20 Haziran 2015 00:59

Gidişata Gül müdahalesi!

Gidişata Gül müdahalesi!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Dün saat 10.00’da, eski Cumhurbaşkanı Demirel’in Meclis önündeki cenaze töreninden sonra 12. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve 11. Cumhurbaşkanı Gül’ün Cemil Çiçek’in Meclisteki odasında bir araya gelmeleri, önce cenaze töreninin yarattığı “manevi ortamın etkisiyle” yapılmış bir görüşme olarak sunulduysa da kısa süre sonra öyle olmadığı anlaşıldı. Çünkü Gül, bir gün önce Erdoğan’a başvurarak bu görüşmeyi talep etmişti!

Bu yazı yazıldığında henüz 11. ve 12. Cumhurbaşkanlarının niçin bir araya geldikleri ve ne konuştukları konusunda resmi ya da “sızıntı” bir bilgi yoktu. Ama son günlerdeki gelişmeler dikkate alındığında; toplantının tarzı ve bileşimine bakılarak, bu buluşmanın içeriğine ilişkin şunları söylemek mümkün:
Öncelikle şunu belirtelim ki, bugüne kadar aralarındaki sorunları, “haftalık olağan toplantıda” ama özellikle de “aile toplantılarında” görüşerek, “kardeşlik hukuku” içinde çözen “ikili”nin böyle, kamuoyunun gözüne kakarcasına, cenazeye katılan binlerce kişinin gözü önünde Mecliste buluşmaları; buluşmalarında Meclis Başkanı Cemil Çiçek’i “tanık” olarak bulundurmaları kendi başına bile son derece manidardır!

“İkili” arasındaki “üçlü görüşme”nin sadece 45 dakika sürmesi, Erdoğan’ın toplantıyı “terk etmesi”nden sonra Erdoğan mağduru AKP’nin “üç dönemlikleri”nden Abdülkadir Aksu, Salih Kapusuz, Sadık Yakut,… gibi AKP’nin eski ağır toplarıyla Gül ve Cemil Çiçek’in iki saati aşkın bir süre daha görüşmeleri ise, manidarlığa manidarlık katan bir gelişme olmuştur. 

Toplantıyı eski Cumhurbaşkanı Gül talep ettiğine göre, olağan olanı, Erdoğan’la Gül’ün toplantıdan birlikte ayrılmasıdır. Ama öyle olmamış, tersine toplantı Erdoğan’ın terk etmesinden sonra, yeni kişilerin de katılımıyla iki saatten fazla bir süre daha devam etmiştir. 

Burada “terk etme” ifadesi elbette kasıtlı kullanılmıştır. Çünkü böyle “yüksek makamdaki zevatın” katıldığı toplantılarda olağan olan toplantıya katılan iki kişinin de eş zamanlı olarak toplantıdan ayrılmasıdır. İki yüksek makam sahibi kişiden birinin toplantıdan ayrıldıktan sonra ötekinin toplantıyı başka kişilerle de olsa sürdürmesi, ancak iki kişiden birinin öfkelenip, toplantıyı terk etmesi olarak anlaşılır.
Bütün bunlara ek olarak Gül’ün, toplantının kamuoyunun gözü önünde yapılmasını talep ederek, Erdoğan’ın toplantıyı terk etmesini umursamadan sürdürmesi ise; Gül’ün Erdoğan’a

1- Aramızdaki “kardeşlik hukuku” bitmiştir. Artık görüşmelerimizi tanıklar önünde ve herkes gibi kamuoyu karşısında tartışarak çözeceğiz demesidir.

2- Sıcak siyasete dönmek için “kolları sıvadım” (sıvıyorum) diye meydan okumasıdır!

Hele de bu tablonun; Ahmet Sever’in “Abdullah Gül’le 12 yıl” adlı kitabının yayımlanmasından sonra ve koalisyon tartışmaları, bu tartışmalar içinde Erdoğan eleştirisinin de öne çıkmaya başladığı bir dönemde yapılması ise; Gül’ün koalisyon ve AKP içindeki iç mücadelede inisiyatif alabileceği mesajını taşımaktadır. Dahası bu hamle Gül’ün klik çatışmalarına bir taraf olarak müdahil olacağının ilanıdır.

Koalisyonla ilgili süreç, bir takvime bağlı ve hızlı bir biçimde ilerlemek zorunda olduğuna göre Gül, bugüne kadar izlediği, “ağırdan alan”, “Akışına bırakan adam” üslubunu da terk etmek zorunda kalacak görünmektedir. 

Dün Demirel’in cenaze töreninin arkasından TBMM Başkanının odasında yapılan toplantının fotoğrafı budur. Bu fotoğrafın daha hangi mesajları içerdiğini ise önümüzdeki birkaç gün içinde göreceğiz. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa