24 Haziran 2015 00:51

Sabah imtihanı

Sabah imtihanı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kağıt çıkarmasanız da olur… Kalem kafi gelir…
Anladınız… İmtihan var… 
İmtihan dediysem, sıkıntılı okul günlerine gitmeyin hemen…
Panik yok!..
Görüp duyduklarımızı, okuyup incelediklerimizi, sezgimizi sövgümüzü mütalaa edip, şuur haritamıza yerleştireceğiz… 
Yanındakine bakabilir, hatta tartışabilirsiniz… 
Kitap dahil her türlü kaynak serbest...
Başlayalım mı?..
Pekâlâ… Soru şu: 
Sabah gazetesi, neden “PYD, DAEŞ’ten Daha Tehlikeli” (19 Haziran 2015) manşetini attı?
a)AKP’nin seçimdeki kaybından HDP’yi sorumlu tutuğu için, HDP’nin akrabası olarak gördüğü PYD’ye çakmak istedi…
b)Koalisyon pazarlığını kızıştırmak… “3. Milliyetçi Cephe Hükümeti” anlamına gelecek MHP-AKP koalisyonunu tahrik ve teşvik…
c)Kendisini güvenceye almaması halinde iktidarı devretmemek için mızıkçılık yapmayı planlayan Tayyiban, PYD tehlikesi üzerinden savaş/iç savaş kartını hazırlıyor… 
d)İyice deşifre olan DAEŞ’e verdiği desteği PYD-Kürt tehdidi mazeretine sığınarak meşrulaştırmaya çalışıyor…
e)PYD üzerinden Kürt fobisini kaşıyarak Türkiye’nin çıkarlarına gelebilen DAEŞ’i kamuoyu nezdinde kabul edilebilir kılmaya dönük “algı operasyonu”…  
f)DAEŞ’e yardım ve yataklıktan yargılanması halinde, Tayyiban’ın mahkemedeki savunmasının ana çerçevesi…
g)Ortadoğu savaşına alenen dalmanın zemini hazırlıyor…
h)Hepsi ve ötesi…

Sınav süresi bir hafta…
Doğru şıkkı işaretlediğine inanan, arkadaşına da limonata ısmarlasın…
Bitirdiyseniz aşağıdaki komşu yazılara geçebilirsiniz…

Satır altından notlar...

NURAY MERT’CE SÖYLEYİN: NİYE ‘CAYDIN’IZ SİZ?

Farkındasınız değil mi? Ortalık “büyük uzlaşma”cılardan geçilmiyor…
Yazılanlara bakıyorum da… “Politikacı”lara haksızlık etmişiz hissine kapılıyorum…
Onlardan beklenen seçim öncesi-sonrası söylem ve eylem farklılığından… Tutarsızlığından mustarip olan meğer ne çok aydınımız varmış…
Uzatmayacağım. Sözü Cumhuriyet Yazarı Nuray Mert’e bağlayacağım.
Nuray Mert epey tartışılan bi’yazı yayımladı gazetesinde:  “Çare: Siyasi restorasyon, büyük uzlaşma” (19 Haziran 2015)
Mert’in yazısının dikkat çekmesi boşuna değil. 
Son bi’kaç yıldır RTE’nin “otoriter eğilimleri”ne… “Diktatörlüğü”ne sayıp döken Nuray Hanım, merhamete gelmiş…    
Merhamet dediysem… Elbette “hepimizin çıkarları”  adına dile gelen nasihat… 
Nurah Hanım aklıselime davet ediyor hepimizi… Adı üstünde “büyük uzlaşma”ya…
“Aklımızı başımıza almazsak hepimizi kötü bir son bekliyor” uyarısı yaparak…
Peki o kötü sondan kaçınmanın yolu?    
Olmaz mı? Okumayanlar Mert’in yazısında bulabilir…   
Ben şu kısmına takıldım: 
“… muhalefet çevrelerinin de Tayyip Erdoğan’ı ‘Lahey’e veya ‘hapse gönderme’ aklından cayması lazım.”
Hemencecik mi?..
Ertuğrul Özkök ne yazmıştı: Helalleşelim (Hürriyet, 1 Haziran 2015)
Mehmet Barlas?
“Rövanşizm”in mahsurlarını işaretle aralamıştı uzlaşmanın kapısını…(Sabah, 16 Haziran 2015)
Nuray Hanımı da katarsak… Medyamızda entelektüeller arasında “büyük uzlaşma”nın sağlandığını söyleyebilir miyiz?
Öyle görünüyor…
Bilderberg’ciler bu yılki toplantılarına Nuray Mert’i davetle büyük isabette bulunduklarını düşünüyorlar mıdır?..
Onu bilemem… 
Fakat Nuray Mert’e sormak isterim:   
O çağrıyı… Tayyip’i “Hapse göndermekten caymalı” çağrısını niye yaptınız Nuray Hanım: 
Yok, o kadarını anladık… Memleketin kötü gidişatına… Beklenen tehlikeyi izale etme adına yapıyorsunuz çağrınızı da…
Ne zamandan beri memleketin selametiyle Tayyiban’ın selameti bir ve aynı manaya geldi?
Hadi RT Erdoğan bunu isteyebilir de size n’oluyor?
“Rövanşizm” pazarlığı yapan M. Barlas’ı anlıyoruz da… Nuray Mert bu hallere neden düştü?
Tayyip adına, “af” ya da “cayma” talebi niye?  
Mecburiyet ise…Tayyiban’ın tehdidine boyun mu eğmeli halk ve partileri?
Hesap sadece zayıflardan mı sorulur?
Hadi hayatın olağan akışı bu diyelim… De bunu savunmak size mi kaldı Nuray Mert?

