Karanlık odaklara inat, oylarımıza sahip çıkalım
Fotoğraf: Envato
Bugün Türkiye’nin seçim günü!
Seçim yasakları nedeniyle, Türkiye’de seçim günlerinin klasikleşmiş “köşe yazıları”nın ana teması “Oylarımızı kullanmak vatandaşlık görevidir. Sandıklara sahip çıkalım!” biçimindedir. Ama bugün sadece bu temayla yetinmek günün anlamı ve önemini ifade etmeye yetmez. Çünkü cuma günü akşam saatlerinde, HDP’nin Diyarbakır mitingi sırasında miting alanında meydana gelen iki patlama, resmi rakamlara göre 3, DTK’nin verilerine göre 4 kişinin yaşamını yitirmesine, bazıları ağır, 200’den fazla kişinin de çeşitli yerlerinden yaralanmasına yol açtı.
Saldırıda hayatını kaybedenlerin yakınlarına, yol arkadaşlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Şu açık ki, bu yüz binlerin katıldığı bir mitinge “ikiz patlama” ile saldıran katiller, caniler planlarını; patlamalarla birlikte meydanda büyük bir panik çıkacağı ve pek çok insanın bu panik sonucu, 1 Mayıs 1977’de olduğu gibi, birbirini ezeceği, meydandan onlarca ölü, yüzlerce, belki binlerce yaralı çıkacağı hesabı üstüne kurmuşlardır.
Eğer bugün onlarca kişinin hayatını kaybettiği büyük bir katliamla karşı karşıya kalmamışsak, saldırganlar bu açıdan amaçlarına ulaşamamışsa; burada Diyarbakır halkının siyasi olgunluğu ve HDP yöneticilerinin sağduyulu tutumu çok önemli olmuştur. Saldırı sonrası protestoların da tava tencere çalınması ve ışıkların kapatılıp açılması biçiminde, provokatörlere yeni fırsat tanımayacak biçimde yapılması da yeni ölü ve yaralıların olmamasında ve seçim öncesinde olayların yaygınlaşmamasında önemli olmuştur.
Ama artık gelinen yerde, “başsağlığı” ya da “geçmiş olsun” dileklerinin az çok anlamlı olması ve yeni benzer saldırıların olmaması için, bu saldırıyı gerçekleştiren canilerin ve arkasındaki planlayıcıların, kol kanat gericilerin ortaya çıkarılması gerekir. Çünkü, 7 Haziran seçimine bağlanan seçim süreci, seçim faaliyetlerine bugüne kadar olmadığı ölçüde çok saldırının gerçekleştiği bir seçim dönemi olmuştur. Nitekim Diyarbakır’daki HDP mitingine yönelik saldırı da bu, seçim süreci boyunca; seçim faaliyetine katılanların engellenmesi için yapılan irili ufaklı saldırılardan parti bürolarının, araçların yakılmasına, parti çalışanlarının katledilmesinden, parti binalarına paket görünümlü bomba göndermeye kadar varan saldırıların bir devamı mahiyetindedir.
“Seçime gölge düşürmek”, “Seçim güvenliğini tehdit etme” amaçlı pek çok irili ufaklı saldırıların arkasından ortaya çıkan Diyarbakır mitingine yönelik saldırı, elbette kendi başına kimi kendini bilmez kişilerin eylemi olarak görülemez. Tersine, bu saldırıların bir mantığının olduğu, seçimden kendi istedikleri sonucu almak isteyen güç odakları ile bağlantılı olduğunu söylemek için pek çok işaret vardır.
Haftalardır süren partilerin seçim kampanyaları dün sona erdi ve halk bugün hangi partiyi tercih ettiğini sandıkta belli edecek.
Türkiye kuşkusuz uzun yıllardır tanık olmadığı bir yoğunlukta, partiler arasında çok sert tartışmaların yanı sıra, partilerin seçim çalışmalarına çok sayıda saldırının da olduğu, “seçim güvenliği”nin tartışılmasına varan tartışmaların yaşandığı bir seçim süreci geçirdi.
“Seçim güvenliği” sorununun bugüne kadarki seçim dönemlerine göre çok daha öne çıktığı bir dönemden geçtiğimiz dikkate alındığında, her bir oyun önemi kadar oylara sahip çıkılması, sandıklara sahip çıkılmasının da ayrı bir önemi olduğu da tartışılmazdır.
Seçim ortamını; provokatif eylemlerle, bombalı saldırılarla, katliam girişimleriyle terörize ederek kendi istedikleri sonuçları almak isteyenlere karşı bugünün en önemli çağrısı; “Oylarımızı kullanmayı ihmal etmeyelim ve oylarımıza sahip çıkalım”dır.
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00