Bu yıl tatil yok
Önce seçim akşamı haberciler söyledi bu cümleyi “Bu yıl tatil yok!” Sonra ben iyice kavradım, her şeyi seçim sonrasına bırakmanın yanlışını... Seçim hiçbir şeyin sonu değil ki. Hele “BİZ” meclise diye yola çıkmışsak. Asıl işimiz şimdi başlıyor.
Ülkemizde görülmesi neredeyse imkansız sayılan bir işi başardık. Yan yana gelmesi zor siyasal guruplar bir araya geldi (Üstelik neredeyse bütün dünyada).Bir süreci birlikte tamamladık. Ünlü sözdeki gibi “Yerden bir avuç kum alıp cama atsak kum dağılır, cam olduğu gibi kalır. Kumu bir mendile sıkıca bağlayıp atsak cam kırılır, kum olduğu gibi kalır.” Ve bir aradaki kum taneleri o kara camı biraz olsun kırdılar. Işık sızdı ortama. Şimdi o kum yığınının dağılmamasını sağlamak zorundayız.
Bu kum tanecikleri ya da dünya görüşleri “Daha güzel bir dünya mümkün” diye özetlenebilecek grupların biraz daha tanışma kaynaşma zamanı. Çünkü önümüzde birlikte yapacağımız işler var. Üstelik hepimiz daha güzel bir dünyaya inanıyoruz. Yazın, kampların, pikniklerin, dayanışma yemeklerinin, mahkemelere katılmaların bu tanışma ve kaynaşmaları hızlandırmalarını umuyorum. Biliyorum gençlerin işi belki biraz daha kolay. Nasılsa onlar birlikte yürümenin, halay çekmenin , sofra kurmanın keyfini denediler. Ortak paydaları gençlik. Ama görüşleri kemikleşmiş yaşlardakilerin de aynı cephede olmanın keyfini yeniden almalarının zamanı. Onlar da gençliklerinde (gençliğimizde) rengarenkliğin keyfini çıkardılar ara sıra.
Sesimizi birbirine katmanın, sandık başına gidecekmiş gibi hazır olmanın zamanı. Tatil yok, tam anlamıyla iktidar olmadan. Böylece daha sağlıklı bir tatile hazırlanalım, şenliklerle, kamplarla, söyleşilerle, yemeklerle...Yeni kitaplar da yanı başımızda olabilir. Şükrü Erbaş’ın şu dizelerini okuruz:
Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim
Ne bir ortak sevinciniz kaldı sizi çoğaltacak
Ne bir içten dostunuz var acınızı alacak
Unuttunuz nicedir paylaşmanın mutluluğunu;
Toprağı rüzgârı denizi göğü
O her zaman bir insanla anlamlı
Tükenmez bir hazine gibi kendini sunan doğayı
Unuttunuz, gömülüp günlük çıkarların
Ve ucuz korkuların kör kuyularına
Daraldıkça daraldı dünyaya açılan pencereniz.
“Uyarını aldık ozanım” diye sesleniriz. Bir dansa başlar gibi, bir şenliğin ilk gününün sevinciyle renk renk kalabalıklarla mücadeleye hazırlanır, bu hazırlanışı da tatil biliriz.
Evrensel'i Takip Et