'Seçim güvenliği'ni kim sağlayabilir?
Fotoğraf: Envato
7 Haziran seçimine bir hafta kaldı.
Partiler var hızlarıyla ve her imkanlarıyla çalışıyor.
Devletin imkanlarını sonuna kadar kullanan Başbakan Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere iki koldan yürüttükleri seçim kampanyasına karşın AKP’de telaş hakim! Telaş, seçim günü yaklaştıkça paniğe dönüşüyor.
CHP ve MHP gibi partiler oylarını birkaç puan artırarak seçmene “hayatta” olduklarını göstermeyi kendileri için başarı sayan bir çizgide seçim kampanyalarını sürdürüyorlar.
HDP ise, seçim ittifakı kurduğu Türkiye’nin demokrasi güçleriyle birlikte barajı yıkarak, Türkiye’nin siyasi tarihinde; “siyasetin yeniden yapılanması”nın, “halkın iktidar mücadelesinin önünü açacak” son derece önemli tarihsel bir görevi yerine getirmek için çalışıyor. Bu amaçla; karalama, iftira, kara propaganda ve provokasyonlarla da savaşarak, seçimi halk için bir kazanıma döndürmek için mücadele ediyor.
Seçim ortamının bir yüzü elbette partilerin seçim faaliyetleri ama AKP’ye göbeğinden ve aklından bağlı kesimi bir yana bırakırsak, bugün halkın en önemli endişesi “seçim güvenliği”; “seçimde hile yapılarak AKP’nin seçimin galibi olarak çıkarılacağı”na dair iddialardır. İddialardan en önemlisi ise, bunlara muhalefet partileri ve halkın önemli bir kesimi tarafından inanılıyor olmasıdır. Nitekim, “seçimde hile yapılacağı” bugün; aile içindeki “seçim sohbetleri”nden kahvelere, işyerlerindeki çay ocakları ve dinleme alanlarından seçim mitinglerinin kürsülerine kadar, seçimle ilgili her yerde konuşulmaktadır.
Bu tartışma sosyal medyada çoğu belki masa başı kurgusu olan, “fuat avni haberleri” ile de cilalanarak sürmektedir ama “hile” tartışmalarına inandırıcılık kazandıran elbette AKP’nin gözünü karartan, “kazanmak için her yol mubahtır” çizgisinde, “Ya devlet başa ya kuzgun leşe” diyen anlayışla hareket ediyor olmasıdır!
Öyle ya; “Her yol mubah”sa, neden “seçime hile karıştırmak” bu yollardan birisi olmasın!
Nitekim, Hükümet cenahı, “Böyle bir şey yoktur”, “Seçim güvenliği tam sağlanacaktır” dese de bu “garantilere” kimse inanmamaktadır!
Asıl önemli sorun da budur!
Çünkü Türkiye’de 1950’lerden beri, “seçimde hile yapılarak bir partiye avantaj sağlanacağı” ilk kez bu kadar ciddi tartışılmaktadır.
AKP, 13 yıllık iktidarı sonunda, Türkiye’yi “seçimlerde hile yapılan bir ülke” olduğuna inanılan ülkeler kategorisine sokmayı başarmıştır!
Artık şu ortaya çıkmıştır ki, ne AKP Hükümeti, ne de Hükümete ve Cumhurbaşkanına teslim olmuş YSK’nin “seçim güvenliğini” sağlaması beklenemez!
Bu koşullarda, seçime bu kadar yaklaşmışken, “seçimde hile yapılacak” tartışması iki yanı keskin bir bıçaktır. Bunlardan birincisi, “seçimi AKP hile yaparak da olsa alacak” duygusunun yayılmasıdır ki, bu AKP’nin “seçimi almak için her yol mubahtır” çizgisindeki militanlarına moral ve özgüven aşılayan bir propaganda malzemesidir. Bu propaganda tersine muhalefet saflarında da “Biz ne yaparsak yapalım, hile ile de olsa AKP seçimi alacak” karamsarlığının yayılmasına yola açar. Bunu bildikleri için AKP sözcüleri, “protokol icabı yalanlamalar” dışında “seçimde hile yapılacak” iddialarına karşı bir şey söylememeye özen gösteriyorlar.
İkincisi ise, “seçimde hile yapılacağı” iddiası, muhalefetin sandıkları da korumak üzere örgütlenmesine de vesile olabilir ki, bu seçimde tüm muhalefet partilerinden bu doğrultuda açıklamalar yapılıyor. Geçmiş yıllardakinden daha ciddi ve yoğun bir “sandıkları koruma” girişimi var.
Ama şu da bir gerçek ki eğer iktidar, “hile ile sonuç alacaksa”, bu hile HDP oyları üstünden yapılırsa sonuç alıcı olur. Bu yüzden de HDP’nin sandık görevlilerinin, “sandıklara sahip çıkma” görevi; oyların kullanılması sırasındaki usulsüzlüklere müdahaleden, oyların sayılması ve seçim sonuç zaptının tutulmasına kadar kontrolü sürdürmeleriyle mümkün olacaktır.
Bu seçimlerde HDP’li ve HDP’ye oy veren seçmenin “seçim güvenliğini” geçmiş yıllarla kıyaslandığında çok daha ciddiye aldığı görülmektedir. Ki, “hile yapacakları” bundan caydıracak olan asıl etken de budur.
“Sahada” kazanılanı sandıklara yansıtmak ve sandıklara hile sokulmasını engellemek için herkesin sorumluluğunu yerine getirmesi belirleyici önemdedir. Bu yüzden bugün asıl olan ha bire; “seçimde hile yapılacakmış” üstünden yapılan spekülasyonlara kafa yormak değil, her tür hileyi de önlemek üzere ciddiyetle çalışarak, “seçim güvenliğini” de kendimiz sağlamayı göze almamızdır.
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00