Cahillik başlıklı bir kitap
Fotoğraf: Envato
Çeşitli konulardaki düşünceleri, bilinmesi gerekli kuralları, bir kaç sözcük ile akılda kalacak biraz alaysılık da katarak söylediniz mi,o söze “aforizma” denirmiş. Aslında kimi sloganlar ya da özsözler de bu tanıma girebilir. Aforizma elbette Batı kaynaklı bir sözcük. Biraz felsefe içermesi de gerekirmiş.
Bir de örnek vereyim, Franz Kafka demiş ki: “İnsanın belli başlı iki günahı vardır, öbürleri bunlardan çıkar: sabırsızlık ve tembellik. Sabırsız oldukları için Cennet’ten kovuldular, tembelliklerinden geri dönemiyorlar.”
Aforizma merakı nerden çıktı derseniz, Ferit Edgü Cahil adlı bir aforizmalar kitabı yayımlamış. Sel Yayınevi’nin bastığı kitap Salaklık Üstüne Deneme’nin yazarı Tahsin Yücel’e adanmış.Ben Ferit Edgü’nün öykülerini, denemelerini bilirim de bu aforizma merakı nereden çıktı diye meraklandım. Ferit Edgü kuşağının en ilginç yazarlarındandır. Sanırım Ders Notları’ndan birinde tek bir olayı sanırım 90 civarında ayrı metinle anlatmış, tam bir yazma dersi kitabı hazırlamıştı. Bu kitap da biraz soğuyunca ders yanını fark ederiz.
Biraz “cahil” sözcüğünü araştırayım dedim.Misalli Büyük Türkçe Sözlük adlı bir sözlük vardır. İlhan Ayverdi hazırlamış üç cilt bir arada olduğundan 5-6 kilo civarında .Büyük boy 1600 sayfa kadar bir şey. Şöyle bir baktım cahil demek kısaca bilgisiz, eğitim görmemiş demek. Bizim rahmetli edebiyat öğretmenlerimizden biri bütün sınıfı birden suçlardı: Öyle eçhelsiniz ki bütün cahiller sizi teçhil ediyor. Yani öyle bilgisizsiniz ki bütün bilgisizler bilgisizliğinizi yüzünüze vuruyor.
Echel cahilin biraz daha koyusu galiba. Bilirsiniz Karagöz oyununda Hacivat cahillerin en cahili anlamında “echel-i cühela” derdi Karagöz’e. O aldırmazdı bile. Hemen yanıtlardı: “Kim doldurmuş reçeli çuvala”. Gölge oyununda onca cahil vardır ama kabak Karagöz’ün başına patlar “echel-i min Karagöz” yani Karagözden daha cahil.
Ben cahil sözününe yakınlık duyarım. Bu sözcüğün toy, genç, deneysiz anlamları da vardır. Hani şimdi Kemaliye oldu eski Eğin türkülerinden birinde genç gelin yakınır: “Eğin dedikleri de bir küçük şehir, ana ben cahilim çekemem kahır. Yediğim içtiğim ağuyla zehir.” Böyle cahilliğe can kurban işte.
Özellikle sevda konularında da cahillik toyluk anlamına gelir. Örnek elbet Karacaoğlandan: “İlk akşamdan vardım kavil yerine/Önegördüm kömür gözlüm gelmedi/Bilmem gaflet bastı yattı uyudu/Bilmem o yâr bize küstü gelmedi//Benim yârim gide gide donandı/İkrar verdi cahil gönlüm inandı/Ay da geldi orta yeri dolandı/Seherin yelleri esti gelmedi”
Ferit Edgü’nün derdi böyle bir toyluk değil. Eğitimsizlik bile değil, bilgisizlik. Biraz da bilmediğinin de farkında olmamak. Çünkü diyor ki kitabın arka kapağında : “Cahillik başa bela demiş eskiler. Bugün tam tersi. Cahillik baş tacı. Yalnız politikada değil, edebiyat, sanat hattâ akademik yaşamda en çok aranan nitelik (üstün nitelik) cahillik. Cahil olmayana tüm yollar kapalı.Bu bir fantezi değil, bir gerçek”.
Kitabı biraz karıştırınca Ferit Edgü’yü bu kitabı hazırlamaya iten nedenleri görüyorsunuz:
“Cahil, tiyatro sevmez,konser sevmez, heykel sevmez, teniz sevmez, satranç sevmez, suböreği sever, lahana dolması sever, pişpirik sever, üç taş sever.”-“Cahilliğe savaş açmışlar , asker bulunmamış.” –“Güldürü cahili kızdırır.”
Kitabın kalanını siz okuyun, çünkü Ferit Edgü uyarıyor: “Dikkat!Cahillik bulaşıcıdır.”
- Onur’u ve TEKEL işçilerini kutlayarak 04 Ekim 2015 00:24
- Yasaklı kitapları okuma bayramı 27 Eylül 2015 00:55
- Ne uzun sessizlik 13 Eylül 2015 00:51
- Göçler ve Kemal Özer 06 Eylül 2015 01:00
- Bir yazarın çığlığı 30 Ağustos 2015 01:00
- Sosyal medya 23 Ağustos 2015 00:51
- Leblebici Horhor Ağa yeniden 16 Ağustos 2015 00:51
- 'Tabular, korkular ve kadınlar' 09 Ağustos 2015 01:00
- Güney sorunu ve yazı yazmak 26 Temmuz 2015 00:55
- Bayramda açık görüş 19 Temmuz 2015 00:13
- Çocuk işçiler ve iki ünlünün çağrısı 12 Temmuz 2015 00:53
- 'Ay ışığı' ve sansür 05 Temmuz 2015 01:00