20 Temmuz 2015 00:53

Oyun içinde oyun!..

Oyun içinde oyun!..

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Sonuçta devlet burjuva devlet, parlamento, başka türlüsü mümkün değil, burjuva parlamento... Memleketi dört yıl hangi burjuva ekibin yöneteceğinin belirlenmesi için yapılmış seçim, bu kez HDP merkezli bir “kendini sayma”yla bir demokrasi atağına da sahne olunca, içinden zor çıkılır bir durum yarattı. Ancak bilinir ki “kurt dumanlı havayı sever”.. Ve yine bilinir ki “denize düşen yılana sarılır”. İkisi bir arada, ortalık şenlendi.

Tabii ki burjuva egemen, tabii ki burjuva yönetecek. Ama “fırıldak” çeviren çevirene.. Ya da dört bir yanda taktik üstüne taktik kuruluyor, “tilkilerin kuyrukları birbirine dolanıyor”: Tek bir ekip yetmediğinden kimler, hangi birkaç burjuva ekip elbirliğiyle yönetecek? Kim kimin başına hangi çorapları örecek? Kim kimi nasıl “kündeye getirip” onun oyununu da tersine çevirerek kendi oyununu oynayacak?

“Kumda” oynanmıyor tabii, hangisiyse, oynanacak oyun “herkes”in gidişatını etkileyecek. Burjuva devletin “yürütme komitesi” nasıl oluşacak? Ve tabii ki burjuvanın genel çıkarlarına uygun olarak, ama sorun o ki, hangi özel çıkarları gerçekleştirmek üzere neler yapacak? Hangi politikaları izleyerek, neleri nasıl paylaşarak, nasıl yönetecek? İşçiler başta, halk, kendi iktidarını kurup kendi kaderini kendi ellerine alana kadar, kaderine boyun eğdikçe sadece yönetilecek ve yalnızca sömürülüp ezilecek. Burjuva ekiplerse birbirlerini sömürmeyecekler kuşkusuz, ama ya kardan zarar edecek ya da kârlarına kar katacaklar.

Kurduğu tüm “oyunlar” bozulan Tayyip Bey kaybetti, bu kesin. Bari tümünü kaybetmeyeyim diye kuruyor yeni “oyun”unu. Oylarının azalacağını bile bile “erken seçim” “kozu”nu elinde evirip çeviriyor.

Çünkü görüyor ki, “hayat memat” meselesi. “Kefenini giyip” yola revan olmuştu ya.. “Kefen” işi ciddiyet kazanmaya başlıyor.
Kendisinin “makamı”nda kuşatılıp etkisizleştirilerek devreden çıkarılma tehlikesini çoktan sezdiği belli, “makam” tartışması açıp kendisini ve pozisyonunu merkeze oturtarak giderek kendisine güç kaybettirecek ekiplerin koalisyon kurmalarının önünü almaya çalışıyor. Yeni koşullardan faydalanarak “vesayet”ten kurtulup kendi yolunu açmaya bakan Davut Bey de Kılıçdaroğlu’na zinhar “makamı tartışmayalım”, birlikte “yol” alalım diyor. Bu durumda Tayyip Bey yavaştan “tarih” olacak!

Belki de hızlı olacak. Bakın 17-25 Aralık meseleleri, Zarrab’ın altınları yeniden tefrika oluyor manşetlerden. Hem de dosyalı. Ekip içinden.. İfade ve kanıtlarla.. Müfettiş raporlarıyla. Düşmeye gör! Daha tam düşmemişken bile çullanırlar üstüne!
Kim çullanıyor? Ya da kim oyun kuruyor? Tabii ki “genel çıkarlar”ın “aslan payı”nın sahip ve asıl gözetmenleri. Beyefendinin “özel çıkarlar” peşinde onların özel çıkarlarını yeterince ya da neredeyse hiç dikkate almayıp genel çıkarları zora soktuğu “büyükler”! İhalesiz bıraktığı Koçlar örneğin.. Ve lafını az dinleme hatasına düştüğü Amerika örneğin. Belli ki tehdit ediyorlar.. Yüce Divan.. Hele TIR’lara da sıra gelebilir: UCM. Ya da “pes” edip “makam”da sessiz sakin oturma!

Büyük oyun kurucu ya da uluslararası olanın yanına yerlisini de eklersek tekelci büyük burjuvazi, taa ABD’den, TÜSIAD ve TOBB’dan mesaj üstüne mesaj veriyor: “Büyük koalisyon”. AKP+CHP. Bahçeli oyunu ve kimin oynamakta olduğunu görüp “bize ana muhalefet görevi düşüyor” diyerek MHP’yi geri çekiyor. HDP “çözüm süreci”nde ilerleme beklentisiyle “Üzerimize düşen sorumluluktan kaçmayız” deyip olumlayarak oyununa bir türden katılmaya sıcak bakıyor.  “Makam”ın ekibi direnip olmazlanıyor: Dillerde seçim lafları! Ama AKP içinde de teşne olan çok CHP’de de. Kılıçdaroğlu, kapitalizmin “genel çıkarları” uğruna kurulacak böyle bir koalisyonun AKP’nin onca teşhir olduğu CHP tabanından başlayarak halka benimsetilmesinin çok zor olacağını ve “suç örterek” “suç ortaklığı”na sürüklenmenin en başta kendi “başını yiyeceği”ni görerek, bilgi o ki, yanaşmak istemiyor. Ama yine bilgi o ki, en başta G. Tekin’le E. Toprak ve talepkarlığı nedeniyle yandaş medyanın onca üzerine vardığı Ataşehir ekibi fazlasıyla istekliler ve bu ortaklık için olağanüstü baskı kurmuş haldeler.

Çipras ve SYRIZA’sına boyun eğdiren -adları değişik olsa bile- aynı güçtü: Uluslararası burjuvazi! Kapitalizmin sınırları içinde kalındıkça, bu oyunlar, oyuna kıyısından köşesinden katılmaya istekli kim olursa yutup kendisine benzetir! O nedenle oyuna dıştan ve oyunu bozmak ve üzerine kurulduğu çarkı kırmak üzere katılmak tek devrimci yoldur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa