'Metal'de ortak mücadele ihtiyacı
Fotoğraf: Envato
Metal patronları ve Türk Metal Sendikası, metal iş kolundaki büyük direniş karşısında, mücadelenin önderi işçileri işten atarak mücadeleyi ezmekte kararlı görünüyorlar. Nitekim önceki gün TOFAŞ’ta, içinde direnişin sözcülüğünü yapan işçilerin de olduğu 142 işçi işten atıldı!
Öyle görünüyor ki, MESS ve Türk Metal, işçileri bölmeyi başardıklarını düşündükleri TOFAŞ’ı bir “cezalandırma” ve “gözdağı” üssü olarak kullanmak istiyorlar.
Türk Metal üyesi metal işçilerinin;
- “Bosch’ta uygulanan sözleşme bize de uygulansın”,
- “Türk Metal’i istemiyoruz. Sendika tercihimize patron karışmasın”,
- “Bu eylemden dolayı işçi atılmasın” diye başlattıkları direnişin diğer işletmelerdeki etkisi sürüyor.
Direnişi ilk başlatan ve mücadeleye atılan işçiler tarafından da mücadelenin önderi görülen Renault’da işçilerle patron ve Türk Metal arasında adeta bir “gerilla savaşı” sürüyor. İşçiler bir adım atıyor, patron karşı duruyor, patron bir saldırı yapıyor, işçiler o saldırıyı püskürtüp bekliyorlar. Diğer pek çok işletmedeki işçilerin gözü de Renault işçilerinin sendika tercihinde ne karar vereceğinde.
Patronlar da işçilerin sendika seçiminde nasıl bir yönelişe gireceğine bir karar vermemiş olmasının getirdiği ”boşluk”tan ve Çelik-İş’in de TOFAŞ’ta kimi önder işçileri yanına çekerek bir taban edinmiş olmasını da kullanarak, direnişe katılan işçileri cezalandırarak, bundan sonraki direnişleri de caydırmak üzere bir gözdağı için adımlarını sıklaştırıyorlar.
Öte yandan, metal direnişinin ana talebi olan, “Bosch sözleşmesine uygun bir ek zam” talebine, MESS ayda 100 TL’yi bile bulmayan bir karşı teklif getirdi ve işçiler bu teklifi, “komik”, “kabul edilemez” buldular.
Bu gelişmeleri ve metal direnişinin başından beri süren mücadeleyi dikkate aldığımızda şu saptamaları yapabiliriz:
1- Metal işçilerinin direnişiyle birlikte, her sektörden mücadeleci işçiler, “Metal işçilerinin talebi bizim de talebimizdir” diyerek harekete geçmiştir. Bu eğilim, bugün de sürmektedir.
2- İşçiler birliklerini sağladığında, birlikte harekete geçtiğinde, önlerinde ne patron, ne de sendika bürokratları durabilmiştir. Renault, burada örnek bir tutum almıştır
3- Patronlar ve Türk Metal, (bunlara şimdi Çelik-İş de katılmıştır) işçileri bölmek, birbirine karşı kullanmak için her yol ve yöntemi denemektedirler. Ve işçileri bölmeyi başardıklarında verdikleri sözden dönmekte, işçileri sokağa atmada hiçbir sakınca görmemektedirler. TOFAŞ ve Türk Traktör’deki işçi kıyımı bunu açıkça gösterdi.
Metal işçilerinin direnişi ve onun yankıları bir kez daha ve açıkça göstermiştir ki, işçiler bir ve aynı sınıfın, Türkiye işçi sınıfının fertlerdir. Bir işçinin çıkarı tüm işçilerin, bir işletmenin işçilerinin çıkarı tüm işletmelerin işçilerinin ortak çıkarıdır. Elbette ve ne yazık ki tersi de doğrudur. Biri yenilirse bütün işçiler, eninde sonunda bu yenilgiden zarar görür, bu yenilgiden pay alır. Bir işletmede işçiler bölünür, patron ve sendika bürokrasisi tarafından mücadeleleri ezilirse, bunun zararını moral olarak ve maddi olarak tüm işçiler görürler.
Dolayısıyla TOFAŞ’ta, Türk Traktör’de patron işçileri kıyarken, Renault’da, Arçelik’te, ORS Rulman’da ya da başka bir fabrikada işçilerin işten atılmamış olması, bundan böyle de atılmayacağı anlamına gelmez. Tersine patronlar, işçiyi sindirmek, yaptıklarını cezalandırmak için her yolla saldırılarını sürdüreceklerdir.
Bu yüzden de TOFAŞ’taki kıyıma Renault işçisi, kendi sınıfının fertlerinin işten atılması, mücadelenin safındaki işçilerin kıyılarak saflarda gedik açılması olarak görerek, ona karşı bir tavır koymayı gündemine almazsa, bunun kendi direnişine de bir faturasının olacağını bilmelidir.
Eğer TOFAŞ işçisi Renault’yu izlemişse, Türk Traktör, Renault ve TOFAŞ’a bakıp harekete geçmişse, SeraPool işçisi, “Metal işçisinin izinden yürüyoruz” diyorsa… bu, Renault işçisine (elbette tüm diğer işletmelerdeki ileri işçilere) sorumluluk yükleyen bir mücadelenin içinde olduklarını gösterir, göstermelidir.
Böyle bir mücadelede en tehlikeli olan, işçinin mücadeleyi sadece kendi işletmesiyle sınırlı tutması, “kısımcılık” yapmasıdır. Renault, önder işletme olarak bir yandan “sendika tercihini” öte yandan da diğer işletmelerdeki gözü Renault’da olan işçilerle temasa geçerek, ortak bir mücadele stratejisi için inisiyatif almak durumundadır.
Olanlar; patronlarla Türk Metal (Çelik-İş) ortaklığının saldırıları artıracağını, işletme işletme işçilere gözdağı verecek uygulamaları devreye sokacağını göstermektedir.
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00