Barajlar yıkmak içindir
Hiç kuşkusuz ki Halkların Demokratik Partisi (HDP), 2015 Seçimi’ne damgasını vurdu. HDP, pek çok açıdan kritik bir role sahipti. Ve sonuç, HDP’yi destekleyen, desteklemeyen, nefret eden ya da gönül veren herkesin yüzünü güldürdü.
HDP’nin seçime bağımsız adaylar değil de parti olarak girme kararının, büyük bir tartışma yarattığını hatırlarsınız. Son derece taktik bir kararın meyvesini ortaya çıktı: AKP’nin geriletilmesi.
Barajdan en çok etkilenecek olan AKP’nin seçim söylemleri, zaten HDP’yi ana muhalefet partisi haline getirmişti. Bundan sonra da AKP’nin ensesinde boza pişirmeye devam edecek HDP.
Seçimde %10 barajını geçip, Meclis’te hak ettiği sandalyeleri alması HDP’nin ilk icraatı oldu. Böylece, 12 Eylül’ün faşist zihniyetinin bir kalıntısı olan ve AKP’nin de üzerine çöreklendiği %10 barajı yıkılmış oldu. Ve de AKP’nin avantadan alacağı milletvekillerini engellemiş oldu. Suya düşen başkanlık hayalleri başta olmak üzere, AKP adına kaldırılan el sayısının azalması her kesimden insanı ferahlatmış durumda.
İktidar, kirli işbirlikleri ile her türden numara yaptı. Askerleri ateşe gönderen, şehit cenazelerini oya tahvil etmeye çalışmak dahil, Ağrı’da olduğu gibi. HDP seçim bürolarına saldırılar, linç girişimleri…
En son Diyarbakır’da patlatılan bombalar ve alanı güvenli bir şekilde boşaltmak yerine halkın üstüne atılan biber gazı… Bunlar unutulmayacak elbette. AKP’nin halkına karşı yaptığı saldırılarının son örneklerini, seçim sürecinde görmüş olduk.
HDP yöneticilerini ve seçmenini bu süreçte gösterdikleri olgunluk karşısında kutluyorum. Biz bombayla değil insanlıkla kazanacağız dediler.
HDP’nin %50 kadın kotası, bir “siyasal bulaşma”ya neden olması ve diğer partileri de etkileyerek önceki dönemlere göre daha çok kadın aday olması da bu dönemde önemli. Hem HDP’nin meclise girmesiyle hem de diğer partilerin kadın aday sayısının daha çok olmasıyla, meclisteki kadın oranı %18’e çıktı. Bu Türkiye tarihinin en yüksek kadın milletvekili sayısıdır. Bunun kadın cinayetlerinin, iktidar ağzıyla azmettirildiği bir dönemde önemli bir cevap olarak görüyorum.
Artık mecliste, insan haklarını, barışı, doğanın, kurdun kuşun var olma hakkını, ezilenin hor görülenin haklarını savunacak birileri var: Bizler meclisteyiz!
Evrensel'i Takip Et