27 Temmuz 2015 01:00

'Balyoz harekatı' ya da perşembenin gelişi...

'Balyoz harekatı' ya da perşembenin gelişi...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“Ecdadı fatihan” yalnızca fetih ve yayılmacılık atfetse de, atalar, derin anlamlı güzel sözleriyle de ünlenmişlerdir. “Uysal atın çiftesi pek olur” denmiştir örneğin, “mazlumun üstüne varma”, “kafasının tasını attırırsan sen zararlı çıkarsın” içeriklidir. Şimdi zalimle mazlumun özellikle birbirine karıştırılmasından medet umulduğu günlerde hatırda tutulması şarttır.
“Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir”! Ya da Davut Bey de işine geldiği gibi kullanmaktadır; ama kendisine yönelik söylenmiş gibidir: “Rüzgar ekersen fırtına biçersin”! Benzerdirler.
“Emevi Camii’nde namaz kılacağım” diye tutturmuş, bunun ihtiyacı olan işbirlikçiler edinmek üzere siyasal İslamcı terör çetelerinden önünüze geleni besleyip desteklemişseniz ne olacağı apaçıktır! Türkiye’yi, Afganistan’la ilişkisi nedeniyle ülkesinin önemli bir bölümünü İslamcı çetelere kaptırmış Pakistan’a döndürürsünüz! Siz savaşı Şam’a Emevi Camii’ne ulaştırmaya çalışırken, bir bakarsınız savaş size gelmiş. Bombalar.. Bombalar. Kim patlatıyor –o bile ortada kalır! IŞİD tabii. Ama kimin planı? Kimin programı? Ellerle cepler birbirine karışır!
Ama siz, desteklediğinizi dünya alemin bildiği IŞİD’i başınıza bela alırsınız. Eski pozisyonunuzu tutamaz olursunuz. Size de ateş açar ya da açtırılır; yanıt vermek durumunda kalırsınız. Amerika ile “makas”ı kapattırırlar adama. Ama öyle ama böyle. “Kardeş” mardeş; IŞİD Karşıtı Koalisyon’a katılmak ve başta İncirlik,üslerinizi yabancı uçaklara açmak zorunda kalırsınız. Amerika’ya daha ileriden mahkumiyet: Haydi şimdi füzeleri Çin’den alın bakalım! Ya da Sisi’yi ve hele “üst akıl”ı suçlamayı sürdürün, görelim!
Bela olmasına bela, ama IŞİD’laiş tutmaktan da bir türlü vaz geçmezsiniz. ABD de el Kaide “korkuluğu”nu sallayıp, örneğin Afganistan’ı o gerekçeyle işgal etmiş, dünyayı “teröre karşı olanlarla olmayanlar” diye bölünmeye zorlamıştı. Siz de IŞİD’ı kullanın bakalım “korkuluk” olarak!
İşe bakın: IŞİD değil miydi 31 genci göz göre göre katleden? Türkiye’yi hedefine koyan o değil miydi? El çabukluğu marifet; asıl saldırı başkalarına yöneltiliyor! Sözde IŞİD’ti hedef, ama IŞİD hedeflerine iki top ateşi yapılıp binlerce IŞİD hücresi yerli yerinde dururken.. Kandil ve sair PKK kamplarına sorti üstüne sorti düzenleniyor ve içeride gözaltı furyası başta Kürtler olmak üzere demokrasi ve barış diyenleri hedef alıyor! İki ağlaktan biri olan Arınç bu kez taş gibi sert: “Balyoz” diyor.
Zamanında, 12 Mart faşizminin ardından Sadi Koçaş, o da Başbakan Yardımcısıydı, söz etmişti “Balyoz Harekatı”ndan! İstanbul tarumar edilmiş, aydın, demokrat kim varsa toplanmıştı. Sonra 12 Eylül en başta faşist katliamları işaret edip “kardeş kavgasını önlemek” dedi ve halka saldırdı.
IŞİD denmişti sözde! “Canlı bomba” IŞİD’çiydi; ama şimdi arama-taramalarda infaz edilen genç kadının “canlı bomba” olduğu iddiasını mı dinlemek istersiniz.. Yasaklanan Barış Yürüyüşünü.. Yüzlerce IŞİD karşıtının gözaltına doldurulmasını..Ayak altı edilen –zaten sadece lafı edilmiş olan– “çözüm süreci”ni mi? Gerçekler bunlar!
Arınç Beyimiz, “Evrensel ve Gündem gazeteleri suç makinesi” buyuruyor ve Amerika “hayır” dediğinden Rojava’ya girilemese de, savaş uçaklarıyla “fırtına” topları asıl –IŞİD’le savaşan belli başlı güç olan–Kandil ve Kuzey Irak’taki diğer PKK kamplarını ateş altına alıyor. Davut Beyimiz “HDP’liler bir karar versin. HDP’liler şiddete karşılarsa bunu sözle değil davranışlarıyla da göstermeliler.” diyor. HDP’li değiliz; ama insaf denen bir şey var: Problem sizin verdiğiniz kararda! Hani “çözüm süreci”ydi? Kürt sorununu on yıllarca denenip çıkar yol olmadığı görülerek mecburen “çözüm süreci” politikasına geldiğiniz şiddet yoluyla mı “çözeceksiniz”? Siz başkasına şiddet karşıtlığı çağrısı yaparken şiddete başvurarak nereye varacağınızı düşünüyorsunuz?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa