Gündem ısındıkça telaş büyüyor!
Fotoğraf: Envato
Seçime sadece sekiz gün kaldı. Türkiye gündemi her yönüyle sıcak, sıcaktan da öte fokur fokur!
Bursa metal işçilerinin başlattığı direniş, diğer kentlerdeki metal işçilerinin yanı sıra İzmir-Aliağa’daki PETKİM fabrikalarının işçilerini de kapsadı. İki binden fazla PETKİM işçisi “Her yer Bursa her yer direniş” sloganları atarak, fabrikaya kapandı.
Seçim kampanyası da iyice ısındı.
AKP ve Cumhurbaşkanı “iktidar elden gidiyor” telaşı ile din-mezhep, milliyetçilik, cinsiyetçilik,… istismar edilebilecek ne varsa onları istismar ederken, yasa, hak-hukuk tanımazlığında da tüm sınırları aşan, geçmişteki istismarcılıklarla ölçülemeyecek bir yola girdi.
“400 milletvekili isteriz”den bugün, “Hükümeti kursak yeter”e gerileyen AKP ve Cumhurbaşkanı, 1- Önceki seçimde AKP’ye oy veren seçmenleri tutmak, 2- HDP’yi barajın altında bırakmak için her yola-yönteme başvuruyor.
Nitekim “Fetih günü” gösterileri bile, “Devlet erkanının fetih kutlaması” görünümü altında, Erdoğan-Davutoğlu mitingine dönüştürülmek üzere biçimlendirildi.
Ama hiçbir şey kâr etmiyor, etmeyecek; HDP’yi asıl rakip ve Demirtaş’ı “linç”i esas hedef yaparak başlattıkları seçim kampanyasının, son etabına girerken, Cumhurbaşkanı ve AKP; daha güçlenmiş, halk desteğini daha da arkasına almış bir HDP ile karşı karşıya kalmıştır. Bu da AKP ve Cumhurbaşkanının saflarında telaşa, kargaşaya, ne dediğini bilmezliğe, propagandanın daha ipe sapa gelmez yalanlarla yürütülmesine yol açmaktadır. Ama başka bir yola girmek için de “vakit yok”tur! Bu yüzden son sekiz günde, AKP ve Cumhurbaşkanının; din-mezhep, bayrak, milliyetçilik,… halkın kutsal bildiği ne varsa onların istismarı, yalan, iftira, kara propaganda ile HDP’yi itibarsızlaştırmak, halkın gözünden düşürmek için akla gelen gelmeyen provokasyonlar dahil, her yola-yönteme başvuracağından şüphe edilemez.
Onun içindir ki, özellikle son birkaç gündür tamamen HDP ve Demirtaş’ı hedefe koyan Erdoğan-Davutoğlu ikilisi, din-mezhep, milliyetçilik,… istismarcılıklarını da HDP ve Demirtaş üstünden yapmaya koyulmuştur.
Ama ne yaparlarsa yapsınlar, “Korkunun ecele faydası yoktur” özdeyişi bir kez daha hükmünü icra edecek görünmektedir. Çünkü bu sefer halk, AKP’nin 13 yıldan beri söylediği yalanlara inanmamakta, din-mezhep, milliyetçilik,… istismarcılığı artık eskisi kadar prim yapmamaktadır. Üstelik de bu sefer karşılarında herhangi bir düzen partisi değil; demokrasi mücadelesi, özgürlük mücadelesi içinden çıkıp gelmiş güçlerin etrafında bir araya geldiği bir HDP vardır!
Ve Erdoğan-Davutoğlu’nun en büyük yalanlarından birisi daha; “MİT TIR’ları Türkmenlere insani yardım götürüyordu” yalanı da dün çöktü!
Cumhuriyet gazetesi dün yayımladığı belgelerle, 19 Ocak 2014 günü durdurulan MİT TIR’larından(*) insani malzeme değil, ilaç kolileri arasında saklanmış 1000 top mermisi, 1000 havan, 50 bin makineli tüfek mermisi, 30 bin ağır makineli tüfek mermisinin çıktığını gösterdi.
Bunlar daha önce de iddia edilmişti; MİT TIR’larını durduran savcılar ve askerler için yapılan soruşturma sırasında, MİT’in elemanlarının “TIR’lardaki yükün bilinmesi durumunda dünyanın ayağa kalkacağını, Hükümetin düşeceğini” söyledikleri de gündeme gelmişti. Ama bu kez bunların belgeleri yayımlanıyor. Cumhuriyet’i bu vesileyle kutluyoruz.
Böylece MİT TIR’ları üstünden 16 aydır süren tartışma, TIR‘larla Suriye’deki el Kaide, IŞİD gibi şeriatçı terörist odaklara silah gönderildiğinin ortaya çıkmasıyla noktalanırken, “MİT TIR’larında silah vardı” diyenlerin “Suriye’deki halka insani yardımı önlemek, Esad rejimine destek vermek isteyenler olduğu” suçlamalarının tamamen kara propaganda olduğu ortaya çıkmıştır. Ve geriye kim insanlık düşmanı; “Bu TIR’larla dolu silahı terörist örgütlere gönderenler mi, yoksa buna karşı çıkanlar mı?” sorusunun bilinen yanıtı kalmıştır.
Dün, Kırşehir’de “Suriyeli ılımlı muhalefet” için asker eğitecek olan “eğit-donat kampı” da faaliyete geçti.
Bu kamptaki militanlar, Kırşehir’de “eğitilecek”, İncirlik’te “donatılıp” komşu Suriye’ye geçirilip Esad rejimine karşı savaştırılacaklar!
MİT TIR’larıyla gönderilen silahlar yetmediği için olacak, şimdi de o silahları kullanacak militanlar eğitiliyor. Bu da yetmezse; herhalde Demirtaş’ın dediği gibi sıra “Suriye’ye havadan karadan saldırmaya” gelecek!
Erdoğan-Davutoğlu’nun Suriye politikası buraya gelmiştir!
(*) MİT, böyle 2 bin TIR’ın Suriye’ye gönderildiğini belirtmiş; Suriyeli Türkmenler de “Bize böyle TIR’larla yardım gelmedi!” diye açıklama yapmıştı.
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00