KÜÇÜK BARLAS BABASINA RAHMET OKUTACAK…
Keşke not alsaydım. Kesin tarih filan verirdim. Neyse… Aylar evvel diyeyim, siz anlayın...
Anasının (Canan Barlas) programında (A Haber) denk gelmiştim hazrete…
“Kuvvetler ayrılığı”na verip veriştiriyordu… 
Zira mühim olan milli irade… Ve onun tecessüm etmiş hali (RTE) Tayyiban iktidarıydı… Falan. 
Duruşu ve söyleyişinin liberallikle pek alakası yoktu ama… Olsun, ziyanı yok, bu da “Türk tipi” idi…  
Öngörüye bakar mısınız! Allah inandırsın: Daha o vakitler bu oğlanda iş var, demiştim… Eksik olmasın, teşhisimde yanıltmadı.  
Hani şey oldu ya… Ekonomi Bakanı Zeybekci, Yard. Davutoğlu Numan Kurtulmuş filan toplaştılar… “Simayentanımam”dıklarıZarab’azart diye ödül verdiler ya…
İhracata ve bilvesile ekonomiye katkılarına binaen…
Bi’kısım bozguncu bu “şık”lığı çekemedi, ileri geri dırdırlandı…
Mehmet Barlas’ın şeyi… Oğlu Cemil de anında tweet’e asılıp… Yapıştırdı cevabı: 
“Reza… Ödülü fazlasıyla hak etti. Çatlayın.” (22 Haziran 2015)
Çatladık…  Hem de “fazlasıyla”…
Küçük Barlas’ın sözlerini okurken nedense o hikaye geldi aklıma…
Teşbihte hata olmaz, anlatayım…
Mümtaz köylerimizden birinde mezar soyguncusu varmış…
E köylü de “Bu da onun mesleği canım” deyip geçmemiş… Selamı sabahı kesmiş…
Lakin evlat işte… Babasının sevilmemesini, yüzünü görenin başını çevirmesini, arkasından söylenmesini yedirememiş…
Ahdetmiş ki, “Babama rahmet edeceksiniz…”
Duyan köylü anlam verememiş: “Ulan ne olacak da mezar soyguncusuna rahmet okuyacağız”…
Büyük konuşmuşlar… Zira oğlan dediğini yapmış…
Baba mesleğini devralmakla kalmamış, geliştirmiş: 
Kazık çakmış…
Köylü en sonunda isyan etmiş:
“Valla babasına rahmet olsun. O bari sadece soyuyordu mezarı. Bu bi’de kazık çakıyor.”
Teşbihteki hata bi’yana…    
Bu oğlanda bu hakkaniyet ve zeka oldukça babasını çok arayacağız…
Mehmet Barlas’ın kıymetini bilelim…  

ALMAN BASINI HAVUZA DÜŞTÜ
Bakalım hangisi yapacak… Favorim Takvim; en çok ona yakışır…
Tayyiban’ın maiyetindeki havuz medyası Alman gazetelerine “Bizi taklit ettiler” diye çemkirse, yeridir…
Zira tıpkı “bizimkiler” gibi… 6 Alman gazetesi aynı başlıkla çıkmış: 
Erdoğan erken seçimle tehdit ediyor (22 Haziran 2015)
Olay şu: 
Reis, dediğimi yapmazsanız… Kafamı attırsanız tadında uyardı hani… 
Koalisyon görüşmeleri ve Anayasa’nın öngördüğü sürede hükümet kurulmazsa “tekrar” seçime gidilir diye…
Alman meslektaşlar da belki pazar gününün haber kıtlığından aynı başlığı çekmişler gazetelerine…
Tespit doğru ama… Keşke “bizimkiler”in izinden gitmeselerdi…
Tabii “Erdoğan haberi başka nasıl verilir ki!..” hinliği yapmadılarsa…

‘TEKRAR SEÇİM’İN HİKMETİ
Hangi geziydi hatırlamıyorum… 
RT Erdoğan, dönüşte mürettebatındaki gazetecilere “dikkatiniz çekerim” demişti:
“Bakın ben ‘erken’ demiyorum, ‘tekrar seçim’ diyorum…” (Mealen)
Mürettebat terbiyesi, “Niye öyle diyorsunuz Sayın Reis?” sualini sordurtmamıştı, maiyetteki gazetecilere…
Ogün bugündür taktım bu lafa…
Acep artık “Yüzde 50’yi evinde tutamıyorum” demesini elinden alan seçim yenilgisini hazmedemediğinden olabilir mi?
Eğer böyle ise…
Bilinç altının “Erken” yerine “tekrar seçim” tercihinin milli iradeye mesajı şudur:
Eyy milli irade! AKP’yi yüzde 40’a çekerek yaptın bi’yanlış… Sana “tekrar” fabrika ayarlarına dönmen için bi’şans veriyorum!
Aklıma gelen bu valla… Siz ne dersiniz?

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa