Toplusözleşme hesapları
Fotoğraf: Envato
2.5 milyona yakın kamu emekçisi ve 2 milyonu aşkın memur emeklisinin 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin maaş zamları ve sosyal haklarının belirleneceği toplusözleşme görüşmeleri,3 Ağustos’ta resmen başladı.
3 Ağustos’a kadar yeni bir hükümet kurulmaması nedeniyle, bu yılki toplusözleşme görüşmeleri, 13 yıllık iktidarı boyunca aldığı her kararda, attığı her adımda kamu emekçilerini mağdur eden, 7 Haziran seçimleri sonrasında tek başına iktidarını kaybeden ve müstafi durumunda olan AKP hükümeti ile yapılacak.
4688 Sayılı yasada yapılan değişiklikle sadece adı “toplusözleşme” olan, grev hakkını içermeyen, hatta Kamu Görevlileri Hakem Kurulu (KGHK) uygulamasıyla grev hakkını açıkça yasaklayan “ucube” bir yapı oluşturuldu. Hükümetin buradaki amacı, yasada yapılan değişikliklerle bütün aşamalarını kendisinin belirlediği ve toplusözleşme sürecini başından sonuna kendisine yakın konfederasyon ile yürütmekti. KGHK üyelerinin çoğunu Bakanlar Kurulu seçtiği için iş o aşamaya gelse bile, hükümetin hesaplarının dışında bir sonucun ortaya çıkma ihtimali bulunmuyor.
AKP, tek başına iktidarını kaybetmiş olmasına rağmen, 60 gündür sanki hiç seçim yapılmamış gibi hareket ediyor. Kamu emekçileri açısından gerçek anlamda bir “siyasi muhataplık” sorunu olmasına karşın, kamu emekçileri açısından müstafi durumuna düşmüş bir hükümetle toplusözleşme görüşmelerinin başlatılması ve yürütülmesinin ne kadar “meşru” olduğu her yönden tartışmaya açık bir durum.
Hükümet ve Memur Sen’in hesabı, 2013’te bayram arifesinde “jet hızıyla” imzalanan ve kamu emekçileri açısından çok ciddi ekonomik kayıpların yaşandığı 2014 ve 2015 yıllarına ait toplusözleşmeden kaynaklı ekonomik kayıpların gündeme gelmesini engellemek. KESK ve Kamu Sen’in 2014 yılına ilişkin ekonomik kayıpların telafi edilmesine ilişkin taleplerinin dikkate alınmaması, AKP-Memur Sen ikilisinin toplusözleşme görüşmelerini geçmiş yıllara benzer bir şekilde yürüteceklerinin işaretlerini ilk günden vermeye başladı.
Kamu emekçilerinin 2016 ve 2017 yıllarına ait ekonomik, sosyal ve özlük haklarının müstafi durumdaki bir hükümet ile yapılmasına KESK’ten başka itiraz eden ve görüşmelerin ertelenmesini talep eden başka bir konfederasyonun olmaması dikkat çekici. KESK, toplusözleşme görüşmelerinin Eylül ya da Ekim aylarına ertelenerek 2016 bütçe hazırlıkları ile paralel olarak yürütülmesini öneriyor. Bu önerinin kamu emekçilerinin lehine olmasına rağmen “yetkili” konfederasyon Memur Sen tarafından reddedilmesi, Memur Sen’in “yandaş” kimliğinin hakkını nasıl verdiğinin görülmesi açısından önemli.
Toplusözleşme görüşmelerinin kamu emekçilerinin yarıya yakının izin kullandığı ya da tatilde olduğu bir dönemde yapılıyor. Sendikaların aşağı yukarı birbirine benzer talepleri olmasına rağmen kendi başlarına hareket etmeyi tercih etmesi, hükümetin işini geçmiş yıllarda olduğu gibi, bu yıl da kolaylaştırabilir. Bu durumda yapılması gereken, konfederasyonların o masaya kimleri temsilen oturduklarını unutmadan hareket etmeleri ve kamu emekçilerinin temel sorunları konusunda hükümetten somut adım atmasını talep etmeleri kimseye bir şey kaybettirmez. Aksine, tüm kamu emekçileri tarafından takdirle karşılanır.
Müstafi AKP Hükümeti, üç memur konfederasyonunun, geçtiğimiz yıllarda toplusözleşme görüşmelerindeki rekabetçi tutumlarınıve en temel konularda bile birlikte hareket etmekten uzak durduklarını çok iyi biliyor ve toplusözleşme sürecini de en az hasarla atlatmanın hesaplarını yapıyordur muhtemelen. Ancak ufukta bir erken seçim olması ya da az da olsa koalisyon ihtimali bulunması, kamu emekçilerinin taleplerinin önemli bir bölümünü hükümete kabul ettirebilmesi açısından önemli bir fırsat olarak değerlendirilebilir.
Basının iki temel görevi, haberleriyle kamu adına her tür iktidarı denetlemek ve gerçeğe ulaşmak için her türlü görüş ve sesin kamuya ulaşmasını sağlamaktır. Bu görevlerden biri sınırlamaya uğrarsa ülkede basın ve ifade özgürlüğü, dolayısıyla demokrasiden söz etmek imkansız hale gelir. Bugün gazetelere, haber ajanslarına, televizyon ve internet sitelerine getirilen sansür, kısıtlama ve baskılar özgür medyanın işlevini hedef almaktadır.
- Asgari ücret stratejisi 05 Aralık 2024 04:54
- Geçinemeyenler 28 Kasım 2024 04:36
- Asgari ücret tartışmaları 14 Kasım 2024 04:36
- 2025 bütçesi üzerine-3 07 Kasım 2024 04:24
- 2025 Bütçesi üzerine-2 31 Ekim 2024 04:38
- 2025 bütçesi üzerine - 1 24 Ekim 2024 04:38
- Hak mücadeleleri 17 Ekim 2024 03:30
- Borç batağında çırpınanlar 03 Ekim 2024 04:42
- Derin sessizlik 19 Eylül 2024 04:33
- Yeni OVP’nin emekçilere vaadi 12 Eylül 2024 04:35
- Kısır döngü 05 Eylül 2024 04:58
- Az çalıştırıp çok sömürecekler 22 Ağustos 2024 04:20