Kobanê bir kere daha
Gece 01:40’ta gelen mesaj. Ben sabahına okuyacağım: “Daiş’in bugün bastığı Bozan Bey’in konağı idi. Bozan Bey, Ağrı isyanında Rojava’dan destek olarak isyan çıkaran tek önderdi. Anılar tarafsız değildir boşuna denmemiş.” Mesajı yazan ağabeyimden çok söz ettim muhtelif yazıda. Nimet’in kahvehanesinde yaz-boz kâğıdına Akif Kurtuluş dizesi yazan Ali Abi’nin mesajda “anılar tarafsız değildir” diye andığı da aynı Akif Kurtuluş’tur şimdi. Anılar bir de buradan doğru tarafsız değil. 2001 ila 2015 yılı arasına neler neler girdi.
Sonra anımsadım: Kobanê’yle ilgili bir kere daha bir şey yazarsam, “Ateşten Tarih” belgeselinde geçen o kısmı da alıntılarım demiştim. Al sana bir Kobanê yazısı daha. Ben bu yazıyı yazarken, İMC’nin geçtiği haberdir: “YPG/YPJ ve Asayiş güçlerinin dün Kobani’ye saldırıdan IŞİD’e yönelik başlattığı geniş çaplı operasyon ikinci gününde devam ederken saldırıda yaşamını yitirenlerin sayısı 152’ye ulaştı.” Yüz elli iki. Sivil. Anne, baba, dede, torun, çocuk, bebek, amca, yeğen, dayı, hala, teyze, kuzen. Aklına ne akraba geliyorsa, o kadar insan. İçişleri Bakanlığı’nın “Köyler” başlığının altında yazılı olana bakarsak, bir köy kadar insan öldü birkaç gün içinde. Vahşiler tarafından infaz edildi.
’79 ÇIKIŞI
Öcalan, Diyarbakır’daki evde “Serxwebûn”u kaleme aldıktan sonra 79’da ülke dışına çıkma kararı alır. Çok konuşulan, ülkedeki bütün sol siyasetlerin üzerine konuştuğu (olumlu ya da olumsuz) bu hamle, aslında PKK’nin varoluşuna dair çok mühim bir hamledir. Ve bu çıkıştaki ilk konaklama yeri, o zamanlar küçücük bir köy olan, adını da “Company”nin bozulmasından almış Kobanê’dir. PKK tarihine dair yaklaşık sekiz saatlik “Ateşten Tarih” belgeselinde, Öcalan’ın konakladığı ilk evin sahipleri de misafirleri üzerine konuşurlar. Kobanê (yahut Kobanî) bu meyanda, bir “ilk yer”dir. İlk mekân, çıkışın başlangıcı.
TİL EBYAD
Til Ebyad özgürleştirildiğinde, bütün dünyada en çok “üzülen” ve bu üzgünlüğü belli edenler “havuz medyası” tabir edilen medyanın kalemleri oldu. Manşetler, köşe yazıları, televizyon programlarında öflemeler pöflemeler, huzursuzluk emareleri ve daha nicesi. Sonra Kobanê’ye dair vahşet yaşandı bütün dünyanın gözü önünde. Ve ev sahibinin aklına ilk gelen hırsız, bir anda “sen suçlusun” deyiverdi gene gözümüzün içine baka baka. “Yavuz hırsız” demenin bile eksik kalacağı bir müsamere sahneye koyuyorlar. Ama her müsamere sevimli değil. 152 kişiden söz ediyoruz. Hayatını kaybetmiş 152 kişi. Til Ebyad’dan sonra “PYD daha tehlikeli” diyenler belki biraz sevinmiştir bile. Ramazan ayında. “İslam” adına katliamlar yapan bu örgüt değil mi ki PYD’den daha tehlikesizdi büyük stratejik planlarına göre?
DÖRT PARÇA
Bana oturduğum yerden bir şey yazmak artık çok manalı gelmiyor. Bu yazıyı da aslında sadece “anılar tarafsız değildir” demek için yazıyorum. Evet, anılar tarafsız değil. Onca canın gitmesi, sessiz kaldırılan gerilla cenazeleri, toprağından edilen onca insan, yaşama savaşları, gördükleri muameleler ve daha birçoğu. Örnek veriyorsun, “ağlak” diyorlar. Haklıdırlar da belki. Ama madem yaşamak bunca kolay, yazmak belki biraz zor olur. Çünkü, hevessizlik iş bile değil. Orada duman, burada anca sis böyle. Ne diyeyim?
Bize de demek böyle oturup canını habire sıkmak kısmet olacakmış.
Evrensel'i Takip Et