Futbol için bile özgür basın lazım
Fotoğraf: Envato
Memleket 7 Haziran seçimleri sonrasında yetkisini kaybeden geçici hükümet eliyle bir kaos ortamına sokuldu. Seçim sonuçlarıyla birlikte topluma yayılan iyimser hava çok kısa sürdü. Artık devletin bütün baskı ve ideolojik aygıtlarını ele geçiren AKP, bu aygıtların denetiminde küçük koalisyon ortağına bile razı olmuyor, olamıyor.
Olası bir erken seçimle yeniden tek başına iktidara gelebilmek için “savaş” dahil her yolu mubah gören anlayış, darbe dönemlerini aratmayan operasyonlara imza atmaktan çekinmiyor. Aslında AKP’nin elindeki gücü kolay kolay bırakmayacağının ilk işaretlerini futbolda gördük. TFF seçimlerinde bütün kulüp yönetimlerinin eleştirdiği, Yıldırım Demirören “sarayın” bir işaretiyle kulüplerin tek adayı olarak seçime girdi. Demirören’i yerden yere vuran Trabzonspor Başkanı Hacıosmanoğlu bile camiasından gelen tepkileri görmezden gelerek oyunu sarayın isteğine göre kullandı. Borç batağı içinde ve her birinin devletle akçeli işleri olan kulüp yönetimlerinin teslimiyeti kimseyi şaşırtmadı.
Demirören yönetiminde, milli takımın FIFA sıralamasında Kongo ve Arnavutluk’un ardında 48.sıraya kadar düşmesi, Avrupa kupalarında finansal fairplay kurallarına göre kulüp takımlarına yasak üstüne yasak gelmesi, seyirci ortalamasının Almanya 3. liginin bile gerisine düşmesi gibi başarısızlıkları bırakın kulüp yönetimlerini medyada bile yer bulmakta güçlük çekti.
Hadi “havuz medyası”, sarayın desteğini aldığı için Demirören ve TFF aleyhine tek bir eleştiri bile yazamaz ya merkez medya? Merkez medyanın durumu farklı mı?
Geçen hafta AKP’nin Ortadoğu politikalarını eleştirdiği bir mesajı sosyal medyada paylaşan Milliyet gazetesi köşe yazarı Kadri Gürsel hemen işinden atıldı.
Demirören’in sahibi olduğu Milliyet ve Vatan gazetelerinde siyasal eleştiriler bile kovulma ile sonuçlanırken, aynı gazetelerin spor sayfalarında kalem oynatanlar, kendi sahiplerinin başkanı olduğu Federasyonu ya da uygulamalarını eleştirebilirler mi?
AKP ile organik bağları olan Çalık grubunun “Passolig”inden sponsorluk adıyla binlerce dolar alanlar, Anayasa Mahkemesinin önünde olan bu uygulamayla ilgili tek kelime edebilir mi?
Onlar da zaten gerçek anlamda “gazeteci” gibi davranmıyorlar. Sözde futbol eleştirisi adı altında ya belledikleri teknik direktör veya futbolcuyu kurtlar sofrasında parçalıyorlar ya da en düzeysiz konuşmaları eleştiri diye yutturuyorlar.
Sadece bu basit örnek bile Evrensel gibi özgür medya organlarının önemini ve neden Bülent Arınç’ın ağzından AKP tarafından hedefe yerleştirildiğini açıklamıyor mu?
Fenerbahçe’nin Shakhtar Donetsk maçıyla Şampiyonlar Ligi açılışını yaptığı gece yazılan bu satırlarda futbolu seven herkes gibi futbol yazmak futbol konuşmak isterdik ama ne yazık ki bu coğrafya bu kadarcık keyfe bile izin vermiyor.
Yine de umudu kaybetmeden barışın, barıştan yana olanların kazandığı bir coğrafyada yeniden keyif ile futbol konuşacağımız günler elbet gelecektir…
- Rasim Ozan gitti futbol medyası temize mi çıktı? 30 Kasım 2017 00:15
- Fenerbahçeli medyayı deşifre edelim 16 Kasım 2017 00:26
- Cüneyt Çakır, Mete Kalkavan gerisi yalan… 25 Ekim 2017 23:01
- 'Yıldırım Demirören yeter' 05 Ekim 2017 01:21
- Ne etti la bu Aykut Kocaman size? 21 Eylül 2017 01:00
- Aykut Kocaman'a niye saldırıyorlar? 14 Eylül 2017 00:15
- Federasyon, Tribün Mühendisliği: Beleştepe, Göztepe, Konya... 24 Ağustos 2017 00:15
- Terim kovuldu sıra Demirören’de mi? 04 Ağustos 2017 01:01
- Terim ve Demirören'e sonsuz teşekkürler! 20 Temmuz 2017 01:00
- Futbola da adalet lazım 13 Temmuz 2017 00:15
- Arda Turan'a neden kızıyorsunuz ki? 15 Haziran 2017 00:30
- Şampiyonluklara seviniyor musunuz? 01 Haziran 2017 01:00