Suriye'de koalisyon seçenekleri
Fotoğraf: Envato
Hükümetin bileşimi konusu tartışılmaya devam ederken, Suriye krizinde de kim kimle nereye kadar sorularında düğümlenen bir koalisyon problemiyle karşı karşıyayız!
Eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ, Esad’la birlikte ve uluslararası meşruiyet zemini üzerinde IŞİD’e ve “terör örgütüne karşı” koalisyon seçeneğini ortaya attı. Türkiye’nin güneyi mi, yoksa Suriye’nin kuzeyi mi diyeceğine bir türlü karar veremeyen hükümetin, gözünü bürüyen müdahale seçeneğini silip böyle bir sıfır noktasından başlayacak hali yok. Sınıra asker ve teçhizat yığmaya devam ederken, Til Ebyad’daki ABD-PYD iş birliğinin karşılığı olarak, Azez ve Mare’de IŞİD’e karşı Suriyeli muhalif güçlere TSK desteği seçeneğini bir koz olarak ileri sürüyor. Aslında bir kez Suriye topraklarına girildiğinde, asıl amacın Kürt kantonlarının birleşmesini önlemek olduğundan (ABD ve NATO başta olmak üzere) kimsenin kuşkusu yok ve bu seçeneğin açık anlamı da bundan ibaret. Böylece muhtemel bir başka koalisyon gündeme getirmek istiyor. PYD’yi dışta bırakan, gerektiğinde ona karşı da işleyebilecek olan ABD-Türkiye-ÖSO koalisyonu!
ABD’nin tercihi ise, şimdilik, ÖSO-PYD-ABD olarak şekillenmiş bulunuyor ve Türkiye’nin “dışarıdan destek”ten ötesine geçmesini pek istemediği anlaşılıyor. Çünkü şu anda ÖSO’nun içinde de, IŞİD kadar tehlikeli olarak görülen başka İslamcı gruplar var ve Türkiye’nin müdahalesinin özellikle bu grupların varlığı nedeniyle sorunlu olacağı hesaplanıyor. Kimin kimle nereye kadar ve ne için soruları bu yüzden işe yarar bir cevap bulamıyor ama TSK sınıra yığılmaya devam ediyor.
Durum içerideki koalisyon arayışlarına pek benziyor. Her durumda HDP’nin dışarıda kalmasını tercih eden, hatta mümkünse 1993’te olduğu gibi Meclisten atılması için fırsat arayan zihniyet, Suriye’de de Kürt kuvvetlerini devre dışında tutmaya, mümkünse derdest etmeye kafa yoruyor. Kimin, kimle nereye kadar ve ne için hükümet kuracağı henüz tam bir belirsizlik dumanı altındayken, hükümet ve Saray, kurulabilecek herhangi bir yeni AKP hükümetinin meçhul ortağını eli kolu bağlanmış vaziyette bakanlık koltuklarına iğreti olarak oturtmanın hesabını derinleştiriyor. İçerideki koltuk hesapları, sınırın öteki tarafındaki hesaplarla aynı sayfada yapılıyor.
Böylece, İlker Başbuğ’un ABD-NATO perspektifiyle çakışan analizinin mantıksal sonucu olarak içeride de, AKP’yi dengeleyecek bir CHP ile buna belirli koşullarda dışarıdan destek verecek bir HDP bileşimi ortaya çıkıyor. Bu noktaya doğru sıkışan AKP ise, son noktaya kadar kendi planını dayatmayı hedefleyen birkaç geri dönülmez adımla bunu cevaplamaya çalışacaktır. Her şey bu hafta içinde sınırın o tarafında olacak olanlara bağlı. Devamı ise, bu tarafta olacak olanlar tarafından çizilecek.
- Örtülü dünya savaşı çağı: Savaşın çapı göründüğünden daha büyük 06 Ekim 2024 04:52
- İngiltere’de sokaklar faşizme kapalı 11 Ağustos 2024 06:41
- İki ucu savaş değneği 24 Mayıs 2017 00:56
- Olsaydıyla bulsaydı... 17 Mayıs 2017 01:00
- İdam... 19 Nisan 2017 00:10
- Gariplerin ölümü 29 Mart 2017 00:38
- Devletin ve milletin çıkarı nerede? 15 Mart 2017 01:00
- Almanya'ya karşı birleşik milli cephe! 08 Mart 2017 00:10
- ‘Sözde bayrak’ 01 Mart 2017 01:09
- Provokasyon ihtiyacıyla yaşamak 21 Aralık 2016 01:00
- Amerika gitsin, Rusya mı gelsin? 10 Ağustos 2016 00:59
- Darbenin gizli kalan iki ayağı! 27 Temmuz 2016 00:43