru” olacağı dayatmasına maruz kaldık.
İç Güvenlik Yasası’nın Meclis görüşmeleri esnasında parlamento muhalefetini bile “provokasyon” diye nitelendirmeye varan bu akıl tutulması, bugünlerde ise yeni bir aşamaya ulaştı. Başta Başbakan olmak üzere birçok AKP sözcüsü seçimlerden AKP’nin tek başına iktidar olamayacağı bir tablo çıkması halinin bir “kirli komplo” ve “vatana ihanet” olduğunu ilan etti.
Böylece ‘Muhalefetin ancak sandıkla meşrulaşacağı’ yolundaki hezeyan, sandığın ancak AKP iktidarını tescil etmesi halinde “meşru” sayıldığı yeni bir aşamaya evrildi.
HDP’nin yüzde 10 barajını aşmasının “demokrasiye darbe” olduğunu savunanlar, HDP’li seçmenlerin oylarıyla AKP’lilerin vekil olacağı bir muhteşem(!) demokrasinin hayata geçebilmesi için günlerdir miting meydanlarındalar. HDP’nin genel seçimlerde oy almak suretiyle hükümeti devirmeye dönük komplo(!) planını deşifre ediyorlar.
Öte yandan HDP’nin “kaos” planları sadece oy almak ve barajı geçmekle de sınırlı değil(!) “Anayasa Mahkemesi yüzde 10 barajını kaldırırsa biz bu kararı tanımayız” diyenler, HDP’nin baraj altında kalması halinde sürdüreceğini açıkladığı “barajsız seçim” kampanyaları ve sivil itaatsizlik eylemlerini de “kaos planı” diye nitelendiriyor.
Yüzde 10 barajını yeterince “kaotik” bulmayanlar, bunun kaldırılması yolunda mücadele etmeyi “kaos” sayıyorlar.
Tüm bunlar olurken “tarafsız” Cumhurbaşkanı seçim mitingi yapacak diye HDP mitingini yasaklama teşebbüsü ise bildiğimiz ileri demokrasi!
Evrensel'i Takip Et