15 Haziran 2015 00:51

Koalisyon tartşmaları ...

Koalisyon  tartşmaları ...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Seçimin bir kaybedip sırtımızdan düşeni var: Erdoğan. Bir de kazananı: HDP.

Açık ki ne Erdoğan tek başına kaybetti ne de tek başına HDP kazandı.

HDP ile birlikte kuşkusuz müttefikleri, emek ve demokrasi güçleriyle farkında olsun olmasın –hâlâ AKP’ye oy vermeyi sürdürenler de dahil– rahat bir nefes alma olanağı elde eden bütün bir halk kazandı.
Erdoğan ise kendisiyle birlikte AKP’yi de peşinden sürükledi ve Erdoğan’la birlikte AKP de kaybetti. Artık ne Erdoğan eski Erdoğan ne de AKP eski AKP olabilir! Artık havalı havalı tafra satmak yok! Zaten politika ve tutumları da bu yönde. Adını sorumlu davranma taktılar. Başkanlık isteyen ama ülkeyi salt çoğunlukla bile tek başına yönetme imkanından yoksun kalan Erdoğan ekranlarda ve tabii ki meydanlarda görünmez oldu, içine kapandı, daha da kapanacak. AKP de “iktidarın bir ucundan tutmayı sürdürebilme” kaygısıyla koalisyona razı oldu. Ancak iddialarının büyüklüğüyle düştükleri duruma bakan herkes artık iflah etmeyeceklerini görüyor: Toparlanamayacak “umutsuz vak’a” görüntüsü bütün fotoğraflarına yansıyor!
Koalisyon tartışma ve pratiklerine yön verecek birinci kararlaştırıcı etken bu: Artık kimse AKP’ye mahkum değil, ne halk ve ne de muhalefet partileri, ama o başkalarına mahkum.

Dolayısıyla bunca iktidarın hiç değilse ucundan tutma peşinde olan, yoksa “darbe” iddialarıyla kurmakta olduğu “düzen”in başına çökmesinden ve –belki yetkililerinin yargılanmasından– kaçınamayacak AKP, pazarlığı ne denli üstten tutuyor görünürse görünsün, kendisiyle koalisyona razı olacak partiye çok şey vermeye çoktan hazır. Ama AKP’nin ölmekte olduğunun farkında olan muhtemel koalisyon partnerlerinin de, ölüme gidişe ortak olmamak amacıyla onun verebileceğinin de çoğunu isteyeceklerini tahmin etmek için falcı olmak gerekmiyor.

Hem MHP hem CHP’nin uzun yıllardır “iktidarın nimetleri”nden yararlanamamanın açlığını çektikleri ve bir koalisyon hükümetinde yer almaya can attıklarını da tahmin etmek zor değil. Ancak AKP ile hükümet kurmak için onun kadar elleri mahkum değil, AKP’siz hükümet şansları da çünkü sıfır değil. Bu nedenle her şey bir yana AKP ve tabii ki asıl “patron” Erdoğan’a öncelikle bir “Erdoğansızlaştırma” süreci dayatıyorlar. AKP’yi hükümette kalmaya pişman ettirecek başka dayattıkları da olacaktır. AKP’li koalisyon olur mu, peki? Zordur! MHP ile CHP’li koalisyonlar için zor olan HDP’li bir koalisyon için herhalde kolay olamaz!

Ama henüz AKP’nin üstünlükleri de var olmaya devam etmektedir. Burjuvazinin sömürü çarkının dönüşünün garanti altında olması ve bunun için, AKP olsa da olmasa da, tümüyle yerli yerinde durmayı sürdüren burjuva devlet mekanizmasının Erdoğansızlaştırma ve AKP’sizleştirme sürecinden zarar görmemesi “talepleri” en başta gelenidir. Türkiye tarihinin hiç görmediği ölçüde devletin partizanlaştırılmasında attığı adımlar, AKP’nin bir diğer üstünlüğüdür ki, sözü edilmeye başlanmış olan “restorasyon” ya da “AKP’sizleştirme”yi olağanüstü zorlaştırmaktadır.

Bir başka temel zorluk, AKP karşısında Meclis’teki üç muhalefet partisinin yan yana geliş imkanının darlığıdır.

CHP ile MHP’nin yan yana gelmelerinde bir zorluk olmadığı/olmayacağı görünmektedir. Ya HDP? MHP baştan “HDP’li ihtimallere kapalı” olduğunu açıklamıştır. O kapalı olmasa HDP’nin “açık” olması kolay mıdır? HDP’nin içinden “AKP’siz” alternatife dair belirli sesler gelse bile, kolay olmadığı bellidir!
Ne olacaktır peki, “memleket hükümetsiz mi kalsın”? Sosyalistlerin kolaylıkla “kalırsa kalsın” diyerek yanıtlayabileceği bu soruyu HDP’nin bu netlikle yanıtlaması kolay değildir, hatta sosyalistler de her zaman bu kolaylığı kullanamaz, kullanmazlar; ama her koşulda taleplerini ileri sürerler: Erdoğansızlaşmaya ilaveten, yargılamaların sürdürülmesi, TMY’den başlayarak yasalarda ve pratik yaşamda demokratikleşme, Kürt sorununun eşitlikçi çözümü dahil içerde ve dışarda barış, işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarının düzeltilmesi…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa