Sahi 4 Nisan’da tetiği kim çekti?
4 Nisan gününü hatırlıyor musunuz?
Fenerbahçe deplasmanda oynadığı Rizespor’u 5-1 yenerek şampiyonluk yarışında önemli bir virajı dönmüştü. Maçı televizyonda izleyen taraftarlar, lig sonu için matematik hesaplara dalmışken geçen alt yazılar bir anda şampiyonluk hesaplarını unutturdu. Fenerbahçe otobüsü havaalanı yolunda saldırıya uğramıştı. Haber kanalları “taşlı saldırı” olarak alt yazı geçiyordu ama gözlerini takımı canlı olarak takip eden FB TV’ye çevirenler, camlardaki “kurşun” deliklerini hemen görmüşlerdi.
Vali ve emniyet mensuplarının başta ısrarla, “Birkaç kendini bilmezin taş ile yaptıkları küçük bir olay” açıklamaları, hastaneye kaldırılan şoförün yüzünden “saçma” parçaları çıkartılmasıyla yerini suskunluğa bıraktı.
İlerleyen saatlerde olayın planlı, örgütlü, profesyonelce ve katliama yönelik bir saldırı olduğu izlenimi olayı takip eden hemen herkeste yerleşti:
Trabzon, Araklı ilçesi girişinde iki tarafı yaklaşık 30 metre yüksekliğinde uçurumların bulunduğu yer pusu için seçilmişti.
Fenerbahçe takımı kulüp otobüsü ile değil Rize’de faaliyet gösteren bir şirketten kiralanan otobüs ile seyahat ediyordu. Yani birbirine tamamen benzeyen otobüslerden hangisinde Fenerbahçe kafilesinin olduğunun bir şekilde tetiği çekene iletilmesi gerekiyordu.
Nitekim otobüs yaklaşık saatte 90 kilometre ile viyadüğe girdiğinde tetikçi hangi otobüse ateş edeceğini biliyordu. 90 kilometre hızla giden otobüse atılan 3 kurşun da isabet ediyor ve bir tanesi tam da hedeflenen şoför mahallinin camının kenarındaki metal şeritten sekerek şoförün yüzüne isabet ediyordu.
Bu noktadan sonra otobüste bulunan 41 kişinin hayatta kalması adeta bir “mucize”. Şoförün kendini kaybetmesi ve otobüsün viyadükten aşağı uçmasının sonuçlarını düşünmek bile korkutucu. Şoförün kendini kaybetmeden önce otobüsü durdurabilmesi ise sadece Fenerbahçe için değil memleket için büyük şans.
Saldırı sonrasında önce taş, sonra metal parçası diyen Trabzon Valisi nihayet ertesi gün kurşun olduğu yadsınamaz biçimde ortaya çıkınca “Faillerin en kısa zamanda yakalanacağını” ilan etti. Fenerbahçe yönetiminin failler bulunana kadar “maçlara çıkmama” resti ise liglerin sadece bir hafta ertelenmesiyle sonuçlandı.
Bu saldırının şampiyonluğu kaybettirip, kaybettirmediğini ölçecek bir araç elimizde yok. O gün otobüste olan futbolcular ile bugün yapılan söyleşilerde özellikle yabancı futbolcuların büyük bir psikolojik çöküş yaşadığını anlıyoruz ama sorun basit bir şampiyonluk kaybetme öyküsü değil ki. Memleketi kaosa sürükleyebilecek bir katliam planından söz ediyoruz.
Futbol federasyonundan, devlet ve hükümet yöneticilerinden “yakalanacaklar” söylemine rağmen aradan 90 gün geçti, hâlâ fail ya da failler ortada yok. Daha da vahimi cumhuriyet gazetesinde hafta sonu okuduğumuz habere göre, soruşturma savcısı “Birden fazla kişiyi kasten öldürmekten” yürüttüğü soruşturmayı ortada daha fail ya da failler olmadan biraz “yumuşatma” gereğini hissetmiş olacak ki “Birden fazla kişiyi kasten yaralamaya” dönüştürmüş.
Deneyimli Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları bilir ki, bu kadar “karışık” bir olayda failler bu kadar zamandır yakalanmıyorsa bu işin içinde ciddi bir “bit yeniği” vardır. Hele ki vali, emniyet mensupları ve savcı hep bir arada var olan durumu “küçültmeye” çalışıyorsa o bit yeniğinin devletin bir parçasıyla ilişkisi olması da çok muhtemeldir.
Dedik ya aradan 90 gün geçti katliam girişiminin failleri hâlâ ortada yok. Bu hafta sonu cumartesi günü, Fenerbahçe taraftarları, 3 Temmuz sürecinin 4. seneidevriyesinde Kadıköy Yoğurtçu parkında bir araya gelerek hem 3 Temmuz’u düzenleyen “kumpasçıları”, hem de hâlâ failleri bulunmayan 4 Nisan katliam girişimini, unutmadıklarını ve unutmayacaklarını çeşitli etkinliklerle kamuoyuna bir kez daha duyuracaklar.
“Unutturmaya çalışanlara inat unutmamak”, taraftarlar “Her şeyin farkındayız” mesajını verecek bakalım alan olacak mı?
Evrensel'i Takip Et