18 Haziran 2015
DİĞER YAZILARI
Kaybettiniz 6 Mart 2025
Örgüt 27 Şubat 2025
Mehmet Türkmen 20 Şubat 2025
Güç bende artık 13 Şubat 2025
Hadi yine iyiyiz 6 Şubat 2025
Sorun modelde 30 Ocak 2025
Tan ile Bulu 23 Ocak 2025
İkinci çocuk 16 Ocak 2025
Pislik 9 Ocak 2025
Benim adamımdan hoca 2 Ocak 2025
YAZI ARŞİVİ

Dünya iyice garipleşti. Algı yönetimi, insanların sağlıklı analiz yapamaması için yöntemler geliştiriyor. Sistem kapitalizm. Parası olan şirket kuruyor. Üretiyor ya da alıyor, sonra satıyor. Aldığı sattığı para olan, bankalar. Her yıl sonunda hesaplar yapılıyor. Gelen, giden masraf derken ortaya bir “kâr” çıkıyor.

Bilmem ne bankası hemen gazeteye ilan veriyor. “Bankamızın bu yıl kârı 1 milyar lira”. Eski parayla bir katrilyon. Diğeri altta kalır mı? “Bizimkisi daha fazla”. Hem de bu açıklamayı reklam olsun diye yapıyorlar. Oysa bu kuruluşların yaptıkları kârın büyüklüğü ürettiklerini ya da aldıklarını olması gerekenden daha fazlaya sattıkları yani bizi iyice kazıkladıkları anlamına geliyor.
Kâr nereye gidiyor? Çoğu yabancı olan şirket ortakları bölüşüyor. Oysa şirket bir yıllık kârından vazgeçse, hani dese ki, “Bu yıl kazancımızı işçilerimize dağıtalım”, bu parayla 5, 6 bin ev yapılabilir. O sistemin adı da zaten kapitalizm olmaz.

Üretenlerin de ne kadar katma değer ürettikleri işe göre değişiyor. Katma değerin en önemli unsuru işçiler. İşveren hesabını yapıyor. İstediği kazancı elde edemiyeceğine karar verirse ilk yükleneceği şey işçinin, çalışanın maaşı. Sokakta binlercesi işsiz gezen insanların varlığı en büyük kozu. Örgütlenmemiş ya da örgütleri işverenle aynı kaba pisleyen işçiler sahipsiz. Zaman zaman dayanılmaz şartların zorlamasıyla direniyorlar. İstekleri mecburen kabul edilmiş gibi yapılıyor. Sonra ortalık yatışınca işveren ufak ufak temizlik(?) harekatına girişiyor.

İşte yine rakamlar açıklandı. İstanbul Sanayi Odasının belirlediği 500 büyük sanayi kuruluşu belli oldu. İlk sırada TÜPRAŞ. İkinci Ford. Üçüncü Oyak Renault. TOFAŞ ilk onda. Listenin ilk on şirketinin neredeyse tamamı metal, demir, çelik işinde. Yani işçilerin yaşam şartlarında iyileştirme istedikleri, işçilerinin saat ücretlerine zam yapmaya yanaşmayan otomotiv firmaları. Şimdi bu firmalar gazetelere çarşaf çarşaf ilan verip işçisinin cebinden tırtıkladığı kazancı reklam malzemesi olarak kullanacak ve benim sokaktaki işsizim, ülkesinin fabrikasının yaptığı kârı, kendi kârı belleyip sevinecek.

Yok tersi olup da, “Durun ulan. Bu kadar kârı benim sayemde yaptınız. İnsanca yaşamanız için yetecek kadarını alın gerisini bizim de insanca yaşamamız için bize verin”,  ya da “Madem çok kazanıyoruz. Bu parayla daha az süre çalışalım. Sokaktaki işsiz kardeşim de çalışsın. Yoksa indiririm şalterleri” dese daha güzel bir dünya başlayacak.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek imzasıyla taşıt alım satımı hariç ülkedeki tüm alım satım işlemlerinde dövizle ödemenin önü açıldı.

Evrensel'i Takip Et